Düzce Milletvekillerinden Osman Çakır’ın bilinmeyen bir yönü daha çıktı. Türkiye Büyük Millet Meclisi, bugünlerde yoğun mesaide. Saatlerce süren genel kurul görüşmeleri bazen sabaha kadar sürüyor… Görüşmeler için Ankara’da bulunan Düzce Milletvekili Osman Çakır, TBMM’de sabahın erken saatlerinde yazdığı şiirleri sosyal paylaşım sitesinde paylaştı. Daha önce sosyal paylaşım sitesi üzerinden fetva gurubu kuran Çakır, bu kez şiirleri ile konuşulacağa benziyor.

 

Osman Çakır imzası ile Hiç hayal etmedik "vekil olmayı, bakan olmayı” başlığı ile paylaştığı şiirlerde ana tema İslam davası… Geçmiş dönemdeki iktidarlara da eleştirilerin olduğu İşte o şiirler…

 

 

Hiç hayal etmedik “vekil olmayı, bakan olmayı”

Biz, yüreğinde İslam davası, fukara gençlerdik.
"Zengin" olmayı değil de "devlet" olmayı özlerdik.
 

 

Biz hayali nebiler gibi masum, safi gençlerdik.

Yüreği imanlı delikanlıca, bir âlem özlerdik
Millet için denizler gibi dalgalanıp coşandık,
Yaşam değil ölüm için mukaddesata koşandık.
 

 

Rabbimize iman davasında, Resule inandık.

Pahası az dünyayı terkedip, sevdasını attık.
İman denizi dalgalarında, sonsuz kaybolandık;
Ulvi sevdalarla davalar uğrunda varolandık.
 

 

Burada gençler, gençlik imanında kaleler gibi,

Yürekleri muhkem surlar, dimdikine duran gibi.
Gönülleri hisar gibi, hiçbir kuvvet aşamasın.
Kalplerde dava aşkından başka sevda yaşamasın.
 
Hepimiz, Türkiye aşkı, hayaliyle yaşıyorduk.
Büyük Türkiye; bu yüzden boncuk boncuk ağlıyorduk.
Gözlerim önünde her şey, hayaller gerçekleşiyor.
Az kaldı, Ey insanlık, Ey Ümmet yetimler büyüyor.
 
Reisicumhur benim gibi konuşuyor, ağlıyor,
Ben gibi hayal kurar Başbakan, gözyaşı döküyor,
Gönlümce dertleri var, sözleri var, hayalleri var.
Yüreklerimiz gibi bir sermayeleri var, ey yar.
 

 

Biz, yüreğinde İslam davası, fukara gençlerdik.

"Malik" olmayı değil de "hikmet" bulmayı özlerdik.
 

Devlet olmak için kurduk Fırkayı

İsteyerek giydik her türlü hırkayı.
İkbal derdine daldık, istikbalimizi kuruttuk
İdeal devletimizi “Devlet” içinde unuttuk.
 
Hırkayla zengin olduk, fırkayla şöhret bulduk,
Şimdi bizler de"devlet"lü ve 'mülk'lü olduk.
Rabbim dinü devletimizi zayi ettirme bize.
Rabbim dünya da mülk ve hikmet ver bize.
 
Bizi Mülkü millete, Hikmet ve devlete ulaştır.
Dünyana kandırma, Ahirete aşkımızı arttır.
Bize "Mülk" vererek "Hikmet"imizi zayi ettirme.
Bizlere bu Dünyayı Ahirete tercih ettirme.
 
Biz, yüreğinde İslam davası, fukara gençlerdik.
"Melik" olmayı değil de "millet" olmayı özlerdik.
 
Biz Ümmetin derdiyle büyüyen mücahit gençlerdik.
Yalnız milleti değil de tüm insanlığı gözlerdik.
Ulvi medeniyetimizi kurmadan yoldan mı bıktık.
Menzile varmadan daha istikametten mi çıktık.
 
Öğrenci iken açdık, salaş mekanlarda büyüdük.
İnkılap, evlilik ve gelecek hayaliyle hürdük.
Afgan dağına dualar ederdik Rabbani için
Kucak kucak kar vardı, kâr var derdik Hikmetyar için
 
Filistin davası, Kudüs yakardı bizi ağlardık,
Halid İslambuli, Zeynep Gazali’ye de ağladık,
Suriye'de Hama'yı, Humus'u hatırlar yanardık
Esed'e lanet okur, sinelerimizi dağlardık.
 
Kapitalizme ve Sosyalizme karşı kıyam derdik
Beheşti ile, Şeriati ile cihad ederdik.
Bütün Meydanlar intifadamızın idi mekanı.
İslam dünyası adına destekti tüm kıyam anı
 
Başörtüsü ve yasakları protesto ederdik.
Polisten cop, rakiplerimizden küfür yumruk yerdik,
Ailemiz korkar, yaptıklarımızı anlamazdı,
Kız kardeşimiz “türban” yasağından okuyamazdı.
 
Sonra kızlarımız aynı yasağa muhatap oldu.
Çok kadınlar yasaklardan dolayı bunalım oldu
Hastalandı, hırpalandı şahit olduk hallerine.
Dertlerine ağladık, elele tutuştuk ölümüne
 
Sokaklarda, bahçelerde beraberce nöbet tuttuk.
İşte böyle büyüdük, kurulan hayalle yol tuttuk.
Okumak için para yetmez, burslar için gezerdik.
Biz yüreğinde İslam davası, fukara gençlerdik.
 
Biz yüreğinde İslam davası olan fukara gençlerdik.
"Dünya"da olmak değil, "ahiret"te olmayı özlerdik.
 
Allah'a giden yollara, şerli kuvvetler oturmuş
Rasule götüren sokaklar, bezirganca tutulmuş.
Dehşetlice yıkımlar olmuş aziz milletimizde
Çökmüş, bitmiş, ütülmüş gençler yok âlemimizde
 
Benzi sararmış, gözü morarmış, yitilmiş bu gençler
Ağızları pis, rakı cips, ayaklar ter kokan gençler
Çarpık fikirli, titrek yürekli, imanı ütülmüş gençler
Başlamadan bitmiş, eve varmadan tükenmiş gençler.
 
Tarihi altın harflerle yazılmış, aziz milletmiş
Kanaat sahipleri katlolmuş, mahremi çiğnenmiş
İslamın gürlü sesi minarelerde susturulmuş,
Millet korkunç bir boşluğa atılarak korkutulmuş
 
Allah anılan Tekke, Dergâh, mabetler kapatılmış,
Bin yıllık Cemiyet dağılmış mukaddesat savrulmuş,
Kimi hayata şişeden bakar, zamanı öldürür,
Ömrünü kadeh kadeh içerek, ruhunu çürütür.
 
Kimi sinema, tiyatro ve sanal âleme düşkün.
Kimi aklı ayakta, ayak takımlarına düşkün!
Topun ardı heyecanı yuvarlanan, pek çok kanal,
Ağa takık, hayattan uçmuş, tüm duyguları banal
 
Ya Rabbi! Böyle bir gençlik yok benim özlediğim alemde

Aşkla, imanla, sevdayla hoş sedayla var olalım alemde.

 

 

Haber: S. Kaşkır