AK Parti Düzce eski milletvekili ve İl Başkanı Metin Kaşıkoğlu Günlük programında anayasa değişikliği konuştu. Yeni anayasa ile neler değişeceğini ayrıntılı olarak anlatan Kaşıkoğlu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ne anlama geldiğini ifade etti. Sistemin Dünyadaki örnekleriyle karşılaştıran Kaşıkoğlu, uygulanmak istenen yeni yapının mevcut sistemlerde bir örneğinin olmadığının altını çizdi.

Sistem ‘Türk Tipi Başkanlık Sistemi’ Olarak İfade Edilebilir
Kaşıkoğlu, sistemin ‘Türk Tipi Başkanlık Sistemi’ olarak ifade edilmesinin doğru olabileceğini söyledi. Dünyada en çok bilinen Amerika’daki başkanlık sistemini uygulamayı tercih edilmemesinin altında yatan gerekçeye değinen Kaşıkoğlu, Amerika’da söz konusu sistemde senato ve başkan arasındaki tıkanıklığı açacak mekanizmanın bulunmayışı olarak gösterdi. Hayata geçilmesi hedeflenen Türk Tipi Başkanlık Sisteminde ise Amerika’daki başkanlık sistemine göre en büyük farkı yaşanacak durumlar karşısında en büyük hakem olan millete gidebilmenin önünün açık olmasıyla açıkladı.

Davul siyasilerin boynunda tokmak vesayetçilerin elinde
Yeni sistemle siyasi partilerin olması gereken noktaya taşınacağını vurgulayan Kaşıkoğlu, değişikliğin kalbi olarak gördüğü özelliğin millete doğrudan hükümeti seçme yetkisinin verilmesini işaret etti. Sistemin hayata geçmesiyle vatandaşın hem meclis için hem de hükümet için iki ayrı oy kullanarak seçimini kendilerinin yapacağı bilgisini veren Kaşıkoğlu, değişiklikten sonra yıllardır devam eden ‘Davul siyasilerin boynunda tokmak vesayetçilerin elinde’ anlayışının sona ereceğini belirtti.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde seçim barajının yüzde 10 olmasına ihtiyaç yok
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde seçim barajının yüzde 10 olmasına ihtiyaç olmadığını kaydeden Kaşıkoğlu, barajın yüzde 5’e kadar düşülme gerekliliğinden söz ederek mecliste dışarıda kalanların girmeye ihtiyacı olduğunu aktardı.

Tek adamlık mevcut sistemde var
Muhalefetin ‘tek adamlık geliyor’ söylemi üzerinde duran Kaşıkoğlu, özellikleri itibariyle mevcut parlamenter sistemin sık sık kullanılan söylemin karşılığı olduğunu dile getirdi.

Türk Tipi Başkanlık Sistemini mevcut başkanlık sistemlerinden ayıran en büyük fark…
Kaşıkoğlu, mevcut başkanlık sistemleri arasında Türk Tipi Başkanlık Sistemini ayıran en büyük özelliğin cumhurbaşkanı ile meclis arasında yaşanabilecek görüş ayrılığına karşı cumhurbaşkanının seçimleri yenileme kararı alarak halka gitmek hakkı tanındığını ifade etti. Kaşıkoğlu,Peki Meclisle Cumhurbaşkanı anlaşamazsa ne olacak? Birileri hep diyor ya ‘Cumhurbaşkanı Meclisi fesih edebilir’ Bu çok yanlış bir şey. Fesih yetkisi kullanıldığı zaman siz yerinizde durmalısınız. Karşı tarafı da tümüyle birlikte lav etmelisiniz. Bizim getirdiğimiz sistem böyle değil. Dünya’da hiçbir başkanlık sisteminde bu olay yok. Yalnızca Türk tipi başkanlık sisteminde var. Cumhurbaşkanı ‘ben meclisin seçimlerinin yenilenmesini istiyorum’ diyor ama kendisi de seçime gitmek zorunda kalıyor. Fesih demek bir anlamda kendisinin de seçime gitmesi anlamını taşıyor. Bunun da adı seçimlerin yenilenmesi olabiliyor. Kısaca Türkiye dışında olmayacak uygulamayla Cumhurbaşkanı ‘Sen mi haklısın, ben mi?’ diyerek meclise ‘seçime gidelim’ diyebilecek. ”dedi.

AK Parti’ye Kadar İçinin Boş Bir Cümle
‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ sözünün AK Parti’ye kadar içinin boş bir cümle olduğunu söyleyen Kaşıkoğlu, gerçek kuvvetler ayrılığı ilkesinin ise 16 Nisan Referandumuyla olacağını bildirdi.

Kaşıkoğlu, muhalefet yapılan değişikliğin sistem değişikliği olduğu eleştirine karşı çıkarak ilk 4 maddenin değiştirilmediği için sistem değişikliğinden söz etmenin doğru olmayacağına dikkat çekti.

Tek Adamlıktan Bahsedilecekse…
‘Yeni anayasa diktatörlük getiriyor’ şeklinde değerlendirilmesine yanıt veren Kaşıkoğlu, “Bu nasıl bir şuurdur? Diktatörlük özünü zorbalıktan alır. Dünyada hangi diktatör seçme yetkisini hakla verip mevcut görevi devam ederken kendisini iki dönemle sınırlandırır? Tek adam arayacaklarsa 7 seçim kaybetmesine rağmen koltukta oturan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na baksınlar. Bu kadar ciddi bir konu bu kadar sululuk kaldırmaz. İşin özü, millet iradesine sahip çıkana sahip çıkıyor.” Diye konuştu.

Terör Örgütünün Hamili Belki De Başbakan Olacaktı
MHP Lideri Bahçeli’den övgüyle bahseden Kaşıkoğlu, “Bahçeli 7 Haziran’da dik durmasaydı terör örgütünün hamili olan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş belki de başbakan olacaktı. Şimdi soruyorum size bu mevcut sistem mi çok demokratik?” şeklinde ifade etti.

Etki Derecesi Sıfır
Referandumda hayır deme kararı alan Saadet Partisiyle ilgili düşüncelerini aktaran Kaşıkoğlu, “Saadet Partisinin hiç sesini duymuyorum. ‘Biz ne evet diyoruz ne hayır diyoruz piyasada da yokuz söylemlerimiz de yok’ tutumu var. ‘AK Parti dediği için karşınızda oluruz’ diyorlar. Saadet Partisi açıktan gag guk diyor. Ne evet ne hayır. Ha evet gibi bir şey oluyor onların ki. Hem hayır hem Evet tabanına söz geçirilmediklerini ben biliyorum. Etki derecesi sıfır.” İfadelerini kullandı.

Demokrasinin Irzına Geçen Bir Partiden Bahsediyoruz
CHP’yi ağır sözlerle eleştiren Kaşıkoğlu, “Ana muhalefet partisinden bahsediyoruz. Rasgele bir partiden bahsetmiyoruz. Demokrasinin ırzına geçen bir partiden bahsediyoruz. Bir kerede demokrasinin yanında durdun mu ey CHP? Halkının gözünün içine baka baka liderlerinin nasıl yalan söylediğini anlatmaya çalışıyorum.” diye konuştu.