Başkan İsmail Bayram, depremin hemen sonrasında il statüsüne geçen Düzce’nin aradan geçen 10 yıllık süreç içinde büyük aşamalar kaydettiğini belirtti.
Başkan İsmail Bayram’ın Düzce’nin il olmasının yıldönümü nedeniyle yayımladığı mesaj şu şekilde: “Düzce 9 Aralık 1999 tarihinde il statüsüne geçerek Türkiye’nin 81’inci vilayeti oldu. Bu kararın üzerinden 10 yılı geride bıraktık, 11’inci yıla giriyoruz. Türkiye’de herhangi bir kentin il olmasıyla Düzce’nin il olması arasında önemli farklar vardır. Düzce, geçirdiği iki büyük deprem sonrasında yıkılmışlığının sonrasında il olmuştur. Kısa vadede düşündüğünüz zaman bu şartlar içinde bir kentin il olması hem idari acıdan hem de kaynaklar açısından zorluklar getirmiştir. 1999 yılında yaşanan talihsiz iki depremin ardından, neredeyse tamamı yıkılmış bir kentte yeniden yapılanmayı ve kalkınmayı sağlamak, ‘Belediye’nin asli görevlerinin’ çok ötesinde hizmetleri gerektirir. Alt yapısı büyük ölçüde tahrip olmuş, yerleşim alanları dağılmış, fiziki yapısı bozulmuş, moral değerleri zayıflamış bir kenti yeniden yaşanılabilir hale getirmek için adeta, ‘ Yeni bir hayatın’ unsurlarının oluşturulması zorunludur. Bu nedenle Düzce’nin arzu edilir düzeyde kalkınabilmesi için birçok yönüyle planlamaların yapılması zorunludur. Bu planlamanın özü, kısa vadede, öncelikli sorunlara cevap vererek, kentte yaşayan insanların su, yol, ulaşım, kentsel düzenleme gibi acil hizmetlerin yapılması; ancak uzun vadede, fiziki ve sosyal/kültürel değerleri ile çağdaş kalkınmış bir kentin koşullarını oluşturmaktır. Bir anlamda Düzce’yi ‘ zorunlu yaşam alanı’ olmaktan ziyade ‘ tercih edilen bir yaşam alanı’ haline getirmektir. Bugün Düzce’nin il olmasının 11’inci yıldönümünde Düzce şehirleşme adına önemli mesafeler kaydetmiştir. Düzce’de fiziki yapılanmanın önemli unsurları tamamlandı. Kısa süre içinde eksik kalanlar da tamamlanacaktır. Bundan sonraki en önemli aşama ise kültürel ve sosyal gelişime ivme kazandırmaktır. Bunun için de projelerimiz hazırdır. Düzce’nin geleceğinin parlak olduğunu her zaman belirtiyoruz, halkımız da buna inanmalıdır.”