Öncü TV’de Salı günü ekranlara gelen Kripto programında konuk olan AK Parti İl Başkanı Mustafa Keskin, FETÖ ile ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. 2014 seçimlerde FETÖ’nün gerçek yüzünü vatandaşlara anlattığını belirten Keskin, saf duygular ile FETÖ’ye inanların bir suçu olmadığını söyledi. Kayyum atanan Celiloğlu şirketi ile ilgili açıklamalar yapan Keskin, konunun mahkeme sürecinde olduğunu belirtti.
 
“Cumhurbaşkanımız FETÖ’nün siyasi ayağındaki hedef olarak gösteriliyor”
15 Temmuz’da hedefin Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhurbaşkanı olduğunu belirten Keskin şunları söyledi: "17-25 Aralık olaylarından sonra 2014 seçimlerinde karşımıza çok çıktı siyasi olarak. Düzce’de bazı bu grupların 2014 seçimlerinde AK Parti aleyhine canla başla bir takım vaatler verdikleri paralar verdikleri köyleri gezip gübreleri vadeli verdikleri. Bu mücadele bitmeyecek. Türkiye Cumhuriyeti şuanda öyle algılar ile karşılaşıyor ki dini ve siyasi olarak. Sanki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan FETÖ’nün siyasi ayağındaki hedef olarak gösteriliyor. Bu bir algıdır ve tek elden yürümüyor bu işler. Sanki Cumhurbaşkanımız FETÖ’nün siyasi uzantısı olarak gösteriliyor. 15 Temmuz’da hedef Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhurbaşkanıydı. AK Parti özellikle son seçimlerde milletvekili aday adaylarında FETÖ bağlantısına çok dikkat ediyor. Bu ayıklamalar yapılıyor. Bununla ilgili bir sıkıntı yok."

“İnatla devam edenler yargılandı veya yurt dışına kaçtı”
DÜSİAD’ın başında olan kişinin şuan kaçak olduğunu belirten Keskin şunları söyledi: "DÜSİAD’ın başında olan kişi şuan kaçak. Bununla ilgili  FETÖ’den sonra DÜSİAD’dan ayrılan ve bağını kesen iş adamları var. Bununla ilgili çalışmalar yapan bazı arkadaşlar var. Bunu zaten devlet takip ediyor. Ayrıldı diyelim ama devletin hafızasında bu kayıtlıdır.17-25 aralık olaylarından sonra bu grupla devam etmeyen ve ayrılanlar var. Ama inatla devam edenler yargılandı veya yurt dışına kaçtı."
 
“FETÖ’nün yargı kanadından çok çektim”
FETÖ’nün yargı kanadından çok çektiğini belirten Keskin şöyle konuştu: "Ben Mustafa Keskin olarak FETÖ’nün yargı kanadından çok çektim. Benim inandığım değerler olsun AK Parti’de bulunduğum siyasi mevki olsun öyle bir dönemden geçtim ki bir ara FETÖ’nün hedefi olmuştum. Ben 20 sene önce onların kitaplarına bakıp da bunların İslami olmadığı görüşündeydim. Ben onların karşısında saf tutan birisiydim. Dolayısıyla bu duruşumdan dolayı bunlar beni hazmedemedi Düzce’de. Buradaki bir duruşumuzdan dolayı içimize sızamadılar. Bizim içimize girmeleri çok zor. Bizim en azından iktidar partisi olarak bu işlere bulaşmış insanlar ile bir araya gelmemiz mümkün değil. Onların hazmedemedikleri de bu zaten. Kimisini para ile kandırdılar kimini ise İslami değerler ile kandırdılar. Ben bu yolda can vermeye hazırım. Ben  bu yola her şeyi göze alarak çıktım. Bunlar o kadar hain ki herkesin nabzına göre şerbet verirler. Ama biz bunun tecrübesindeyiz. Ben 2014 seçimlerde köy köy dolaşırken siyaset yapmadım Kur’an da ki doğruları anlattım. Bunlara saf şekilde inanların suçu yok."

“Şuan için mahkemeyi beklemekten başka bir çare yok”
Düzce'deki kayyum konusunda konuşan Keskin şunları belirtti: "İnsanlara doğru bilgi vermemiz gerekiyor. Cihat Çelik kardeşimiz Düzce’de kayyum değil. Düzce’nin kayyumu İstanbul’dan görevli bir avukat.  Cihat Çelik kayyum heyetinin içinde bulunuyor. 15 Temmuz olaylarından önce 17-25 Aralık olaylarından sonra Cihat Çelik  bunlar ile ilgili devlet ile çalışan birisi. Bunların hesap hareketlerini kontrol eden ve bilgi veren birisidir. 15 Temmuz’dan sonra kayyum atandığında heyette görevli oldu. Burada Ensar gibi Celiloğlu gibi şirketlerin yapılarını incelemeye başladı. Tabii ilk önce kanunen belli olan kişilere ödemeler yapıldı. Vergi borçları ve işçi alacakları ilk sırada gelir. Bunlar verildikten sonra o şirketin mal varlığı borçlarını karşılıyorsa satışa çıkartılır. Kızılay örneğindeki gibi. Ama Celiloğlu şirketinde şöyle bir olay var. Mağdur sayısı 250 kişiden fazladır. Tabii bu mağdurların hepsi incelendi. Kayyum görevi bu. Baktıkları zaman bankaya olan bir borç var.  Cihat arkadaşımız ile görüştüm, kayyum ile görüştüm ve son olarak TMSF Başkanı ile görüştüm. Buradaki arkadaşların mağduriyetini ilettim. Burada yapılan Celiloğlu Şirketinin mülklerini satışa çıkartıldığında bankalar el koyuyor. Bundan dolayı da mağdur olan vatandaşların alacakları ödenemiyor. Sıkıntı burada bu. Celiloğlu’nun kendi şahsi malları da satılamıyor kanun gereği. Kayyum heyeti de bununla ilgili Ağır Ceza Mahkemesine dava açmış. Bunun sonuçları bekleniyor şimdi. Şirketin malları satılınca borçların ödenmesine yetmiyor. Şahsi malları da dokunamıyorsun. Mahkemenin sonuçlanması bekleniyor yapacak bir şey yok. Vatandaşlar yıllardır beklediği için de mağdur oluyor. Tabii Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir kanun devleti olduğu için her şey kanuna göre yapılıyor. Bu olayda eksik bir şey yok. Olsa ilk ben müdahale ederim. Ben TMSF Başkanı’na kadar gittim bu konu için. İnsanlar bu şirkete kayyum atandığı için parasını devletten alacağını sanıyor. Devlet bunun için kimseye para vermez. Devlet o şirketle ilgili tedbirlerini alır şirketin satışını yapar ve oradan gelen para ile borçlar ödenir. Şuan için mahkemeyi beklemekten başka bir çare yok. İnşallah hayırlı bir netice ile sonuçlanır mahkeme."