Henüz bir kaç ay önce muhaliflerin girişimleri ile kongre sürecine sokulmak istenen MHP'de yeniden hareketli günler yaşanmaya başladı. Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ni de içeren anayasa değişikliği teklifi ile ilgili genel merkezin takındığı tavır, parti içinde yeni bir krize yol açtı. MHP İstanbul Milletvekili Atila Kaya’nın partili cumhurbaşkanlığını öngören anayasa değişiklik teklifine hayır diyerek partideki görevinden istifa etmesi MHP’de diğer milletvekili ve eski genel başkan adaylarının teklife karşı görüş ve önerilerinin tartışılmasını gündeme getirdi.

Özellikle 7 Haziran seçimlerinden sonra MHP’de Devlet Bahçeli’ye karşı muhalefet bayrağı açan MHP Genel Başkan Adaylarından 24. Dönem Iğdır Milletvekili Sinan Oğan, AK Parti ve MHP arasında yakalanan atmosferin ardından Genel Başkan Yardımcısı Atilla Kaya’nın istifasın altında yatan nedenleri ve Genel Başkan Devlet Bahçeli il AK Parti arasında olan tutumun önümüzdeki süreçlerde neler getireceğini canlı telefon bağlantısı ile konuk olduğu Öncü Ana Haber’de değerlendirdi.

"BAHÇELİ’Yİ İKNA EDEMEDİĞİNİ GÖRÜNCE İSTİFA ETTİ"

Milliyetçi Hareket Partisi 24’üncü Dönem Iğdır Milletvekili Sinan Oğan sözlerine, Türkiye’nin önemli günlerden geçtiği ve özellikle ulusal basının MHP’nin muhalif isimlerine kapılarını kapattığı, ekranlarını kararttığı bugünlerde Düzce Öncü TV’nin bu tavrını çok önemli bulduğunu belirterek başladı. Genel Başkan Yardımcısı Atilla Kaya’nın istifasına ilişkin ise MHP Parti Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi konuşup ikna edemedikten sonra istifa ettiği yorumunda bulunan Oğan; şöyle devam etti: “Sayın Atilla Kaya MHP içinde gerek Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapması gerekse yıllar içerisinde partinin milletvekilliğini ve genel başkan yardımcılığını yapması sebebiyle son derece önemli bir isimdir. Sayın Atilla Kaya ülkücü bir duruş sergilemiştir ve Sayın Atilla Kaya buna itiraz etmiştir. Sayın genel başkan ile konuşup ikna edemediğini gördükten sonra bu yanlışa ortak olmak istemediğini ifade etmiş ve Genel Başkan Yardımcılığı görevinden istifa etmiştir.”

"GENEL MERKEZ MAALESEF Kİ MUTLU BİR AZINLIĞIN TEMSİLCİSİ KONUMUNDADIR"

Bu istifanın bir başlangıç olduğunu savunan Oğan, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin tabana aykırı bir tutum sergilediğini savunarak, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “MHP’nin bu yanlışa ortak olmasına hem parti yönetiminden hem milletvekillerinden hem de partinin diğer yetkili organlarından devamı gelecektir. Eğer tabanı soracak olursanız taban zaten bunun karşısında. Şu an MHP Genel Merkezi tabanı temsil edememektedir. MHP Genel Merkezi maalesef ki mutlu bir azınlığın temsilcisi konumundadır. Sayın Genel Başkan Devlet Bahçeli AK Parti’nin nasıl bir ihanet içerisinde olduğunu, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan bunun hesabını soracağını bu anayasa değişikliğinin olası anayasa değişikliğinin yanlışlarını ifade etmiş adı her ne olursa olsun bu sistemin bebek katili Abdullah Öcalan tarafından istenen bir sistem olduğunu ifade etmiş ve buna şiddetle karşı çıkmıştır. Taban da bu politikayı desteklemiştir.”

"TABAN BUNU AFFETMEYECEK"

Oğan, başkanlık seçimine karşı çıkarak oy toplayan bir partinin şimdi tam tersi bir tutum sergilediğini ve tabanın bunu affetmeyeceğini kaydetti. Oğan; “Nitekim 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde MHP milletvekili adayları genel merkez yöneticileri ve adayları ve taşra teşkilatları ülkücülere, Türk milletine gittiğinde, ‘Bize oy verin, biz bu başkanlık sistemine karşı çıkacağız’ demiştir. Ancak "Başkanlık sistemine karşı çıkacağız" deyip de oy isteyenlerin şimdi bir kısmının maalesef ki ülkücüleri kandırarak buna karşı çıkması ve tam tersini yapması ve başkanlık sistemine evet oyu vermesi taban tarafından büyük bir hiddetle karşılanmıştır. Taban bunu affetmeyeceğini söylemektedir. Ben inanıyorum ki bu meclisten geçmeyecek ama olur da meclisten geçerse referandumdan geçmeyecek. Biz de elimizden geleni yapacağız.

"GÜL VE DAVUTOĞLU’NA YAKIN İSİMLER "HAYIR" OYU VERECEK"

MHP’de hem başka istifaların hem de oyunun rengini belli etmediği halde "hayır" oyu verecek olanların sayısının bir hayli yüksek olduğunu ifade eden Oğan, çarpıcı tespitlerde de bulundu. Oğan; “Bu sayının 25’ten az olmayacağını söyleyebilirim ve MHP’de 25’in üzerinde milletvekili "hayır" oyu verecektir. Ama bu sadece MHP ile sınırlı değil AK Parti’nin içerisinde özellikle Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu’na yakın isimlerin hayır oyu vereceklerini biz AK Parti kulislerinde sık sık duyuyoruz. Bunu meclisten geçme ihtimali zayıf gözüküyor. Ama Sayın Bahçeli de ifade etti “Benim bir tek oyum var” bu da şu demektir; ben hayır diyeceğim ama diğer milletvekillerinin kendi bileceği iş, demektir. Zaten milletvekillerinin içine sinen bir durum değildi. Dolayısıyla Sayın Bahçeli ve etrafındaki birkaç kişi evet oyu verebilir. Ama partinin büyük bir çoğunluğu "hayır" oyu verecektir.” dedi.

"MHP YENİ BİR YÖNETİMLE SEÇİME GİDERSE İKTİDARA GELİR"

Anayasa seçim tarihinin 3 Kasım olmasına ilişkin de yorumlarda bulunan Oğan şöyle konuştu: “Anayasada seçim tarihi yazmaz. Ama şu an anayasa seçim tarihi 3 Kasım olarak yazıyor. Ben 3 Kasım’dan daha erken bir seçime gidilmek zorunda kalınacağını bekliyorum. Meclisten geçip de referandumdan geçmezse yine en kısa sürede üzerindeki bu ağır yükü atacağı bir seçim Türkiye’yi bekliyor. Böyle bir durumda zaten bizim uzun zamandan beri dile getirdiğimiz kongre süreci hızlı bir şekilde başlar ve tamamlanmış olur. Dolayısıyla MHP yeni bir yönetimle seçime gider ve yeni bir yönetimle iktidara gelir. Eğer şartlar değişmez ve MHP bu haliyle seçime giderse MHP’nin fazla bir şansı gözükmüyor. Bakmayın siz şimdi AK Parti’nin yandaş basını Sayın Devlet Bahçeli’yi yere göğe sığdıramıyor. AK Parti’lilere "Oy verecek misiniz?" diye sorduğunuzda ‘Niye verelim bizim kendi partimiz var.’ deniliyor. Kuru laflar sandığa yansımıyor. Ülkücü taban kendi iradesini genel merkezin yansıtmadığını düşündüğüne göre MHP’nin yapılacak ilk seçimlerde mevcut kadroyla gitmesi durumunda şansı çok zayıf gözüküyor.” diye konuştu.

"BAHÇELİ’NİN PARTİYİ BU DURUMA DÜŞÜRMEYE HAKKI YOK"

AK Parti’yle şimdiye kadar sürekli mücadele ettiklerini ve yukarıdakilerin dost olmasıyla taban arasında bir çatışmanın olduğunu belirten Oğan; şunları kaydetti: “Biz AK Parti’yle sürekli mücadele ettik. Siz yukarda dost oldunuz bizim aşağıda mahkemelerimiz devam ediyor. Bizim düşmanlıklarımız siyasi düşmanlık tabii kan davası değil. Bu devam ediyor. Biz yıllarca çoluk çocuğumuza iş bulamadık, iş adamıysak ihalelerden dışlandık, devletin imkanları hep AK Parti’lilere verildi. Geçenlerde bir ilçe başkanımız ‘AK Parti ilçe başkanıyla aynı yerde bizim yerimiz, AK Parti ilçe başkanı şöyle diyor; sizin partinizin de bir manası kalmadı, gelin bizim partide çaycılık makamı boş, siz MHP ilçe başkanlığını bırakın gelin bizim partide çaycılık yapın dedi’ diyor. Bunu bizim ilçe başkanımız bana ağlayarak anlattı. Hiç kimsenin MHP’yi bu duruma düşürmeye hakkı yoktur. Başkanlık sistemi, federal sistem ve partili sistem; bunların üçünü birbirinden ayıramazsınız. Başkanlık sistemine geçiyorsanız iki partili sisteme geçiyorsunuz demektir. Bu MHP’nin kapısına kilit vurulacak demektir. Bu yüzden bizim partimiz için buyurun bizim parti binamıza gelin nasılsa işiniz bitti çaycılık makamı boş deme cüretini gösteriyorlar. Buna Sayın Devlet Bahçeli’nin hakkı yok. Partimizi bu duruma düşürmeye hakkı yok.”

"DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE BİZDE GETİRİLMEK İSTENEN GİBİ BİR SİSTEM MEVCUT DEĞİL"

Son olarak partili cumhurbaşkanı hakkında yorumda bulunan Oğan, düşüncelerini şöyle dile getirdi: “Dünyanın hiçbir yerinde bizde getirilmek istenen bir sistem gibi bir sistem mevcut değil. Amerika hep örnek verilir. Amerika’da erkler ayrılığı mevcuttur. Yani hukuka başkan karışamaz. Atamalarda bazen başkanın istediği oluyor. Ama bizde daire başkanın da tutun da bakana kadar hepsini başkan atayacak. Bu da tek adam rejimi demektir. Amerika başta olmak üzere bütün başkanlık sistemlerine baktığınız da, gücü elinde bulunduran bir yapı, her zaman askeri darbelerin daha çok olduğu yapıdır. Amerika bunu istisnasıdır ama istisna genel kaideyi bozmaz.”