TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Düzce Milletvekili Dr. Faruk Özlü, Al Jazeera Türk’ten Didem Özel Tümer’in sorularını cevapladı.Al Jazeera’nin uzun bir şekilde yer verdiği röportajda konuşan Özlü, daha önce füze savunma sistemini yapamayacaklarını söyleyen yerli firmaların, geçen zamanda elde ettikleri tecrübelerle “2006’da yapamazdık ama bugün bu sistemleri yapabiliriz” dediklerini söyledi.

Son 10 yıldır Türkiye’nin savunma sanayii alanındaki dönüşümünün en yakın tanıklarından biri olanAK Parti Düzce Milletvekili ve TBMM Milli Savunma Sanayi Başkanı Faruk Özlü Türkiye'nin savunma sanayii konusundaki politikalarını anlattığı söyleşide çarpıcı açıklamalar yaptı.

Söyleşide Özlü’nün İlk milli tank ALTAY, ilk insansız hava aracı ANKA, ilk milli gemi MİLGEM projelerinde ve Uzun Menzilli Füze Savunma Sistemi İhalesi'nde Savunma Sanayii Müsteşar Yardımcısı olarak görev yaptığına dikkat çekiliyor.

   Özlü’nün Al Jazeera Türk’e yaptığı açıklamaların satır başları şöyle:

BARIŞ VE CAYDIRICILIK İÇİN SİLAHLANMA 

   “Silah kullanmak her zaman en son seçenek olmalıdır. Savunma sanayimizin geliştirilmesi, modern askerî teçhizat tedariki faaliyetlerimizin de aslında bir tek amacı vardır; caydırıcılık ve barışı korumak. Yani bütün bu faaliyetleri caydırıcı bir güç olmak ve barışı korumak için yapıyoruz.” 

TRANSFORMASYONA İHTİYAÇ VAR

   “Türkiye'nin bir taraftan silahlı kuvvetlerini modernize ederken, diğer taraftan savunma sanayisini geliştiren dünyadaki ender ülkelerden biri.Son 10 yılda savunma sanayimizi geliştirme ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ni modernize etme faaliyetlerimizde ciddi mesafeler aldık. Ancak bugün artık bir transformasyona ihtiyacımız var.Mesela, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu modern şirket yönetim tekniklerini uygulayabilecek, teknoloji üretebilecek, ticari faaliyetlerini en az ASELSAN ve TAI gibi yürütebilecek şekilde bir statüye kavuşturulması gerekli. Yani KİT statüsünden A.Ş statüsüne geçmeli.”

SON DÖNEMİN GETİRDİKLERİ

   “2003 yılında başlayan ve bugüne kadar gelen son dönemde ağırlıklı olarak kendi tasarımlarımızı, kendi ürünlerimizi yapmaya çalışıyoruz. Bu son dönem, aynı zamanda yabancı şirketlerin ana yükleniciliğinden yerli şirketlerin ana yükleniciliğine geçtiğimiz bir dönem olmuştur.Bu dönüşümden önce, uluslararası ihale yapıyor, doğal olarak ihaleyi kazanan firmaya da işi veriyorduk. O yabancı firmaya da “Sen bu ihaleyi kazandın ama sen bizim yerli şirketlerimize buradan iş payı ver, onları alt yüklenici yap" diyorduk. Yani kendi işimizi önce yabancıya veriyor, sonra da ana işi verdiğimiz firmadan bizimkilere iş payı vermesini istiyorduk.15 Mayıs 2004’teki o toplantı bu sistem tersine döndürülmesinin başlangıcı olmuştur. Bu tarihten sonra yapabilecekleri her işte yurtiçi firmaları ana yüklenici olarak seçtik. Bu defa yabancı şirketler bizim firmalarımızdan iş isteme, alt yüklenici olma durumunda oldular. Bu sayede son 10 yılda savunma sistemlerinin yurt içinden karşılanma oranı yüzde 55’ler seviyesine çıktı.”

UZUN MENZİLLİ FÜZE SAVUNMA SİSTEMİ

   “T – LORAMİDS (Türk Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi) projesi,Çinli firmanın beklentilerimizi karşılamaması nedeniyle iptal olmuştur. Fakat bu arada bir başka gelişme daha oldu. Yurtiçi firmalarımız da, alçak ve orta irtifa hava savunma sistemi projeleri ile diğer projelerden kazanmış oldukları bilgi birikimi ve teknolojiler ile “2006’da yapamazdık ama bugün bu sistemleri yapabiliriz” teklifinde bulundular.Savunma sanayiinde son 10 yılda aldığımız mesafe şirketlerimizi cesaretlendirdi. Türkiye bu sistemleri kendisi tasarlayıp üretmeyi hedefledi.”

UYDU TEKNOLOJİSİ

   “19’ncu ve 20’nci yüzyıl denizlere hâkim olanların dünyaya hakim olduğu bir yüzyıl oldu. İçinde bulunduğumuz 21’nci yüzyıl ise uzaya hakim olanların dünyaya hakim olduğu ve olmaya devam edeceği bir yüzyıl. Bu sebeple, uzay ve uydu çalışmaları büyük önem arz ediyor.Türkiye hem haberleşme, hem istihbarat uyduları  konusunda önemli çalışmalar yapıyor.  Uzaydan daha fazla istifade edebileceğimiz bir döneme giriyoruz.

Son 10 yılda gerçekleştirdiğimiz faaliyetler sonucunda Ankara Kazan bölgesinde hem haberleşme, hem de istihbarat (keşif–gözlem) uydularının tasarım ve üretimi için "uydu sistem üretim, test ve entegrasyon merkezi" kurduk.”

SİBER SALDIRILAR

   “Türkiye, teknik açıdan siber saldırılara karşı güvenli bir ülke, ancak bu konuda bazı yasal düzenlemelere ihtiyaç var. Türkiye’nin savunma ve güvenlik alanında, kapsamlı bir yapısal dönüşüme, yani kapsamlı bir reforma ihtiyacı var."  

Haber;S.KAŞKIR