Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanı Zekeriya Tozan, Merkez İlçe Başkanı Alaeddin Duran ile “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” dolayısıyla Öncü Medya Grubuna nezaket ziyaretinde bulunarak gazetecilerin anlamlı gününü tebrik etti. Tozan ziyarette siyasetin ana gündem maddesi anayasa değişikliği teklifine dair açıklamalarda bulundu.

Yangından mal kaçırır gibi hazırlandı
Anayasa değişikliğinin meclisten geçmesini beklemediğini söyleyen Tozan, görüşme sürecinde aceleci davranıldığını savundu. Tozan konuyla ilgili,  “O kadar alelacele bir süreç yaşandı. Anayasa toplumun yaşamanı düzenler. Bir ülkede anayasayı değiştirmek için toplumsal uzlaşı şarttır. Değişiklik teklifi adeta yangından mal kaçırır gibi hazırlandı. Toplumun tüm unsurlarınca bütün şıklarıyla değerlendirilmesinin ardından meclise gelmesi gerekirdi. Hiçbir kesim bu değişikliği tartışmadı. Tartışan kim? Kapalı kapılar adında bir anayasa komisyonu sayısal üstünlük siyasal iktidarın elinde alınan oylarla istenilen noktaya getirilmiş, alelacele karar verilmiş ve meclise getirilerek görüşülmeye başlandı. Geçmişte sistem için ‘AKP’nin kurtarıcısıdır’ diyen Sayın Bahçeli’nin nasıl bu noktaya geldiğini anlamak mümkün değildir.” Dedi.

Dayanışmanın tabanda çok kabul görmediğini düşünüyorum
MHP- AK Parti dayanışmasının tabanda çok kabul görmediğini bildiren Tozan, MHP’nin süreçteki tavrını eleştirdi: “CHP’nin 6 okundan bir tanesi milliyetçiliktir. MHP’li kardeşlerimiz, Atatürk’e inanan, milliyetçiliğe inanan, parlamenter sisteme inanan bütün MHP tabanının da ben bu anayasaya ‘evet’ diyeceğine inanmıyorum. Sayın Bahçeli, iki tane seçim beyannamesinde ‘Başkanlığa hayır’, ‘güçlü parlamenter sistem’ diyerek oy aldı. Beyannamesine tamamen zıt bir karar alarak verdiği sözü tutmayan bir lider konumuna düştü.”

Böyle bir sistemle ülkeyi yönetmek felaketle sonuçlanabilir
Halka süreci nasıl anlatmayı planladıkları hakkında açıklamalarda bulunan Tozan, teklifle meydana gelecek değişikliklerin içeriğine değindi: “Her sandıkta üyelerimiz, örgütlerimiz var. Sandık sandık birer birer anlatmayı hedefliyoruz. Bu basit bir olay değildir. Olay, CHP, AKP, MHP meselesi değildir. Bu memleketin geleceğinin meselesidir. Güçler ayrılığı diye bir durum kalmamıştır. Bu sistemde yargı bağımsızlığı kalmayacaktır. Milletvekillerinin hiçbir şekilde halkı temsil etme olanağı kalmayacaktır. Bu sistemle millet iradesi kalmayacaktır. Yüzde 51 ile seçilen bir partili Cumhurbaşkanı, milletin yüzde yüzünün oyuyla geldiği meclisi yok sayarak, bakanları kendisi atayacak, meclisi isterse fes edecektir. Cumhurbaşkanı matematiksel olarak yargılanamayacak noktaya gelmiştir. 301 oy olduğunda hiçbir gerekçe göstermeden partili Cumhurbaşkanı ‘sizi fes ediyorum’ dediğinde meclis fes olacak. Böyle bir sistemde yanlış yapan bir cumhurbaşkanı yargılanabilir mi? Burada partilerin isminin hiçbir önemi yoktur. Bir notere gittiğinizde 60 yaşın üzerinde iseniz sağlık raporu isteniyor. Partili Cumhurbaşkanı Alzheimer, Parkinson olabilir. Yanlış bir kararını denetleyecek bir meclis ortadan kalkmaktadır. Böyle bir sistemle bu ülkeyi yönetmek bir felaket olabilir. Bir kişinin iki dudağı arasına bütün yetkileri vermek çok tehlikeli bir durumdur. Bunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilgisi yoktur. Vatandaşlarımızın bu anlamda bu olaya evet dememeleri gerekmektedir. Yargının bütün unsurlarının siyasete bağlandığı bir sistem gelmektedir.”