Yığılca'da babasından miras kalan değirmende çalışacak işçi bulamadığı için işletmeciliğe başlayan Saniye Yalçıner, eşiyle birlikte 25 yıldan beri baba mesleğini devam ettiriyor. Mesleğinin yanında hayvancılık ve tavukçulukla da ilgilenen Yalçıner, teknolojiye inat yöre halkına hizmet veriyor.
Yalçıner, babasının aracılığıyla tanıştığı mesleğe merakla başladığını belirterek, "Babamın burada işçileri vardı. Biz de onların yanına gidip gelirken özenti oldu, merak ettik, sonra da alıştık. Bunu yapacak işçi bulamayınca eşimle beraber 25 yıl önce bu işe başladım" diye konuştu.
Değirmenin suyla çalıştığına dikkati çeken Yalçıner, şunları dile getirdi:
"Aşağıda çarkı var. Su çarka yukarıdan vurduğunda baltacık demiri üst taşı çeviriyor, alt taşı sabit kalıyor. Üstünü çevirdiği zaman istediğimiz zaman un olur, istediğimiz zaman da yarma olur. Yarma yaptığımız zaman buradaki demiri kaldırdığımızda istediğimiz kalıbı alıyoruz. İndirdiğimiz zaman ince un haline geliyor. Müşterinin istediği şekilde oluyor."
İki oğlunun da mesleği bildiğini ancak yapmadığını belirten Yalçıner,"Gençler, 'Bizim işimiz değil' diyor. Bu, ancak ihtiyarların işi. Mesleğin hemen hemen sonuyum" dedi.
"Parası olmazsa ücretin yerine kendi hakkımızı alıyoruz. Ne demişler, 'Hak değirmende.' Biz de kendi hakkımızı alıyoruz buradan işte. Emeğimizin karşılığını almış oluyoruz. Buraya vergi veriyoruz. O yüzden almak zorundayız" şeklinde konuştu.
Mesleğe eskisi kadar rağbet olmadığını dile getiren Yalçıner, fındık bahçelerinden dolayı işlerin yavaşladığını savundu.Kadınların her şeyi yapabileceğine dikkati çeken Yalçıner, sözlerini şöyle tamamladı:
"Herkes gücünün yettiğini yapsın. Bir insanda akıl ve güç varsa, 'Ben bunu yapamam' diyemez, mutlaka yapar. Bunun tamirini kendim yaparım. Bakımını yaparım. Yapamayacağım hiçbir şey yoktur. Yeter ki gücüm yetsin. Yetmediği zaman da çıkıyorum dışarıya bir vatandaştan yardım istiyorum. Geliyor bana yardımcı oluyor.Yapmak isteyen yapar, yapmak istemeyen zaten evde de iş yapmaz. Kadının yapamayacağı hiçbir şey yok. Yeter ki gücü yetsin."

Haber: H. İŞCAN