Depremin yıl dönümünde Kiremitocağı prefabriklerindeydik. Yine bir iftar sofrası ve yine bir hayat hikâyesi. Ama bu kez depremin hikâyesi için iftar sofrasındaydık. Yağmur ailesi ile iftar açtık ve deprem anılarını ortaya döktük.

Evin reisi 67 yaşındaki Recep Yağmur ile başladı sohbetimiz. Depremde neler yaşadığını anlatasını istedik kendisinde. Depremi hala unutamadığın ifade etti Recep Yağmur bize. Depremde Camikebir Mahallesi’nde ikamet ettiğini ifade ediyor Recep Yağmur. Prefabrik hayatı zor mu dediğimizde Recep Yağmur zor olmadığını ifade ediyor. Çadır kentlerden buraya geldiklerini ve sanki bir saraya gelmiş gibi mutlu olduklarını ifade eden Recep Yağmur haline şükretmeyi biliyor.

Evin büyüklerinden Nezaket Yağmur’a uzatıyoruz mikrofonlarımızı. Nezaket teyze 40 yıldır Recep amca ile aynı yastığa baş koyuyor. Depremin izlerini o da unutamamış. 17 ağustos gecesini anlatırken sesi titriyor Nezaket teyzenin. Cumayeri’nde yakınlarını kaybetmesinin acısı da içerisinde.

 

Fuat Yağmur Recep ve Nezaket Yağmur çiftinin oğulları. O da depremde daha 5 aylık evliydi. Camikebir Mahallesi’nde yaşadı o da depremi. Evin gelini Rabia Yağmur da depremde yaşadığı korkuyu paylaştı bizimle. Ama o en çok Somali’de açlık çeken insanlara acıdığını söylüyor. Kendilerinin boğazlarından yemek geçmediğini ifade ediyor.

Evin minikleri de var. Depremi görmediler ama prefabrik hayatından başka hiçbir hayat bilmiyorlar. Fuat ve Rabia çiftinin Zülayha, Şuranur ve Nisanur adındaki üç kızı da olan biteni anlamaya çalışıyor. 11 yaşındaki Züleyha’ya büyüyünce ne olmak istediğini soruyoruz. Polis diyor. 9 yaşındaki Şuranur da polis olmak istiyor. Evin en küçüğü Nisanur ise daha gelecek planı yapmamış. Ama o en çok ev hayatını istiyor ve evde banyoda yıkanmak istiyor.

Haber; R. BAL