Konuralp’te 25 Temmuz'da düzenlenen törenle başlayan arkeolojik kazırlarla Batı Karadeniz’in Aspendosu'nun gün yüzüne çıkarılması hedefleniyor.
Hiçbir arkeolojik çalışma yapılmamış
Kazı programıyla ilgili bilgiler veren Düzce Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Yrd. Doç. Dr. Nurperi Ayengin, “Üniversiteye ilk geldiğimden itibaren rektör hocamızla bir araya gelip arkeolojik çalışmalar konusunda neler yapabileceğimizi konuştuk. Düzce’nin arkeolojik değerlerinin ortaya çıkartılması yoluyla tanıtılması için çok önemli bir yere sahip olan, kazı çalışmasının yapılabilmesi noktasında rektörümüz bize her türlü desteği verdi. Öğrenciyken hocalarımız bize, Batı Karadeniz Bölgesine özellikle Düzce ve çevresine çok uzun bir mesainin harcanması gerektiğini söylemişti. Bugüne kadar Düzce ilinde hiçbir arkeolojik çalışma yapılmamış. Düzce Üniversitesi’ne geldikten sonra, altı yıl sürecek olan Düzce İli Arkeolojik Yüzey Araştırması Projesi’ne başvurdum.” dedi.

Kazı çalışması nasıl başladı? 
Kazı çalışmalarının bilimsel başkanlığı görevini üstlenen Yrd. Doç. Dr. Nurperi Ayengin, “Kazı çalışmasının başlamasında Düzce Kadın Girişimciler Grubu’nun katkıları oldu. Vali Beye konuyu anlattığımız bir toplantıda, Sayın Valimiz Kültür Varlıkları Genel Müdürü’nü Düzce’ye davet etti. Sayın valimiz ile sayın rektörümüzle, Genel Müdür Murat Süslü’yü karşıladık. Birlikte kazı alanlarını gezdik. Bunun üzerine sayın genel müdür, burada kazı çalışmalarının başlaması emrini verdi. Bilimsel başkanlığını üstlendiğim bu kazı çalışmasına böylece başlandı.” diye konuştu.

 

 

En büyük sıkıntı ödenek
Kazı çalışmalarının süresinin ve hızının gelen bütçeye bağlı olduğunu söyleyen Ayengin, “Bu tür çalışmalarda ödenek en büyük sıkıntıdır. Ödenek bizim çalışmamıza ne kadar imkan veriyorsa, o kadar çalışabiliyoruz. Seneye bütçemiz daha da artacak ve seneye daha iyi çalışacağız diye umut ediyorum. İnsanlar artık tatilde, sadece deniz kenarına gidelim demiyor. Arkeolojik yerleri de gezip görmek istiyor. Devletimizin de artan bu rağbete paralel olarak, kültür turizmine daha çok destek veriyor. Bizim kazı alanımızın en büyük şansı burada anıtsal bir mimarı var. Sağlam durumda az sayıda tiyatro mevcut, hem de insanların ilgisini çeken anıtsal bir yapı. Konuralp bu konuda çok şanslı. Burada yapılacak kazı ve restorasyon çalışmalarından sonra hemen hemen tamamlanmış bir tiyatro ortaya çıkacak. Buranın Batı Karadeniz’in Aspendos’u olabilecek potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum. Burada kazı çalışmaları sonrası etkinlikler yapılacak ve Konuralp’e canlılık kazandıracağını düşünüyorum” dedi.

 

 

Deneyimli ve kalabalık bir ekip...
Kazı çalışmalarına deneyimli ve kalabalık bir ekiple başladıklarını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Nurperi Ayengin, “Gebze İleri Teknoloji Enstitüsü’nde araştırma görevlisi olarak görev yapan iki arkadaşımız Mimar Restaratör Seda Cengiz, Esra Okur Coşkunçay, Marmaray Projesi'nde görev almış İstanbul Üniversitesi'nden profesyonel bir fotoğrafçı olan Sidar Kaya, kendi fakültemizden hem antropolog, hem arkeolog olan Yrd. Doç. Dr. Yasemin Yılmaz, yine Fakültemizden Yrd. Doç. Dr. Emre Okan, Yrd. Doç. Dr. Pınar Pınarcık ve Fatih Özçelik arkadaşlarımız, Karabük Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Yrd. Doç.Dr. Şahin Yıldırım Hocamız var. Ayrıca Kaynaşlı MYO’dan iki tane harita mühendisi arkadaşımız var. Öğretim görevlileri Ahmet Çağlı ve Yener Türen tiyatronun topografi haritasını hazırlıyorlar. Projede yer alan hocalarımıza sürece bağlı olarak yeni kişiler katılabilir” şeklinde konuştu.

2000 yıllık eserler çıkacak
Ayengin, “Erken Helenistik dönemle başlayıp Roma döneminde daha da büyümüş olan bir antik kentin üzerinde yaşıyoruz. Nereden bakarsanız buradan 2000 yıllık eserler çıkacak. Konuralp halkı tiyatrodaki kazı çalışmasından inanılmaz mutlular. Bu çalışmanın çok daha önceden burada yapılması gerektiğini söylüyorlar. Aslında bu kazı uluslararası anlamda bir kazı olarak dünyada ses getirecek. Kazı çalışması başladıktan sonra buraya çok sayıda turist gelecek. Akademik anlamda bilimsel yayınlar yapılacak. Yani hem akademik anlamda, hem de turizm anlamda ses getirecek bir çalışma olacaktır” dedi.

 

Haber; C. ÜSTÜNER