Çerkeztaşköprü Köyü’nde oğullarından biriyle yaşayan Kadriye Akbal’ın aslında 2 çocuğu daha var. İmam nikâhı ile evlenerek Sakarya’ya giden ve yazları fındık toplamaya Düzce’ye gelen Akbal, yine bu yazlardan birinde, komşularından bir haber aldı.

Eşinin, komşuları olan bir kadınla evlendiğini öğrenen Kadriye Akbal, biri 4, diğeri 2 ve henüz birkaç aylık olan çocuklarını, evliliğini kurtarabilmek adına imam nikâhlı eşine gönderdi.




Bunun çocuklarını son kez görüşü olduğundan habersiz olan Kadriye Teyze çocuklarının, teker teker ortadan kaybolduğunu öğrenmesi üzerine soluğu Sakarya’da aldı, ancak çocuklarından sadece en büyüğü kalmıştı.

Aradan geçen 36 yılda iki çocuğunu aramaktan hiç vazgeçmeyen, onlara ulaşabilmek için her yolu deneyen Akbal, şimdilerde yetişkin olan çocuklarına ulaşmayı umuyor.

Yaşadıklarını Öncü Haber Mikrofonlarına anlatan Akbal, yürek sızlatan hikayesini şu ifadelerle dile getirdi.


 

“Evlenmiş de, benim haberim yokmuş”

Yaşadığı imam nikahlı evlilikten bahseden ve aldatıldığını ileri süren Kadriye Akbal şu ifadeleri kullandı:

“Yengemin ağabeyi ile evlendim. 5 sene evli kaldım. 5 senede 2 oğlumuz, 1 kızımız oldu. Eşim beni komşumla aldattı. Yani onunla evlenmiş de, benim haberim yokmuş. Benim engelli maaşım vardı 12 TL. Eşim onu bahane etti, ‘Onu alırız’ dedi. Yokluk vardı. O gün şu gün yaparız diyerek beni oyaladı. Köyde yetişmiştim, cahildim, onun gözü açıktı. O benden farklı çıktı. Nikâhımın olmaması iki tane çocuğuma sebep oldu.”

“Çocukları yollarsam bize sahip çıkar dedim”

Yaşananlara açıklık getiren Akbal, çocuklarını evliliğini kurtarmak adına babalarına gönderdiğini belirterek şöyle konuştu:

“Bizi köye fındık toplamaya gönderdi. O zaman 3. çocuğuma hamileydim. 3 ay sonra yengem ‘Eşin İsmail evlenmiş, komşu kadını almış’ dedi. Evlendiği kadını da tanıyordum. Çocukları falan vardı evliydi. Nasıl oldu, 3 çocuklu yuvayı nasıl yıktı, ben çözemedim. Ben bu yuvayı kurtarırım diye düşünerek, ‘Çocukları yollarsam bize sahip çıkar’ dedim. 3 çocuğum öyle gitti. 3 - 4 ay sonra komşumdan mektup geldi “Kadriye senin 2 çocuğun kayboldu sıra 3’üncüsüne geldi” yazmış. Köy hayatı çıkamadım, gidemedim peşlerine, göndermediler.”





“Büyük oğlum kapıda oynarken çaldım”

Bir fırsatını bulduğunda çocuklarının peşine düştüğünü dile getiren Kadriye Teyze, şu şekilde konuştu:

“Babam Ankara’ya hastaneye gitti herkeste onunla gitti. Ben boşluk buldum oradan Adapazarı’na çocuklarımın peşine gittim. Büyük oğlum kapıda oynarken ben onu oradan çaldım. O var yanımda. 1985’ten beri 2 çocuğumdan hiç haber yok. Babaları bir iki ay öncesine kadar suçu dedelerine atıyordu. “Babam bıraktı, sonra da öldü” diyordu. Hiçbir şey tutturamıyorduk. Son olarak cinayetten dava açtığımızda yapılan sorgulamada “ben bıraktım” dedi. “Adapazarı’nda cami önlerine bıraktım” demiş.”

“O da ölürse bütün bilgiler gidecek”

Çocukların yerini bilen kişinin sadece babaları olduğunu hatırlatan Akbal, çocukların isimlerini de paylaştı:

“Yurt dışına satılmış çocuklar çıkıyor, acaba sattı mı? Öldürüp, küllediler mi? Sır çıkması lazım. O adam da 71 yaşında artık. O da ölürse bütün bilgiler gidecek. Bizim koyduğumuz isimler ile durmazlar çünkü nüfus kâğıtları yoktu. Kızımın adı Canan’dı. Oğlumun adını ablam koymuştu. Babası oğlumuz olduğunu bile bilmiyordu. Oğlumun adı da Ufuk’tu.”





 “Emsalleri büyüyene kadar hem öyle yaşadım”

Çocuklarının yaşıtları büyüyene kadar hep sorularla yaşadığını belirten Kadriye Akbal şöyle konuştu:

“Öğlen 2 tabak yemek koyup yiyemiyorsun. Onların emsalleri büyüyene kadar hem öyle yaşadım. Acaba yediler mi? Acaba içtiler mi? Acaba üşüdüler mi? Acaba yattılar mı? Acaba düşünce birisi elinden tuttu mu? Ağlarken anam diye mi ağladı, babam diye mi ağladı? Acaba kime sarıldı? Onların saçlarını kim okşadı. Onlara annelik görevini kim yaptı? Yani bir ömür nasıl bitti? O baba bu vicdan azabıyla nasıl aşıyor?”

"
Cumhurbaşkanı engelliye, çoluğa çocuğa, kadına yardım ediyor”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan da destek isteyen Akbal ifadelerini şöyle sürdürdü:

“Tek amacım, Cumhurbaşkanı engelliye, çoluğa çocuğa, kadına yardım ediyor ben de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Bu adam para istiyorsa ben bütün iş adamlarından destek istiyorum.”



 

“Ben bunların sahiplerini arıyorum”

Çocuklarından hatıra kalan birkaç parça eşyayı da eline alan Akbal, üzerlerindeki lekeleri göstererek, “Bu lekeler, çocukları gönderdiğim sabah ayrana ekmek doğramıştık onun lekeleri. Bu elbiseleri de komşular vermişti. 36 seneden beri böyle duruyorlar. Ben bunların sahiplerini arıyorum” şeklinde konuştu
 



Haber: İ.İ.AYDOĞDU