Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın hazırlayıp sunduğu Düzce’de konuşulmayanların konuşulduğu “Kitabın Ortasından” Programına CHP Düzce Milletvekili Talih Özcan damga vurdu. Önümüzdeki 31 Mart Yerel Seçimlerinden, Düzce siyasetine kadar bir çok konun masaya yatırıldığı programda Özcan, CHP Belediye Başkan Adayı Sedat Çelikel ve parti teşkilatının Düzce Belediyesi’nin önünden yürüyüşle başlattıkları seçim çalışmalarına neden katılmadığının cevabını veren Özcan, “Ben o gün Ankara’daydım” dedi. Ünsal’ın yürüyüşe az bir partilinin katılması ile ilgili sorusuna da Özcan, “İsteseydik oraya 500 kişi toplardık” cevabını verdi. CHP Düzce Belediye Başkan Adayı Sedat Çelikel ile birlikte 31 Mart yerel seçimlerini kazanacakları iddiasında bulunan Özcan, Yığılca’da yaptığı konuşmanın ise yanlış anlaşıldığına dikkat çekerek, “. Biz Yığılca'ya çok defa gittik. Çok defa daha da gideceğiz. Ben Yığılcalıları özellikle seviyorum, sayıyorum. Orada anlatmak istediğimiz genel bir şeydi. O da yanlış bir algıya neden oldu. Yığılcalılarla biz bütünleşeceğiz, beraber olacağız” ifadelerine yer verdi.
Öncü TV Ekranları ile birlikte 100.2 Radyo Öncü ve Kent Radyo ortak yayını ile geniş kitlelere ulaşarak Düzce’nin gündemini belirleyen, Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın hazırlayıp sunduğu “Kitabın Ortasından” programının bu haftaki konuğu CHP Düzce Milletvekili Talih Özcan oldu.
31 Mart Yerel Seçimlerinden, CHP Düzce Belediye Başkan Adayı Sedat Çelikel’in seçim çalışmalarına, Düzce siyasetinden, Erciyas Boru Fabrikası’nda hak arayan işçilerin grevi ile ilgili üstlendiği arabuluculuk görevine kadar birçok konunun tartışıldığı programda Özcan, kendisinin her zaman parti disiplinine uyduğunu söyledi. Sürekli halkın içinde gezerek sorunları yerinde dinlediğinin altını çizen Özcan, “Ben sokak adamıyım. Halkın içinde olmaktan büyük mutluluk duyuyorum” açıklamalarında bulundu.
“Kendim ayrı bir havadan çalmam”
CHP İl Örgütü ve Belediye Başkan Adayı Sedat Çelikel’in Düzce Belediyesi’nin önünden az sayıda partili ile başlattıkları seçim çalışmalarını değerlendiren Özcan, “Ben önce bir şey yaparken, parti disipline uyan biriyim. Kendim örgüt ile muhakkak ki paralel çalışırım. Kendim ayrı bir havadan çalmam. Ben il başkanıma da, merkez ilçe başkanıma da nereye gideceğimi, her hafta geldiğim zaman, hangi programlar yaptığımı bildiriyorum ve söylüyorum. Hiç söylemeden geçmedim. Her cuma halk günü vardır, partideyim. Ben o gün pazartesi günü Ankara'daydım, parlamentodaydım. Bununla ilgili cumartesi günü İstanbul'a gideceğimi, ertesi günü, pazartesi günü de orada olacağımı söyledim. Onlar bunu biliyordu. O konuda partiler içinde bizim ayrı bir düşünce tarzımız yok. Ancak ben yirmi kişinin sayısının niye öyle olduğunu, niye olmadığını bilmiyorum. Belki diğer ilçelere, diğer parti üyelerine bildirimde bir eksik olabilir. Yani muhakkak ki partilerin bilgisi vardır. Orada gelen sayı odur. Bizim sayımız gerçek sayı değil yani. Adayın esnaf gezisidir olabilir. Yirmi kişiler de olabilir. Beş yüz kişi de bizim partimiz isterse beş yüz yaparız. Bin de sayı çıkartabiliriz. Öyle bir eksiklik yirmiyle ölçülecek bir rakam değildir. Cumhuriyet Halk Partililer Düzce’de vardır, çoğunluktadır. İstersek sahaya veya biz popülist politikayı parti olarak pek sevmeyiz böyle yapmayı. Bizim de arkadaşlarımız bu anlamda böyle düşünmüştür. Sade bir yürüyüş yapalım demişlerdi. Olabilir diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“Rıdvan Bilgin ile her kesimin oyunu alabilirdik”
CHP’nin Düzce’den Rıdvan Bilgin’i aday göstermesi ile birlikte merkez sağ başta olmak üzere her kesimin oyunu rahat bir şekilde alabileceklerine inandığını vurgulayan Özcan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Şimdi biz Serhat Çelikel'le de alacağız. İlla Rıdvan Bilgin değil, tabii kamuoyunda böyle bir yaygın görüş var. Onu da açıklamak lazım. Biz yedi aydır bu konuda yerel yönetimlerle ilgili bir çalışma yaptık. Ben vekil olarak sivil toplum örgütlerinin gitmediğim, hiçbir yer yok. Bu tabandan aldığım mesajla, bende Rıdvan Bilgin'in hem merkez sağdan, hem diğer sivil toplum örgütlerinden, buradaki diğer kimliklerden oy alacağımızı düşünüyordum, kendim yani. Bunu ben samimi duygularla söylüyorum. Öyle yani, illa bu niye olmadı diye bir yeri karalayıp, bir yerde başka türlü güzelleştirmek istemiyorum. Ben bir çalışmanın ürünü olarak Rıdvan'la seçimi daha çok zorlayacağımızı öyle düşündüm. Benim görüşüm buydu. Ama bizim partimizin de kendi kurumları var. Örgütümüz var. Eğer bizim örgütümüz de böyle istediyse, bizim diyecek bir şeyimiz yok. Saygı duyacağız yani.”
“Akçakoca’da seçimin galibi CHP olacak”
Ünsal’ın, “Geçtiğimiz hafta içinde Akçakoca'daydınız. Orada bir esnaf gezisi yaptınız adayınız Fikret Albayrak'la. Hava nasıl, ne gördünüz orada?” sorusu üzerine Özcan, Akçakoca’da önümüzdeki yerel seçimlerin galibinin CHP olacağının ön görüsünde bulunarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Şimdi, Akçakoca çok enteresan yer. Yani birisini sevince çok seviyorlar. Sevmeyince de sevmiyorlar. Bir anda her şeyi değiştiriyorlar. Dikkat ediyorsanız, orada bir defa seçilen, ikinciye seçilemiyor. Böyle bir hava var. Hizmet edersen, seni anlarlarsa, seçerler. Yani bir defa, iki defa, üç defa, beş defa dahi olabilirsin. Olumsuz yanları da olabilir. Ben Fikret Albayrak'ın doğru bir aday olduğunu düşünüyorum. Esnaf gezisi yaptık, sanayiyi gezdik. Halkla bütünleştik. Yani şunu gördüm; Halk, Fikret Albayrak'ı istiyor. Yani biz ‘sana oy vereceğiz ‘diyor. Ben toplumdan, o halktan Akçakoca'dan bu mesajı aldım. Ve orada seçim alacağımızı düşünüyorum.”
“Yığılca halkını çok seviyorum, her zaman orada vatandaşlarımızla bir araya geleceğim”
Yığılca’da aday tanıtım toplantısı sırasında sarf ettiği sözlerin yanlış anlaşıldığını tekrarlayan ve Yığılca halkını çok sevdiğinin söyleyen Özcan, “Biz Yığılca'ya çok defa gittik. Çok defa daha da gideceğiz. Ben Yığılcalıları özellikle seviyorum, sayıyorum. Orada anlatmak istediğimiz genel bir şeydi. O da yanlış bir algıya neden oldu. Yığılcalılarla biz bütünleşeceğiz, beraber olacağız. Birbirimizi daha iyi anlayacağız. Beni daha çok sevecekler. Ben onları çok seveceğim. Ben zaten seviyorum. Benim anlattığım kişi oranın yerlisidir. Konuşmanın esas ana içeriğine bakmak lazım. Oradan bir tanesini alıp da değişik bir yere sokmak bence doğru değil. Yani siyaset yapacağım diye, oradan oy devşireceğim diye veya bir yere mal edeceğim diye böyle bir şey yapmayı ben ahlaki bulmuyorum. Bir kişinin, söyleyenin niyetidir önemli olan. Benim niyetim onlara karşı iyiydi, onları da seviyorum. Yığılca’daki adayımız da pırıl pırıl bir adaydır. Orayı biz zorlayacağız. Olmayan bir şeyi ortaya koyacağız, görecekler. Genç kardeşimiz dinamiktir. Başarılıdır. Yığılcalıları seviyoruz. Biz de hiç darılmasınlar, ben onları daha çok seviyorum” ifadelerine yer verdi.
“İşveren ve işçilerle görüştüm”
Erciyas Boru Fabrikası’nda geçtiğimiz günlerde başlayan grev ile ilgili işçi ve işveren arasında arabuluculuk görevini üstlenen Özcan, konunun yakından takipçisi olduğunu belirterek, “Şimdi tabii işçilerin haklı olduğu anlayanlar var. Burada ufak teknik anlaşmazlık oldu. Yani ben gördüğüm kadarıyla işveren gerçekten samimi duygularla söyledi. Ufak tefek arızalarla buraya geldik. Yoksa buraya da getirmezdik, dediler. Çok istekli, arzulu gördüm işveren ve işçileri. Bu grevin sona ereceğiyle ilgili sendika başkanıyla ben de konuşup, bilgi verdim. Gitmeden evvel de zaten konuşmuştum. Çıktıktan sonra tekrar konuştum. Her ikisinin bir araya gelmesini sağladık. Yani sonuçta istenilen rakamları da verecekler diye öyle tahmin ediyorum. Yüzde yirmi beş civarında böyle bir rakamda telaffuz edildi orada. Bir sıkıntı olmayacak. Ben tabii ki takipçisiyim. Biz oraya kadar gittik, bize söz verildi. Onlar da sözünü yerine getirecek. İşçiler de söz verdi, dağılacaklar. Başkanlarına bıraktık. İki tarafın görüşüyle bir araya gelip çözülecek” ifadelerini kullandı.
Programın tamamını buradan takip edebilirsiniz
HABER: Savaş ARI