Düzce’de 60 yıldır fotoğrafçılık yapan Lütfi Şimşek, hayatını adadığı fotoğraflarına gözü gibi bakıyor. 1968 yılında Amerika ile Rusya arasında yaşanan uzaya insan gönderme yarışından esinlenerek fotoğraf çekmeye başladığını belirten Lütfi Şimşek, fotoğraf çekiminin yanı sıra yıllardır topladığı fotoğraflarla kentin tarihine de ışık tutuyor. "İlk Düzce’nin hava fotoğraflarını çekmeye başladım" Fotoğrafçılık serüveninin nasıl başladığını anlatan Lütfi Şimşek şöyle konuştu: “1962 yılında ben fotoğraf makinesiyle tanıştım. O gün bugündür fotoğraf çekerim. Fotoğraf ile ilgili çok güzel anılarımız var. 1968 yılında Amerika ve Rusya Ay’a gitmeyle ilgili uzay çalışmaları yapıyorlardı. Bende onlardan esinlenerek ilk önce meteoroloji balonlarıyla daha sonra da roket yapımıyla Düzce’nin hava fotoğraflarını çekmeye başladım. Hatta 1969 yılında bu yüzden tutuklandım. Tüm aletlerimize el koydular. Çok güzel fotoğraflarımız vardı, hepsi gitti. Biz yılmadık devam ettik ama bu sefer normal çekimlerimizi yaptık.” "1968 yılında fotoğraf derlemeye başladım" 1968 yılında fotoğraf derlemeye başladığını ifade eden Lütfi Şimşek, “1968 yılında bir hocamın ödeviyle de fotoğraf derlemeye de başladım. O zaman elime bir liste tutuşturdu hocam. Bu insanlarla görüş, bunlar Düzce’nin geçmişidir demişti. Bunları değerlendir dedi. Düzce’nin tarihiyle ilgili bilgiler ve fotoğraflar topla dedi. O zamanlar çok değer verdiğim bir fotoğrafçı abim vardı Sezai Önal. Onun da destekleri ile devam ettim bu işe. Fotoğrafçılığı sevmemin en önemli sebeplerinden biri bu insanlardır" şeklinde konuştu. "Fotoğraf tarihe ışık tutan en doğru anlatım unsurdur" Lütfü Şimşek fotoğrafların tarihe ışık tutan en doğru unsur olduğunu belirterek “Yaklaşık 10 bin civarında eski Düzce fotoğrafı arşivledim. Fotoğraf çok önemli bir unsurdur. Fotoğrafı okumak da çok önemlidir. Çünkü geçmişi günümüze aktaran, günümüzü geleceğe aktaracak olan en güzel, en doğru anlatım unsurudur. Bazen Düzce’yle ilgili fotoğraflar çıkar, yazılar çıkar ortaya. Bunları incelediğimde çoğunun yanlış olduğunu görürüm. Fotoğrafları karşılaştırıp mukayese ettiğimiz zaman birçok doğru ortaya çıkar” dedi. "Kimsenin giremediği noktalara girerim" Çekimlerinde daha çok doğayı tercih ettiğini belirten Şimşek son olarak ise “Ben sokaklarda fotoğraf çekerim genelde. Ama benim en çok tercih ettiğim alan doğadır. Doğadaki değişimdir. Hiç kimsenin inemediği, giremediği yerlere girerim. Mağaralara girerim, şelalelere, kanyonlara giderim. Herkes karşıdan bakar şelale çeker ben de tam tersi karşıdan bu taraf nasıl görünüyor diye bakarım. Samandere Şelalesinin alt bölümlerine inerim, Cadıkazanlarına inerim. Bunları bir hobi olarak yapıyorum. İnsanların buraları görmesini ve meraklarını gidermesini istiyorum” diye konuştu. (İHA)