Ticaret ve Sanayi Odası Sayın Başkanı Tuncay Şahin, iddialarla ilgili açıklamalarda bulundu. Yapılan iddialarla ile ilgili ispatı yok, akabinde de dedi ki savcılık soruşturmaya gerek yoktur diye bir karar verdi. Bir ay önce çıkan yeni yasada, ceza mahkemeleri usulü denilen bir mevzuatta, çok gereksiz dilekçelerin oluşturduğu yoğunluk nedeniyle, adalet vatandaşa hızlı tecelli etsin diye savcılara soruşturma izni vermeme noktasında bir tasarruf verildi.

Yani bunlara kovuşturma veya soruşturmayı ilk etapta durdurabiliyor. Ve bunda da itiraz var yasal süreç daha bitmedi. Var mı, yok mu ona bakacağız. Ticaret Odası şirketi vardı gündemde dedi ki Tuncay Şahin: “Ahmet Dertli Ticaret Odası’nı dört ay önce övdü şimdi bir şeyler söylüyor.” Ama Ahmet Dertli, Ticaret Odası Meclisi’nin ve çalışmayla ilgili bir şey demedi. Ticaret Odası şirketinin yaptığı işe işaret etti. İddialar burada kilitleniyor zaten. Kasada çek var görünüyor, Tuncay Şahin bugün dedi ki çek yok. Şimdi ben burada çok enteresan, lütfen herkes bunu dikkatle dinlesin. Yalansa, eksikse Düzce Adliyesi Fevzi Çakmak Mahallesi’nde, adresini baştan söyleyelim.

İş insanı Metin Çolak. Ticaret ve Sanayi Odası’nın bugün 14 milyon rakamından bahsettiği işle ilgili organize sanayi bölgesine teklif veriyor. 6 milyon 500 bin TL teklif verdiği bu inşaat ile ilgili burada dükkanlar da var biliyorsunuz burada ne işe yarayacaksa onu da bilmiyoruz. “İki tane de dükkan verin, 5 milyon 500 bin TL bana ödeyin bunu tüm projeye uygun yaparım.” diyor. Organize Sanayi Bölgesi Müdürü, Aylin hanımefendiye bu teklifle veriliyor. 6 milyon 500 bin TL nerede, 14 milyon nerede… Tamam ekstra bir şeyler oldu diyelim bilemiyoruz ek ödenek çıktı, ek proje çıktı, ek tadilat... Bunu biz bilemiyoruz tabii oradaki dengeyle ilgili. 8 milyona verilen yer 6.5 milyona teklif ediliyor. Ey, Sayın Tuncay Şahin, babanızın mısır tarlasından kazandığınız parayla mı bu parayı harcadınız, verdiniz? Babanızın mülkü değil ki. Evet ticari şirketlerin kendine özgü bir ticaret kanununda denetleme ve denetlenmemesi konusunda yapısı vardır. Ama bu üyelerin aidatlarını verdiği parayla dönen bir paradır. Yörük malıyla kurban kesmek…

Niye vermediniz 6.5 milyona? Neden 8 milyona verdiniz? OSB’ye neden teklif verildi de bu teklif bunu Metin Çolak beyefendiye tanıyanlar varsa, tanımayanlar da Aylin hanım var Organize Sanayi Bölgesi’nin Sorumlu Müdürü Aylin (Özdemir) Keleş hanım oldu şimdi ona sorabilirler teklif aldınız mı almadınız mı? 6.5 milyon mu aldınız, evet. Peki sonra ne oldu? Sonra bu işe Ahmet Dertli’nin beyanıyla Tuncay Şahin’in kendisine “Vali bey buraya verin.” dediğini söyledi. Sayın Zülkif valimiz de dahil edildi. Evet yazık. Ben buradayım. Çok söylenecek laf var, o kadar söylenecek laf var ki yani tabiri caizse Tuncay bey, sayın Şahin Düzce’ye tam bir ayar verdi. Önüne geleni kaptı, önüne geleni tepti tabiri caizse. Gazetecilere yürüdü. Bazı arkadaşlar var methiyeler düzdüler, methiye sebeplerini de söylediler. Başarı var mıdır? Vardır. Çalışma var mıdır? Vardır. Yalnız bir şeyi de eksik söyledi Tuncay bey. Arkadaşlarına sordu “Ticaret Sanayi Odası’nı aldığımızda ne kadar paramız vardı?” diye. 1 milyon 200 bin gibi bir şey söylediler. Şimdi ne kadar paramız var? 10 milyon küsür… Peki… Orada eksik bilgi var. Ticaret Sanayi Odası’nı devraldıklarında orada 4 milyon 250 bin TL para vardı. Ve 4 milyon 200 bin TL üyelerin de artmasıyla 4 senede 10 milyona ulaşmıştır. Net bu net. Hani biz başka bir şey diyemiyoruz o zaman bize farklı yaklaşımlar oluyor. Bugün (28 Eylül) Antep Caddesi’ne gittim. İnsanlarla biraz konuştum. Antep Caddesi mahzun, mahcup… Niye? Tuncay Şahin’siz Antep Caddesi’nin anlamı kalmamış. Ne vardı orada? Sabah söylenen lafa, yalana, nifaka, fitneye akşam herkes inanıyordu. Öyle bir sohbet ortamı vardı orada.

İstisnalar kaideyi bozmaz ama dedi ya Tuncay bey herkesin GBT'si var. Senin de var GBT yok mu insanlarda dosyaları var bunların dosyaları var. Adam dosyayı gösterecek kimsenin dosyası çıkmadı ha bir de orada bir tehditlerden bahsedildi yani oraya geleceğim ‘Dipnot'ta tehditlerden bahsedildi ama Düzce'nin hakikaten bugün alikıran başkeseni oldu Tuncay...

Olabilir mi olabilir. Diyor tabii herkes bir şey bilir. ‘Antep Caddesi'ndeyiz’ dedi “Ticaret Sanayi Odası başkanlığına aday değilim birinci gruptan aday seçilebilirsem aday olacağım, peki seçilemezsem  Antep Caddesi'ne oturur Arap radyosu gibi bağırırım” dedi. İstersen bağır ne yaparsan yap Antep Caddesi'nde. “Ben oradan bağırırım.” dedi Arap radyosu gibi Allah Allah...

Burada herkes üstüne bir şey alıyor ya bu ne der ki bize burada, Ticaret Sanayi Odası'nda bir zamanlar valinin, bir zamanlar belediye başkanının, bir zamanlar birinin sopasıyla milletin kafasına vurup daire müdürlerine dümdüz gittiği günler vardı ya ve onlarla ilgili konuştuklarına da baktığınız zaman herkesi bir korku aldı “Acaba Antep Caddesi'nden hangi yayın yapılacak, neler söylenecek?” Asalet aslına rücu etmezmiş orada edindiğim itibariyle Antep Caddesi sizi çok istiyor orada sabahla, akşamla, dostlarınızla beraber zaten hani insan iki yerde doğruyu söylermiş bir agresifleştiği  yerde bir de çok üzüldüğü yerde yani iki yerde peki ama niyeti de zaten ...

Yolun sonu Antep Caddesi'ne görünüyor inşallah buluşuruz...

Gelelim dipnota;

Burada bir müptezel kelimesi kullandı gazetecilerle ilgili bir gazeteci varmış müptezelmiş kim onu bilmiyoruz da orada Oxijen Medya Grubu'ndan Nevzat bey, cemiyet başkanı olduğu halde orada örnek bir duruş sergiliyor.

Gazeteciler Cemiyeti başkanı ise ne diyor “Pandemi de az verdin.” Koyun can derdinde kasap et derdine düşmüş hayırlı işler...

Nevzat beye bir meslektaşımız olarak oradaki gazeteciler adına yaptığı duruştan dolayı tebrik ediyoruz müptezel neymiş biliyor musunuz, itibar kaybetmiş, itibarsızlaşmış şimdi Tuncay bey kendisiyle çelişiyorsunuz sayın Şahin ne dediniz Düzce'ye bu yayınlar zarar veriyor kenara koyduk çünkü, Türkiye Düzce'yi konuşuyor, Düzce'deki Ticaret ve Sanayi Odası seçimlerini konuşuyor... Allah Allah peki tüm Türkiye'nin Ticaret ve Sanayi Odası Düzce'nin seçimlerini konuştuğu yerde bu insanlar sizin bin kişinin üzerinde çalıştırdığı iş yerinde işyeri çalıştıran Türkiye'nin stratejik yatırımlarından birisi olan insana sahtekar veya işte dolandırıcı veya iftirada ve şeyde bulunduğunuzu da konuşuyordur mutlaka. Evet demek ki konuşuluyorsa itibarını daha kaybetmemiş daha biraz daha var... Tehdit bazı gazeteci arkadaşlara yolda giderken araçlarını arkadan önden kenardan vurup orada bir pandomim koparıp saldırma gibi işte darp etme gibi bir tertipler de kuruluyormuş...  Tabii olabilir mi, olur şeye dağ taş dayanmaz hani tezgahı kahpeliğe neyse işte bunlara dağ taş dayanmaz.

Netice padişahla atın hikayesi var ya hani demiş padişahın bir atı var diyor ki bir gün padişah, “Bu at için bana öldü diyenin kellesini alırım.” Bir gün at ölmüş... Vezirler kendi aralarında istişare etmişler yaşlı bir vezire demişler ki “Git padişahına şöyle bizim kellemiz gidecek zaten genciz biz sen yaşlısın padişahın huzuruna çık...  Vezir, - Efendim” demiş -Senin o küheylan var ya, padişahın canı gidiyor -Yattı demiş kalkmaz oldu. -Ne diyorsun sen? -Baktı görmez, oldu  -Nasıl olur?  -Yemez içmez oldu. -Sen şuna öldü desene ya demiş. - Ben demiyorum demiş siz dediniz...

Antep Caddesi'nden yayınlarınızı bekliyoruz sayın Şahin, Antep Caddesi'ndeki haliniz padişahın hikayesindeki gibi olmasın.

PROGRAMIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN