ALFA kuşağı olan çocuklarımızdan X kuşağı olan bizlere mesaj var ama bizler bu frekans da ki sesleri duymuyoruz, duyamıyoruz veya duymak istemediğimiz için bu mesajı bir türlü almıyoruz, almamak için ise inatla direniyoruz.
Ve gelen bu sese boş boş bakıyoruz.
Bilemiyorum, kulaklarımız mı tıkalı yoksa ön yargı sahibi miyiz? Ama bildiğim ve inandığım bu kuşağın sesleri bize ulaşmıyor, söyledikleri duyulmuyor, mesajları anlaşılmıyor.
İfade yetenekleri cılız mı kalıyor, düşünce örgüleri yok mu, ya da bunlar varda bizler mi görmüyoruz? Şimdilik bilemiyorum, ama tüm bunlara rağmen davranışları ile duygusal tavırları ile bizlere özellikle benim kuşağıma karşı yaklaşımları ile sessiz ve bizlere itici gelen mesafeli bir tavır ile öyle ya da böyle mesajlarını iletiyorlar.
İçeriği mesaj dolu bu davranışların, içi boş mu dolu mu? Onu tartmak istiyorum, samimi bir şekilde bu sese ve bu mesaja kulak verip anlamak istiyorum.
Gerçekten anlamak istiyorum, onların tabiri ile boş mu yapıyoruz ya da bu “boş” dolumu onu görmek istiyorum.
Ve o yakadan bize gelen boş yapma seslerine karşılık tüm fiziksel ve duygusal ayarlarımı sonuna kadar açarak, gelen bu frekansları yakalamak, bu yakalama ile birlikte hem kendi kuşağımla, hem de bu mesajı bize gönderen çocuklarımızla dertleşmek istiyorum.
Onun için yola çıktım ve sizler bizlerin davranışlarını anlamıyorsunuz, ‘bizler her şeyin farkındayız’ diyerek, tavır sergileyen bu kuşağa el uzatarak ellerinden tutarak, beni kendi alemlerine sürüklemelerini istiyorum. Belki ufkumla, inancımla, algılarımla bu alemde dolaşırken boş yapıp, yapmadığımı anlarım ve ona göre yol tutarım.
Ama tam da burada hayır diyorum.
Bu aleme girerken sahip olduğum inancımı, yılların oluşturduğu ufkumu ve algılarımı giriş kapısında ki askıya asarak sadece ve sadece fıtratımla içeri girmem gerektiğini düşünerek ve inanarak cesur bir şekilde içeri giriyorum.
Hadi sizler de benim gibi cesur davranarak, içeri girişim de bana eşlik edin ve beraber bu alemde kısa bir yürüyüş yapalım.
İçeri girdiğimizde, karşımızda duran kuşağın bizim sahip olduğumuz değerlerle hiç bir alakalarının kalmadığını bilerek bu karşılaşmaya hazır olun.
Onlar bu durumlarını ilk planda sizlere göstermeyeceklerdir buna emin olabilirsiniz.
Sessiz kalacaklar, kısmen ifade edecekler, çoğu zaman da davranışları ile kendilerini göstereceklerdir, belki de sizlerden kaçacaklardır.
Eğer içeri girdiyseniz onlarla beraber yol yürüyün, bundan ürkmeyin, hiç bir zaman kendinizi mutlak doğru üzere duran bir birey olarak görmeyin.
Belki de sizin bu zamana kadar duruşunuzu ve yaşayışınızı oluşturan değerler kümesinin üzerinde bir değerler kümesine sahip olacaklarını göz ardı etmeyin.
Belki de onların değerleri sizin değerlerinize galebe çalacaktır.
Ve sizler bu fıtri duruşu sergiler iseniz onlar da sizlere karşı sahip oldukları değerleri ve algıları bir kenara bırakarak, uzatılan bu eli tutacak ve sizinle fıtri bir yol yürüyüşü sağlayacaklardır.
Bu yürüyüşü mutlaka sağlamamız gerekiyor ve sabırla bu duruşunuzu koruyun ki hem kendiniz için hem de çocuklarınız için doğru olan ne ise ona ulaşasınız.
Tamda burada hem ALFA kuşağından hem de X kuşağından gelen itiraz seslerini duyuyorum ve kulağımı tırmaladığını hissediyorum.
ALFA kuşağından gelen, bizleri kafalamak, kandırmak ve içi boş olan değerlerinize, yılların biriktirmiş olduğu garip davranışlarınıza bizleri esir etmek için rol yapıyorsun diye serzenişleri ve küçük görmelerini hissediyorum.
Aynı şekilde benim kuşağımdaki X’ler de bana, hadi oradan bizleri ne idüğü belli olmayan sapkın düşüncelere sürükleyerek, çocuklarımıza açıktan ve alenen yol vermemizi bekliyorsun diyerek kızdıklarını hatta hakaretlerini hissediyorum.
Ama ben, dimdik bu duruşumu koruyorum ve cesur bir şekilde her iki kuşağa da kendim de dahil olmak üzere sesleniyorum;
Korkmayalım, cesur olalım.
Rabbimiz bile bu diyaloğu kurarken sizlere ne oluyor ki ketum davranıyorsunuz.
Sorgulamaktan korkmayın, doğruya ulaşmaktan kendinizi uzak tutmayın.
Olurda doğruyu bulursunuz.
T.K. @kul6303839