ARTIK ZAMANI GELMEDİ Mİ?

Abone Ol

Artık yapılan her işin arkasında ‘menfaat’ aranır oldu.

Düzce’de büyük bir yatırım mı yapılacak, o zaman akıllara gelen ilk soru ‘Bundan kim ya da kimler nemalanacak?’,

Bir arazi imara ya da sanayiye mi açılıyor, ilk gelen tepki ‘Buradan rant kokusu yükseliyor!’,

Hayata geçirilmek istenen bir proje gündeme geldiğinde gazeteci olsun, vatandaş olsun, muhalif olsun ya da olmasın klavyeden dökülen kelimeler sıklıkla ‘Kimin cebi dolacak?’ oluyor.

‘Hizmeti’ düşünen, bekleyen ya da inanan Düzce’de belki de bir avuç insandır. Çoğu eleştiriyor, bir o kadarı da umursamıyor.

1999 yılında iki büyük depremle yıkılan ve bu yıkıntılardan Türkiye’nin en genç ili olarak tekrar ayağa kalkan Düzce, sadece şehirleşme değil birçok alanda yakın rakiplerinin hala çok gerisinde…

Hal böyle olunca makama oturanlardan gelişme ve kalkınma adına icraat bekleyen vatandaşlar, yıllardır her gelen yerel yöneticinin -aynı partiden de olsa- bir öncekinin yaptığını yıkmasından bıktı.

Cadde ve sokakların yap-boz tahtasına dönmesinden yaka silkti.

Ama en çok da gereksiz olarak gördüğü çalışmaların gözlerine sokulmasından ‘İllallah!’ dedi.

Aslında tüm başkanların bana göre ortak noktası ‘İletişim zayıflığı’

Her gün halkla iç içe olan da ‘Akillere danışarak karar verdik’ duyurusu yapan da ‘Ben seçilmeden vaatlerimi tek tek açıkladım’ diyen de vatandaşa gerektiği gibi dokunamayınca işin sonunda hedef tahtasında eleştiri oklarına maruz kalmaktan kurtulamadı.

Düzce’de her şey mi iyi gitmiyor, asla… Şehrin kalbinde şu an gerçekten büyük bir değişim ve dönüşüm var. Şapkamızı önümüze alıp, kabul edelim; bunu yapmak da her yiğidin harcı değil…

Ancak iş işten geçtikten sonra ‘Vatandaşa anlatıyoruz’ demek de akıl mantık işi değil…

Bu zamana kadar vatandaşa ne doğru anlatıldı da halk buna ‘Eğri’ dedi. Demek ki memleketinin istikbali için kafa yoran, dertlenen bir yöneticinin kendi başarısı için gerçekten çok iyi bir A Takımı seçmesi lazım.

Yakın çalışma ekibi, ona güç ve destek verirken öngörülü olmalı…

Halkla diyalog köprüsünü iyi kurmalı, çalışma ve projeler için başarılı bir lansman süreci yürütmeli…

İşte bunlar sağlanmayınca belki de şehri daha iyi noktalara taşıyacak proje, bir anda tartışma konusu oluyor. İşin başında emek verenin çabaları görmezden geliniyor.

Düzce’nin modern şehirleşme adına kat etmesi gereken yolu uzun… Bu yolda sürekli karşı çıkmak çözüm değil… Orta yolun diyalogdan geçtiği de aşikar…

Şehrin yönetiminde söz sahibi olanlar, sık sık kendilerini kısır çekişmelerin içinde buluyorsa artık kafayı masadan kaldırıp, etrafı iyi gözlemlemenin zamanı gelmedi mi?