İYİ Parti İl Başkanı Yunus Özay Er, Manşet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Canan Üstüner’in Düzce’nin gündemine ilişkin sorularını yanıtladı.

“Biz muhalefet partisiyiz, tabii ki eleştireceğiz”

Cumhur İttifakı ortakları AK Parti Düzce İl Başkanı Mustafa Keskin ve MHP Düzce İl Başkanı İlhami Caboğlu’nun yaptıkları, ‘İYİ Parti bizim sahada olmamızdan rahatsızlık duyuyor.’ açıklamalarını değerlendiren Er,  “Sahada olmalarından benim rahatsız olmaya hakkım yok ve neden rahatsız olayım ki? Saha çalışmalarında da başarılar diliyorum kendilerine. Daha çok sahada olmalarını da isterim ben. Vatandaşın problemleriyle, ekonominin gerçek yüzüyle daha fazla hemhal olurlar. Toplumun gerçeğiyle karşı karşıya kalmak için sahada olmak lazım. Ben siyasi muhataplarımın sahada olmasında rahatsız olmam bilakis mutlu olurum. Bizim muhalefet partisi olduğumuzu bazen unutuyor herhalde arkadaşlar ve herkes sahadaki etkinliğimizin İYİ Parti Düzce Teşkilatı’nın yapmış olduğu çalışmaların sadece eleştirmekten ziyade somut adımlar atmak eksenli olduğunu görünce arkadaşlar bazen unutuyorlar. Biz günün sonunda muhalefet partisiyiz. Bizim zaten asli görevimiz, iktidar partisinin, yani şehri yönetenlerin hem ulusal, hem yerel bazda doğru yaptıklarını desteklemek yanlış yaptıklarını eleştirerek doğru istikamete dönmelerini sağlamaktır. Biz muhalefet partisiyiz, tabii ki eleştireceğiz.” dedi.

“Siyasetin kendisine bizzat-i egemen olmaya çalışıyoruz”

Er sözlerine şöyle devam etti: “Son 20 yıldır yaşanılanın aksine biz Düzce‘de de ulusal bazda da iktidarı hedefleyen bir partinin mensuplarıyız. Yani biz yönetmek isteyen insanları. Biz muhalefet olmak, muhalefette yer almak, ya da muhalefette kalıcı, olmak gibi bir hayale sahip insanlar değiliz. Ben ve arkadaşlarım, İYİ Parti’yi temsil eden mekanizmaları kastediyorum, şehri yönetmek istiyoruz. Bu noktada da saha siyasetine de egemen olmaya çalışıyoruz. Yerel siyasete de egemen olmaya çalışıyoruz. Siyasetin kendisine bizzat-i egemen olmaya çalışıyoruz. Bence arkadaşlar bizim sahada olmamızdan rahatsız oluyor. Böyle bir muhalefete alışmadıklarını ben farkındayım. Etkin, üreten, sadece konuşmayan, çözüm önerileri sunan ve halkla iç içe olan bir muhalefet anlayışını Düzce hakikatten özlemiş. Sadece bizim değil, diğer muhalefet partilerinin de bu yönde adım attığını görüyorum, bundan da son derece mutlu oluyorum. Bu başarıyı da getirecektir. En yakın seçimde Düzce yönetimini hem düşünsel manada, hem siyasi mana da el değiştireceğini düşünüyorum ben. Zaten, inşallah biz çok daha iyi yöneteceğiz şehri. Dolayısıyla arkadaşların huzursuz olmasını anlıyorum ama alışacaklar inşallah.”   

“Kurumların itibarı ile oynamamalı”

Düzce Belediye Başkan Yardımcısı Serkan Yılmaz’ın istifası ile sonuçlanan tartışmalı imar kararlarına da değinen Er, kurumların itibarı ile oynanmaması gerektiğini ifade ederek,  “İmar konusu son dönemde gün yüzüne çıkmış bir durum. Fakat biz Sayın Özlü ile beraber seçim dönemini de alırsak 4 yıldır beraber çalışıyor olacağız. Bu beraber çalışma kavramını sıklıkla kullanırım. Birlikte çalışmak, muhalefet ve iktidar olarak birlikte çalışmaktan kastım Özlü ve ekibi kendi sorumluluk alanında biz de muhalefet partisi ve İYİ Parti teşkilatları olarak kendi sorumluluk alanımızda, bir şeyler üretmeye kente katkı sunmaya çalışıyoruz. Bunun için birlikte çalışıyoruz diye söylüyorum. Aslında bu son dönemde, basın kanalıyla toplumun önüne konulan konular birçok durumun birikimi. Belediye ve bizim sayın Özlü‘yü eleştirdiğimiz konular da çok ciddi yönetim zafiyetinin yansımasıdır bunlar. Yönetim zafiyetinin yansıması nedir? Bir kararın meclise gönderilmesi ki; bu kararın meclise gönderilmesinde kimlerin imzası olması gerektiğine ve kimlerin imzası olduğunu hem meclis üyelerimiz hem siyaseti yakından takip eden insanlar gayet iyi bilirler. Fakat daha sonra ne olduysa, bu meclis kararında bir yanlışlığın tespit edilip bütün meclisin suçlu ilan edilip ne hikmetse belediyeyi yöneten sayın Özlü‘nün bu işte kahraman olmasından ibaret bir durumdur bu. İlk başladığımız günden itibaren ben şunu söylüyorum; kurumların itibarı zedelenmemeli. Düzce Belediye Meclisi tıpkı sayın Özlü gibi seçilmiş bir kurumdur. Oradaki insanlar da tıpkı sayın Özlü gibi Düzceliler’den oy almıştır. Meclis aritmetiği böyle şekillenmiştir.” diye konuştu.

“Sayın Özlü ısrarla sorumluluk almaktan imtina ediyor”

“Kurumların itibarıyla oynanmamalı, kurumlar göz ardı edilmemeli, kurumların yetki alanlarına müdahale edilmemesi gerektiğini biz defalarca söyledik.” diyen Er, “Bu meclisin ve meclis üyelerinin ilk defa göz ardı edildiği bir karar değil, daha önce de yaşadık bunları. Nerede yaşadık mesela? Kültür Merkezi’nin ismi Prof. Dr. Erol Güngör ismi olarak değiştirilirken, meclis üyelerinin o anda haberi olmuştur. Aslında bunun tartışılıp, konuşulması gerekiyordu. Daha sonra ulaşımla alakalı konu daha meclise gelmeden şehrin billboardlarında bunun lansmanı yapılmıştı. Daha meclise gelip karara bağlanmamıştı. Bunun ötesinde sayın Özlü‘nün ısrarla meclis toplantılarına katılmaması, meclisi sevk ve idare noktasında sorumluluk almaktan, her ne hikmetse imtina etmesi böyle sonuçları meydana getiriyor. Bunlar son derece üzücü sonuçlardır. Bizim meclis grubumuz adına, grup Başkan Vekilimiz Ender Bey ‘in ifade ettiği gibi “meclisin aritmetiğine bakılmaksızın, meclis üyelerinin hangi partiye ait olduğuna bakılmaksızın meclisin onuru başkana aittir. Meclisin onurunu korumak başkana aittir.” ifadelerini kullandı.

“’Herkes yanlış, ben doğru’ mantığı şehri bir yere getirmez”

Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’den Düzce Belediye Meclisi’nin kurumsal yapısına ve meclis üyelerinin itibarına önem vermesini beklediğini söyleyen Er, “Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanı herhangi bir milletvekilin tavrı ve tarzıyla alakalı kamuoyuna yansıyan bir konu çıktığında ‘Şu parti üyesidir, bu parti üyesidir’ diyor mu? Demez. Dememelidir de zaten. Günün sonunda meclis başkanı da meclisin şahsi menfaatlerini ve şahsi itibarını kast eder. Biz aynı hassasiyeti bekliyoruz sayın Özlü‘den. Ergin Çelikağ çok kıymetli bir büyüğümüzdür. Ben de çok saygı duyar, bilgi ve birikimine inanırım fakat sayın Özlü‘nün sadece Ergin Çelikağ ile alakalı bir açıklama yaparken, diğer meclis üyelerini bu şekilde sahanın dışına koymasını son derece yanlış bulduğumu ifade etmek isterim. Bu şekilde verim alamaz, bu şekilde ne meclisten verim alabilir ne AK Parti meclis üyelerinden verim alabilir ne de muhalefet partisi üyelerinden verim alabilir. Burada sayın Özlü‘ye benim tavsiyem; meclisin hükmi şahsiyetine ve meclis üyelerinin itibarına önem vermesi ve saygı göstermesidir. Bu şekilde daha rahat ve daha verimli çalışılır. “Ben yaptım, oldu” mantığı, ‘Herkes kötü ben iyiyim”, “Herkes yanlış ben doğruyum” mantığı şehri bir yere götürmez. Umarım yönetim tarzından ve bu yönetim anlayışından bir an önce vazgeçer. Kendi adıma 3 senedir aynı şeyleri söylüyorum.” diye konuştu.

“Ben Faruk Özlü’nün tek kişilik bir yönetim tarzı benimsediğini görüyorum”

 Bakanlık dönemindeki yönetim ilkelerini bilmediğim için ‘Aynı zihniyet devam ediyor’ diyemem ama benim söylemeye çalıştığım bu bir ekip oyunudur. Ben ona inanırım. 4,5 senedir teşkilat başkanlığı yapıyorum 5. senemize giriyoruz arkadaşlarla beraber. Ben arkadaşlarıma da hep aynı şeyi anlatırım. Ülke yönetimi de temelde aynı şeylere dayanır. Bugün bir süper marketi idare eden insanla, Düzce Belediyesi’ni ya da bir parti başkanlığı yapan insanın yönetim ve ilkeleri temelde aynı prensibe dayanır. Ekip olabilmek, birlikte hareket edebilmek ve verimlilik üzerine eleştirilere açık oy alabilmek, etrafında güçlü kadro kurabilmek, etrafınızda size itiraz edebilecek, zamanı geldiğinde sizinle aynı görüşleri paylaşabilecek ama her şekilde size doğruyu söyleyebilecek insanlardan bir ekip oluştursanız bu ekip sizi zorlar. Yönetirken yorulursunuz ama günün sonunda aldığınız sonuçlara bakarsanız mutlu olacaksınızdır. Ben Sayın Özlü‘nün bu ilkeler çerçevesinden ziyade daha fazla tek kişilik bir yönetim tarzını benimsediğini görüyorum. 3,5 senedir aynı şeyleri anlatıyorum 1,5 sene kaldı.

“Başkanın trol hesaplar kullandığına dair çok ciddi emareler var”

“Şu an Faruk beyin kaç tane danışmanı olduğunu bilmiyorum, sordum ama trol hesaplardan cevap gelir herhalde.” diyen Er, açıklamalarına şu şekilde devam etti:

 “Trol hesap kullandığına ya da yönettiğine dair bir şey söyleyemem, ama Allah’ın bildiğini kuldan saklamak da ne kadar doğru olur, onu bilmiyorum ama bu noktada ciddi emareler var. Sayın Özlü‘nün 4’den fazla danışmanı vardır muhtemelen, ama açıklarsa sevinirim. Bu insanlardan hangi konu da danışmanlık hizmeti aldığını söylerse sevinir. Yerel basından yeni bir danışmanın daha geldiğini duydum. Ona da başarılar diliyorum, hayırlı olsun. İnşallah memlekete çok katkı sunar. Benim kast etmiş olduğum ekip oyunu bu değil, benim kast ettiğim ekip oyunu güçlü figürlerden, kendini bilen, itiraz edebilen ve konusunda uzman insanlardan oluşan bir ekibi kast ediyorum ben.”          

“Belediyenin icraat yapmasını beklemek en doğal hakkımız”

Düzce Belediyesi tarafından lansmanı yapılan projelerin hayata geçirilmesini beklediklerini söyleyen Er, son olarak şu ifadelere yer verdi:

“Geçmiş dönemlere baktığımızda örnek olarak İsmail Bayram vardı. İsmail Bayram döneminde ben bunu yakinen gözlemledim. İyi bir belediye başkanlığı yapmıştır İsmail bey. Mehmet beyin (Mehmet Keleş) de ilk dönemi başarılı bir belediye başkanlığıdır benim gözümde. Katılımcı, eleştiriye açık, daha dikkatli ve daha temkinli hareket eden, algı üzerine değil de icraat üzerine politika geliştiren… Bizim billboardlarımız rengârenk maşallah. 3.5 yıldır billboardlarda lansmanı yapılan projelerin haddi hesabı yok. Faruk Özlü‘nün başlayıp da bittiği görülen bir tane projesi var mı? Billboardlarda lansmanı yapılan bir tane proje bitti mi? Millet Bahçesi sayın Özlü‘nün projesi değil, Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın projesi. Akçakoca‘daki liman projesi de Faruk Özlü‘nün projesi değil. Yeşil OSB de Faruk beyin projesi değil. Kenti yöneten de sadece Faruk bey değil. Bu kentin çok kıymetli bir valisi var. Bu kentin mülki idare amirleri var. Bu kenti birlikte yönetme kültürüyle yönetmeye çalışan, kentin huzurunu da sağlayan kendilerine müteşekkir olduğumuz yöneticilerimiz var bizim. Dolayısıyla onlar Faruk beyin projeleri değil. Asar Projesi mesela Faruk beyin projesi. Lansmana çıktı. Bekliyoruz. Eski sanayinin taşınması projesi Faruk beyin, bekliyoruz. Bu projelerin çok ciddi lansmanı yapıldı, biliyorsunuz. Bir firma ile anlaşıldı, binası tutuldu, imzalar basın ile paylaşıldı. Yeni sanayinin taşınması projesi vardı, bekliyoruz. Kent Meydanı Cedidiye Projesi vardı ve sanırım bu 4. proje yanlışsam düzeltsinler beni ama lansmanı yapıldı bekliyoruz. Lansmanda hızı düşmeyen ve sınır tanımayan belediyenin de icraat yapmasını beklemekte en doğal hakkımız. Bir şey yapılmadığı için de eleştiremiyoruz.”