Gazze’de barış adına, dünyada bu kadar insan öldükten sonra, bu kadar şehit verildikten sonra barış adına bir adım atıldı. Şuna dikkat ettim, Bu Yahudi’nin Siyonist’nin bir tanesi bin tane, belki iki milyon tane Gazzeli’ye bedel. Çünkü otobüslerden indirirken insanların hâline baktık, tabiri caizse hakikaten imtihan noktasında dünyada Siyonizme baktığınızda ne büyük bir imtihan içinde olduğumuzu daha iyi gördük.
Yani özellikle Siyonist olan insanların, bir tanesi yeryüzünde bütün insanlığa bedel gibi bir ruh hali içerisindeler. Allah korusun, Allah muhafaza. İnşallah Müslümanlar, inşallah düzgün insanlar —yani Hristiyanı da, diğeri de fark etmez— düzgün insanlar, insan haklarına, rıza-i ilahiye, hümanizme hizmet eden insanlar bu ülkelerde, bu dünyada hâkim olsun. Bütün güçleriyle beraber duamız veya niyetimiz böyle olsun.
Efendim, Düzce’de gündem çok. Şaşırıyoruz hangisini söyleyeceğimizi. Böyle, aynı bir değer gibi, bir döviz değeri gibi veya bir borsa değeri gibi gündem yükseliyor, alçalıyor. Ama bugün bizim gündemimiz Düzce olsun, Düzce’nin merkezi olsun…
Şimdi birisi yazmış: “Bu bina yıkılmalı mı, yıkılmamalı mı?” Düzce Belediyesi binasından bahsediyoruz. Şimdi bir bina düşünün; kullanım alanıyla, hizmet alanıyla birlikte 17 yıl. 17 yıllık bina yıkılır mı? Yıkılmasın diye mimarı mahkemeye başvurdu. Mahkeme de dedi ki “Yıkılabilir.” Yani talep reddedildikten sonra, binanın yıkılması gündeme geldi.
CHP İL BAŞKANI “İHANET” DEMİŞTİ
Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı “İhanet” dedi. AK Parti İl Başkanı, biz bu ihanet haberini yaptıktan sonra, “İl başkanı niye cevap vermiyor?” Sonra bir açıklama yaptı. İYİ Parti öyle diyor, bu böyle diyor… Ama işin özünde bu bina yıkılacak. Peki bu binanın yıkılması Düzce’ye ne katacak? Ne fayda sağlayacak?
KONURALP GAZİ HEYKELİ ASALETE DÖNÜŞÜN İŞARETİ
Şimdi bir anıt bina yapılması gündemde Millet Bahçesi’nin olduğu yerde. 81 ilden taş getirilecek, bir anıt olacak. Önüne de —ilk defa belki bizden duyuyorsunuz— Konuralp Gazi’nin heykeli dikilecek. Bu memleketi bize memleket eden, diyar eden, Türk büyüğü, Osmanlı’nın kurucularından Konur Alp Gazi Atamızın heykeli dikilecek. Güzel bir asalet. Yani “Aslıhu neslihu” der ya, işin özü insanlar döner dolaşır aslına döner.
Düzce’de de o anıt binayla, Konuralp Gazi’nin heykeliyle beraber şehre bir asalet geri getirilecek. Bu güzel.
Peki bunun maliyeti ne olacak? Bugün en basit hesapları yapanlar bile mevcut binanın ticari alan olarak değerlendirilerek, ticari maksatla yapılması ve bu ticaretten elde edilecek gelirle anıt olarak düşünülen binanın da yapılması matematiksel olarak çok uygun. Belki belediyeye bir şeyler daha katıyor mu bilmiyorum. Peki biz neyi tartışıyoruz o zaman? Amaç hem ticarete, hem de şehrin merkezinde kalan bir belediyeyi biraz daha merkeze çekmek, neyse, böyle bir çalışma var. Oldukça güzel. Araç ne? Binanın yıkılması.
Şimdi yıkılmadığı zaman bu memlekete ne katıyor, yıkıldığı zaman bu memleketten ne alıyor ona bakmamız lazım. Yıkıldığı zaman bir ticari alan ortaya çıkıyor. Çünkü şehrin merkezinde zaten trafik yoğunluğu ve insan yoğunluğu oldukça fazla. Resmî dairelerin bu şekilde farklı yerlerde dağılması gerekiyor. Her yere faydalı olması lazım. Ben bu binanın yıkılarak ticari bir alan oluşturulmasını ve bu alandan sonra Düzce’ye artı yatırımlar katacak binalar yapılmasını destekliyorum. Çok insan da bunu destekliyor.
Ama destek olanlar da, karşısında duranlar da neye destek olduklarını ve neye karşı durduklarını bilmeli. “Yıkılmasın.” E yıkılırsa ne olur? Bir binamız daha olur. Daha rahat, daha nezih bir yerde bir amaca hizmet eder. Ediyor mu? Ediyor. Araç binanın yıkılması, hayırlı olsun.
BİNA 98 DEPREM YÖNETMELİĞİNE GÖRE YAPILMIŞ
Yani bazı muhalefet yapmak mantıklı ama arkasını dolduracaksın. Arkası boş, kelimeler hoş ama sonuç yok. Düzce Belediyesi binasına baktığınız zaman üç giriş yok. Bir ön tarafından giriş var. Bina böyle hapishane gibi. Yani üç tarafından hiçbir şekilde giremiyorsunuz. Caddeden giremiyorsunuz. Yani depremde, yağmurda bu bina zaten işlevini yitirmiştir. Hem 1998 yönetmeliğine göre yapılmış bu bina.
Bu bina amacına hizmet ediyor mu? Etmeye çalışıyordu, şimdi bu bina miadını doldurdu, vizyonunu doldurdu. İnşallah yeni düşünülen yer, 17 yıl değil de 170 yıl dayanacak bir değer olur. Böyle düşünülsün, böyle yapılsın. Niyet o. Tabii bu tür işlerde, “Bir meclis var, bir belediye başkanı var, sana ne oluyor kardeşim?” diyen çok olur. Ama biz bu memleketteyiz. Belki o karar verenler bu memlekette yaşamayacak bir daha. Ama amaç da araç da bence çok güzel.
Ben burada Sayın Faruk Özlü’yü tebrik ediyorum. Yıkılarak bir an önce ticari teşekkül olarak başlaması, o alanda nasıl Cedidiye Meydanı güzelleştiyse, orası da güzelleşecek. Önceden pejmürde bir haldeydi; çadırlar, plastikler, yukarıda aşağıda… Ama şu anda güzel bir çehresi oldu. Onun da öyle olmasını umarım hayırlı olur.
AKÇAKOCA’DA NELER OLUYOR?
ALBAYRAK’IN KARARINI TUĞRUL ABANOZ BELİRLEYECEK
Şimdi Akçakoca’ya bakıyoruz. Bugünlerde bir gündem var. Tuğrul Abanoz’un CHP İlçe Başkanlığı’nı kazanmasından sonra, bilinen Tuğrul Abanoz’un Fikret Albayrak’la olan yolculuğu gerçekten şu sözü söylettiriyor: “Zayıf imam imandan, zayıf doktor candan eder.”
Yani işini bilmeyen, cahil diyelim ona, böyle hırslı, egolarını tatmin etmek adına her türlü hâli mübah gören siyasetçi de adamı yol arkadaşlığından eder.
Tuğrul Abanoz CHP’de sahada güzel, ilişkiler güzel ama partide ve yönetimde çok hükmetmeye çalışan, çok yönetmeye çalışan, her şeye karışan, belediye arabalarını çevirip talimat veren bir ilçe başkanı modeli. Şimdi CHP’nin tek bir belediyesi var, o da Akçakoca’da.
ALBAYRAK YERLİ-MİLLİ SOSYAL DEMOKRATTIR
OYU LİYAKATİ VE TECRÜBESİ İLE ALDI
Şimdi gündem şu: Fikret Albayrak AK Parti’ye mi gidecek, bağımsız mı olacak, ne olacak? Bunun kararını yıllar önce Fikret Albayrak zaten vermiş. DSP’den başlayan, milli ve yerli bir sosyal demokrat modelinde, Ecevitvari bir sosyal demokrat çizgiye sahipti Fikret Albayrak. Her zaman toplumun milli ve manevi değerlerine saygılı bir sosyal demokrat olarak bir çizgisi vardı.
Oradan nereye giderse gitsin, nerede durursa dursun, çizgisi bu: Sosyal demokrat ama milli ve yerli. Millete tepeden bakmayan, “Millet hiçbir şey bilmez, her şeyi ben bilirim” demeyen, insanların değerlerine göre değer veren bir model. Şimdi Fikret Albayrak ne yapacak? AK Parti’ye mi geçer, bağımsız mı olur? Daha bir şey yok. Fol yok, yumurta yok ortada ama tantana var.
KİM KAZANIRSA TUĞRUL ABANOZ’U GÖREVDEN ALIR
Ben şuna inanıyorum: Tuğrul Abanoz mutlaka ve mutlaka bugün veya önümüzdeki günlerde bu şirazeyi kaçıracak bir eylem, bir müdahale belediyeye yapacaktır. Bu net, bu görünüyor. Şimdi bir iddia daha var: Özcan Dağıstanlı il başkanlığına gelirse Tuğrul Abanoz’u görevden alır; ama Semih Cemşit il başkanlığına gelirse devam eder. Böyle bir algı var CHP camiasında.
Zaten, Fikret Albayrak’la Tuğrul Abanoz’u bu hale getiren Semih Cemşit değil mi? O zaman onun il başkanlığı döneminde başladı. Böyle çözüm üretmeyen, üretir gibi yapan ama işi çözemeyen bir il yönetimiydi. O zaman seçim kazanıldı ama Semih Cemşit yüzünden kazanılmadı, Tuğrul Abanoz yüzünden de kazanılmadı.
Akçakoca’daki tabloya bakın, belediye meclisinde AK Parti’nin çoğunluğu var. Bu seçim Fikret’in şahsına verildi. Akçakocalılar “Belediyenin durumu çok kötü, bu sefer düzelirse bu tecrübe ile düzelir” diye oy verdi. Ama biz bir seçim kazandık, siz girseydiniz kazansaydınız, siz aday olsaydınız sonuç ne oluyordu.
OYU LİYAKATİ VE TECRÜBESİ İLE ALDI
Ehliyetli, liyakatlı ve tecrübeli diye Akçakoca’da seçtiler. Belediye başkanlığında CHP’ye, belediye meclisinde AK Parti’ye verdiler. Çok güzel bir seçi yapıldı orada, bir denge oluştu. Netice itibariyle ben şunu söylüyorum: Fikret Albayrak bağımsız mı kalacak, CHP’de mi kalacak, başka partiye mi geçecek, ne yapar bilmiyorum. Ama bunun kararını Akçakoca’daki CHP İlçe Başkanı Tuğrul Abanoz, akabinde de il başkanı verecek. Ben Semih Cemşit’in veya Özcan Dağıstanlı’nın duruşuyla ilgili bir değişim olacağını tahmin etmiyorum, ihtimal de vermiyorum. İnşallah hayırlara vesile olur. Karar mekanizmasında olan insanların vicdan terazisini iyi tutmaları lazım. İşin özü bu.
Hoşça kalın, dostça kalın, Allah’a emanet olun.