6 Temmuz akşamı yaşadığımız bir sel felaketi var. Sabahtan beri devamlı sel felaketi haberleri yapıyoruz. Buradaki mesele şu tabii iklim şartlarının bir etkisi var ancak hani Nasrettin Hoca’nın bir hikâyesi var. Evine hırsız giren biri Nasrettin Hoca’ya, ‘Hocam hırsız evime girdi’ deyince, Hoca da ‘Niye kapıyı pencereyi kapatmadın, niye tedbir almadın?’ demiş. Bunun üzerine vatandaş, ‘Hocam hırsızın hiç günahı yok mu?’ diyerek yakınmış. Buradaki hadisenin altında gerçekten bilinçsizce yapılan tarım, bilinçsizce yapılan işten ve alınmayan tedbirler var. En büyük sebeplerden bir tanesi su havzalarını Devlet Su İşleri proje yaptı, iyi güzel yaptı. Sonuç dün akşam bu sel felaketi yaşandı. Geçtiğimiz programda yaşanan sel afetlerini önlemeye yönelik ‘Düzce Üniversitesi ne iş yapar?’ diye sormuştum. Düzce Üniversitesi’nin Rektörü Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar hocamız bana bununla ilgili yapmış olduğu çalışmaları, kurultayları üniversitenin yaptığı bilgilendirmeyi gönderdi. Birkaç yerel ve ulusal basında da çıktı. İyi, tamam kabul ediyoruz yapılmıştır ama nerede bunun sonucu sele, sıkıntıya, felakete önleyici tedbiri nerede? Tamam, biz bir çalışma yaptık sonuç bu kadar mı?

Şimdi Düzce Kalkınma Vakfı’ndan bahsedeceğiz. Düzce Kalkınma Vakfı’nın başında Yusuf Taşhan var. Yaklaşık sekiz, on seneden beri Düzce İl Özel İdaresi’nin bodrumunda Kalkınma Vakfı vardı. Vakıf Kongresi’nden önce Dr. Faruk Özlü ile 4-5 saatlik bir görüşme yapılıp, ne yapılabilinir diye bir yol haritası belirlenmişti. Bu yol haritasından sonra da geçen hafta pazar günü yapılan seçimlerde yeniden başkanlığa devam edecekti fakat ikinci kongrede Ahmet Mutlu oraya ekibi ile beraber geldi. Kimsede ses çıkaramadı hiç hesapta, kitapta olmayan bir vakfın başkanlığına talip oldu. Liste hazırladılar ve Ahmet Mutlu başkanlığa seçildi. Listedekilere ‘hayırlı olsun’ diyoruz. Danışma kuruluna Başkan Faruk Özlü’yü, Necmi Hoşver’i, eski Rektör Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu Hanımefendi’yi yazmışlar.  Biz de arayıp ‘Hayırlı olsun’ dediğimize bu kıymetli değerlerimiz ‘Haberim yok’ diyor ‘Nasıl haberin yok?’ İstişare yapılmadan yapılmış bir liste var. Söylenene göre; Dr. Faruk Özlü’nün de bundan haberi yok aslında bu işin bir arka planı var. Arka planı şu Düzce Kalkınma Vakfı Başkanı ile Üniversite Rektörü uyumlu çalışamadı. Ahmet Mutlu ilk açıklamasında rektörle uyumlu bir çalışma yapmak adına “Üniversite ile Düzce haklını birleştireceğiz.” dedi. Bu sefer de diğer taraf bilinmeyen, görünmeyen sebebi ne olduğunu anlayamadığımız, Başkan Faruk Özlü ile Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar arasında bilinmeyen bir rekabet var, yani bir uyumsuzluğu var. Protokolde görünen hava başka ama arka planda birbirlerine karşı bir sıkıntı var. Şimdi diğer taraftan Düzce Milletvekili ve AK Parti Genel Başkanı Ayşe Keşir hanım ile yerel dinamikler arasında da sıkıntı var. Ayşe Hanım genel başkan oldu ancak yerelde uyum noktasında herkes birbirine pek sıcak bakmıyor. Görüntüde, fotoğrafta, konuşmada, dışarıda konuşulan çok güzel…

Şimdi CHP Milletvekili Mahmut Tanal Uğurlu’ya geliyor. Vali Atay milli, yerli denen Volvo Jeep’e biniyor afetin vurduğu köyleri geziyor.

Tanal da bu sırada Akçakoca’nın köylerinde incelemelerde bulunuyor. Tanal sosyal medya hesabından ‘Vali biz gelince Uğurlu’dan kaçtı’ şeklinde paylaşım yapıyor. Talan sen bugün geldin nerede uyuyordun bilmiyorum ama Düzce Valisi Cevdet Atay sabaha kadar uyumadı. Gece 03:00-04:00’te sürekli diyalog halindeydi. Bugün yine sahadaydı. Yani ‘Üzüm yemeye mi geldiniz, bağcı dövmeye mi geldiniz?’ derler adama. Biz valinin gece üç buçuk dörtlere kadar kriz masasında ve sahada afetle mücadeleyi yönettiğini ve sabah altıda ufak bir ihtiyaç molasından sonra mesaisine devam ettiğini biliyoruz. Yattığın yerden beri gel, sonra ‘Yok Volvo’ya biniyormuş yok biz gelince gitmiş, gelmiş’ gibi laflar, paylaşımlar hikâye şeyler. Bunları neden anlatıyorum Kalkınma Vakfı, sel, vali, siyasi direktör, Düzce’de olmayan direktör var. Görüntü itibariyle yaklaşım itibariyle yan yana görünenler var ya arka planda birbirlerine karşı nasıl çelme çakarım derdindeler.

Bugün Düzce’de iyi niyetli, samimi, gönül adamı bir vali var. Halk adamı nerede fakir fukara varsa dertlenen bir adam var, mütevazı bir adam var. Bu insan eksik, fazla, yanlış, doğru tartışmıyoruz ama bu insan gerçekte bu Düzce’de güzel bir gönüllere dokunurcasına adım atıyor. Düzce’nin kızı var. Hanımefendi Düzce Üniversitesi’nin Rektörü. Evet, Düzce’nin bir eksiği, fazlası var. Ama o da mücadelede Düzce’nin bir bakanı var, belediye başkanı var.

Yok Bakan mı diyelim Başkan mı? Bu hikâyelerle sulandırmaya çalışıyorlar. Düzce’nin bir başkanı var, AK Parti Kadın Kolları Genel Başkanı var, gerek AK Parti’nin gerek MHP’nin samimi il başkanları var,  birde tecrübeli isim Fahri Çakır var. Ne paylaşılamıyor da ne organize edilemiyor da hangi mesele çözülemiyor da neyi paylaşamıyorsunuz? Arkadaş herkes birbirine ters ama görüntüde, fotoğrafta her şey güzel. Topluma karşı, kamuoyuna karşı, ‘Vekilim’, ‘Rektörüm’, ‘Başkanım’ bunlar çok güzel ama işin özünde hissi, nefsi, ihtirası hesaplardan dolayı çözümler Düzce’de hızlı çözülemiyor. Bunu yaptım olayın sonucu yok ve gerek yatırım da gerek birçok konuda yani şimdi düşünebiliyor musunuz? Başta Düzce Valisi o devletin temsilcisi o siyasi iradenin ve bürokrasinin düşünce tasarruf ve plan projelerini icraata geçiren onu muaf tutuyoruz. Belediye başkanı, milletvekili, rektör, kalkınma vakfı, esnaf odası, ticaret sanayi odası ve bunun gibi birimlerin bunun gibi yapılar aynı dili, aynı duyguyu konuştuğu zaman Esmahanım’da, Uğurlu’da, Cumayeri’nde bir sel felaketine karşı alanına bilecek tüm tedbirler noktasında güçlerin birleşerek, aynı dili konuşarak, aynı duyguyu paylaşarak yapacak olduğu manevralarla bunları yaşamak mümkün mü? Değil ama herkes bir yerden çekiyor. O onun yaptığını bu beğenmiyor, bunu diğer beğenmiyor. Ama görüntüde, fotoğrafta sanki aralarından su sızmıyor. Bunları irdelemek istemiyoruz şuanda burada mahalle dedikoduları gibi konuşmak istemiyoruz. Biz buradan entelektüel konularda konuşabiliriz ondan yana sıkıntımız yok. Ama bir sıkıntımız var. Biz Düzceli olamıyoruz, neyi paylaşamıyorsunuz arkadaş. Bir makamı var. Bu makamları size millet verdi. Bu makamlarda oturan insanlar gelip geçici… Bunları bir araya getirip bu dinamiklerle beraber Uğurlu Köyü’nde, Esmahanım Köyü’nde, Cumayeri’nde, Gölyaka’sında, Gümüşova mesela Öncü Haber gündeme getiriyor. Bir belediyenin su havzası komple bitmiş. Bunların önüne nasıl geçilecek biraz milletin derdiyle dertlenin. Kendi derdinizle zaten yaşıyorsunuz. O makamlar kendi dertlerinize dertlenip de dert anlatma makamı değil. Allah rızası için Cumhurbaşkanımız bizim sesimizi duyuyorsa “Cumhurbaşkanımız burada herkes güzel yerlerde, güzel makamlarda ama sonuç alamıyoruz. Düzce için sonuç alamıyoruz. Düzce’nin selinden sonuç alamıyoruz, Düzce’nin her anlamda olan işlerinden sonuç alamıyoruz. Proje var, hikâye var ama netice yok. Hepsi var anlatılmış yapıldı, edildi sonuç yok.”  O yüzden Düzce Kalkınma Vakfı, Ahmet Mutlu ve ekibi güzel isimler var. İnşallah hayırlara vesile olur. İnşallah önceki başkan ve rektörün arasında yaşanan şuanda sizle Faruk Özlü arasında yaşanmaz. ‘Kan kusup kızılcık şerbeti içtim’ diyebilecek insanlar makamlarda olsun. Arkadaş herkes makamın maddi manevi halinden fazlada anıyor. Yörük ahalisi için geçilen makamda Yörük ahalisi çile çekiyor çekmesin bu çile artık çekilmesin.