2 Aralık 2020 tarihinde yapılan Düzce Belediye Meclisinden tüm Meclis Üyelerinin oyları ile kabul edilen ‘İsmetpaşa Ortaokulu’nun bulunduğu arsanın okul alanından ticari alana çevrilmesi’ kararı İYİ Parti İl Başkanı Yunus Özay Er ve AK Parti İl Başkanı Mustafa Keskin’i karşı karşıya getirdi. Karar üzerine İl Müdürlüğü tarafından okulun yıkılacağına yönelik açıklama yapılmasının ardından, İYİ Parti İl Başkanı Yunus Özay Er, bu karara tepki göstermişti.

“Senin Meclis Üyelerin bu karara onay verdi… Bu resmen insan aklıyla dalga geçmek”

Yunus Özay Er’in açıklamaları ile ilgili Öncü Haber mikrofonuna konuşan AK Parti İl Başkanı Mustafa Keskin, 2 Aralık 2020 tarihinde yapılan Belediye Meclis Toplantısında, karara İYİ Partili Meclis Üyelerinin de onay verdiğini belirterek,  “2020 Aralık ayı Düzce Belediyesi Meclis Toplantısı oturumunda gündemin 10. Maddesinde görüşülen bu konu, yani İsmetpaşa İlköğretim Okulunun bulunduğu Şerefiye Mahallesinde 58 ada 585 numaralı parselin değişikliği, ilköğretim tahsisinden çıkartılıp ticari alana dönüştürülmesi talebi İmar Komisyonunda oy birliği ile kabul edildi. Yani bugünkü İYİ Parti İl Başkanının, İYİ Parti Meclis Üyelerinin aldığı bir karardır. Sonrasında da yapılan oylamada meclisimize seçilen bütün siyasi parti meclis üyelerinin oy birliği ile bu konu kabul edilmiştir. Şimdi kendi partinizin Belediye Meclis Üyelerinin almış olduğu karardan bir haber olaran İl Başkanı, çıkıp da siz yıkıyorsunuz, ediyorsunuz demek insanın aklıyla dalga geçmek demek.” dedi. 

“Millet İttifakı ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı dil kullanıyor”

 Millet İttifakına mensup siyasi partilerin Türkiye genelinde ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı bir dil kullandığını savunan Keskin, “Burada muhalefetin saldırgan bir tutumu var. Bunu Türkiye genelinde görüyoruz. Düzce’de de yapıcı olmaktan uzak, projeden uzak, olayları algılar üzerinden insanlara yalan söyleyen kutuplaştırıcı bir zihniyet ile karşı karşıyayız. Biliyorsunuz son dönemde AK Parti ve Cumhur İttifakına yönelik muhalefetin kullandığı, Millet İttifakının kullandığı siyaset dili, ideolojik çatışmalar yaşayan ittifaklarını bir arada tutabilmek amacıyla ortaya attıkları toplumu kutuplaştıran, ayrıştıran ispatı mümkün olmayan iddialarla gündeme gelmektedir. Bunun ilk örneğini İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’in Sayın Cumhur Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı Binyamin Netanyahu’ya benzetmesinden başlayarak, kutuplaştırıcı bir dil kullanarak ortaya attıkları ve ardından da Rize ziyaretinde insanların gözüne baka baka ayrıştırıcılığın tohumlarını atmak üzerine bir siyaset benimsemişlerdir” diye konuştu.

“Şehit babasını bile mahkemeye verdiler”

Kayseri’de CHP’li bazı isimlerin 15 Temmuz’da görevi başındayken şehit düşen Özel Harekat Polisi Cennet Yiğit’in babası Yahya Kemal Yiğit’e kendilerine hakaret ettiği gerekçesi ile dava açtıklarını hatırlatan Keskin, “Özellikle bu Millet İttifakının ortaklarından CHP’nin de İstanbul Milletvekili Sezgin Tarıkulu’nun ‘Türkiye’de ölen çocuklar için neden kimse sesini çıkartmıyor’ şeklinde ki ifadeleri, israil’e benzetme çabaları ve özellikle Ahmet Şık’ın devlete katil demesiyle ve CHP’nin de Ahmet Şık’ı sahiplenmesi söylemlerinin ortaya atılmasının tek nedeni, Millet İttifakının birleşenlerini bir arada tutmak, seçimi gündeme getirerek kendilerini bir arada tutmaya yönelik çalışmalar olarak nitelendiriyoruz. Tabii bu devam ediyor; bu konuda birkaç örnek daha vereceğim. Özellikle CHP’nin Kayseri’nin Bünyan ilçesinde yaşanan olaylarda, 15 Temmuz Şehidi Özel Harekat Polisi Cennet Yiğit’in babası Yahya Kemal Yiğit 2019 yerel seçimleri öncesinde 18 Mart Şehitlerini anma günü programında CHP’nin Bünyan İlçe Başkanı Okan Marzıoğlu, CHP’li Selim Kılıç ve CHP Bünyan Belediye Başkan Adayı Mustafa Nevruz’a, ‘’FETÖ ve PKK Terör Örgütü ile aralarına mesafe koymadıklarını’ söyleyerek tepki göstermesi nedeniyle, bugün sonuçlanan davadan berat etmiş, ama 2 bin 168 lira tazminat davasına hükmedilmiştir. Cumhurbaşkanımıza bir sürü hakarete sesini çıkartmayan CHP, sadece bir şehit babasına hakaretten dolayı 2 bin lira ceza için sıraya girmiş, davalar açmış ve Türkiye’nin öz milletine, Türkiye’nin özüne ne kadar düşman olduklarının en büyük göstergesidir. Tabii bu örnekleri çoğalta biliriz. Milletimiz bunları görüyor. Şu anda biz Türkiye’nin bir adım öne çıkması için dünyanın her yerinde faaliyette bulunurken, maalesef millet ittifakının gündemi bu olaylar olmuştur” şeklinde konuştu.

“İsmetpaşa Okulunun oradan kaldırılması için çok sayıda şikayet aldık”

İsmetpaşa Ortaokulu’nun kaldırılmasına yönelik Şerefiye Mahallesi sakinlerinden çok sayıda şikayet aldıklarını dile getiren Keskin, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Yerele geldiğimizde de 2019 yerel seçimlerinden sonra Özellikle İYİ Parti’nin bir algı operasyonu ile karşı karşıyayız. Burada yalanlarla, düzmece fikirlerle, sanki belediyemizin, AK Partimizin yaptıklarını küçültmek ve bir yalan üzerinden hareket ederek, özellikle Belediye Başkanımız, Meclis Üyelerimize AK Partimize, Cumhur İttifakına yönelik ithamlarını hep birlikte yaşadık. Bunu örneklendirmek istersek, ‘Belediye şu kadar işçiyi işten attı’ yalanı boşa çıkmıştır ve bununla ilgili hiçbir açıklama yapmamışlardır. Eğer bir şey varsa, bize sorun ve ona göre açıklama yapın, yetkililere sorun ondan sonra açıklama yapın. Belediyeden işçilerin atıldığı yalanı ile hem belediyemizi, hem de AK Partimizi küçük düşürücü bir algı içine girdiler. Daha 17 günlük kapanma döneminde özellikle İYİ Parti yetkililerinin benim ismimi kullanarak, işte AK Parti’nin izin kağıdını yayınlayarak, ‘Mustafa Başkan bana izin ver’ gibi küçültücü, hakaret içeren çalışmalarını sosyal medyadan, benim bu iddiaları gündeme getirmemden dolayı, hemen silmişlerdi. Kırıkkale İl Başkanlığı’nın kendi teşkilatına vermiş olduğu bir kağıdı, sanki Düzce İl Başkanı yapıyormuş gibi göstermeye çalıştılar. Son günlerde İsmetpaşa İlkokulunun yıkılması ile alakalı bizim tek bir hedefimiz var. Bu şehirde, şehirleşmeyi ön plana çıkartacağız, Düzce’de ikili eğitime son vereceğiz. Bu konuda özellikle Belediye Başkanımız Sayın Dr. Faruk Özlü’nün çok büyük bir katkısı var. Bütün Düzce’deki sivil toplum örgütlerini, iş adamlarını harekete geçirdi. Bakın her kes Başkan Faruk Özlü’nün başlattığı birer sınıf kampanyasına destek sağlıyor. Düzce’de biz ikili eğitime son vereceğiz. Şerefiye Mahallesinin o dar sokaklarında servis araçları nedeniyle insanlar hareket edemiyor. Bu yönde mahalle halkından da çok yoğun şikayet alıyoruz. Hatta insanların kaldırımlarda bile yürüyemediğini hep beraber gördük.”

“İSKİ’ye asfalt verilmediği yönündeki açıklama gerçeği yansıtmıyor”

Son olarak son günlerde gündemi meşgul eden İSKİ konusuna değinen Keskin, İYİ Parti Meclis Üyesi Ender Çakar’ın İSKİ ile ilgili yaptığı açıklamaların gerçeği yansıtmadığını dile getirerek, “2020 yılında biz ne yaptık? Özel Kanun maddeleri getirdik. Yerel gazetelerde ilanı çıktı. Bunu biz bu maddelerle İSKİ’yi zorladık. Burada tabii ki kendi partilerinin de değil CHP’nin Belediye Başkanı ittifak oldukları için İSKİ ile görüşebilirler, bunun önü açık.  Burada bu kanun maddeleri olmasaydı o kadar yatırımı buraya yapmayacaklardı.  Dolayısıyla biz bunların peşindeyiz. Şuanda İSKİ ne yapıyor? Düzce’de boru döşemeye devam ediyor. Düzce’nin batısından başlayarak asfaltı yarıyor. Bizde bu açılan yerlerin tekrardan asfaltlanması için İSKİ ile Belediyemiz görüşmeler yapıyor. Bize asfalt vermiyor, bunların hiç biri gerçeği yansıtmıyor. Belediyeden de açıklamalar yapıldı. İSKİ’ nin Düzce2ye vereceği zararda, İSKİ’nin Düzce’ye sağlayacağı yararda hepsini takip ediyor, sahada Devlet Su İşleriyle, Bakanlıklarla takip ediyoruz. Burada anlatılan konular bizim yapacağımız Siyasetin her bir kelimesi Düzce’ye hizmet adına olmak zorundadır. Birilerini karalayarak birilerini kötüleyerek, yapılan bu Siyasetin Düzce’ye zarar vereceğini düşünüyorum. Dolayısıyla okullar konusunda da Düzce tarihinde ilk defa böyle bir devlet millet el ele, ben İYİ partideki arkadaşlarımıza da, muhalefetteki arkadaşlarımıza da bir Düzceli olarak bu okullara destek vermeye çağırıyorum. Bir sınıfta onların olsun. Burada yapılan eserlerde onların da katkısı olsun.  Bizim tek başımıza yaptığımız, gizli kapılar arkasında yaptığımız bir şey değil. Bakın Kasım Aktaş okulu 48 derslikli yarısını yatırımcı yarısını devlet yapıyor. Azmimilli de aynı şekilde, İsmet Paşa okulu bunlar Düzce’de bir model oluşturdu. Bunların önüne geçmek yerine hep beraber bunlara sahip çıkalım. Sadece AK parti olarak değil Düzce olarak sahip çıkalım, ikili eğitim artık son bulsun” açıklamalarında bulundu.

HABER: Savaş ARI