ÜLKEMİZE MÜSİAD BAŞKANLIĞI HAYIRLI OLSUN
Hafta sonu bir haber girdik. Burhan Özdemir, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'la beraber MÜSİAD Başkanı Sayın Mahmut Asmalı’yla Dolmabahçe Sarayı’nda kabul edildi. Muhtemelen ki görünen köy kılavuz istemez; mayıs ayında yapılacak olan kongrede MÜSİAD Genel Başkanı olacak. MÜSİAD, Türkiye ekonomisinin yüzde 35'ini ihracat ve ithalat noktasında örgütleyen, ticaretini hayata geçiren, organize eden bir kuruluş. Son günlerde nüfusla ilgili bir açıklama bir raporlama yapmıştı MÜSİAD. Türkiye nüfus noktasında git gide ihtiyarlaştı. Ne olması gerektiği noktasında da tavsiyeler vardı. MÜSİAD’ın başında Düzceli bir değerin olması bize çok büyük mutluluk verdi. İnşallah Burhan
Özdemirler’in isimleri artar. Faruk Özlü demişti ya ‘Düzce'nin İzzet Baysal’ı’ diye. Düzce'de aslında Burhan Özdemir gibi hayır hasenatta bulunan çok insan var. Biz de önümüzdeki günlerde bunlarla ilgili bir çalışma yapalım. Onları anlatmaya çalışacağız ve inşallah da bu sayılar artar. Burhan Özdemir Düzce'ye, ülkemize hayırlı olsun. MÜSİAD camiasına hayırlı olsun. Allah Burhan Özdemir gibi evlatları bu memlekette yetişmesini nasip etsin.
KİMLER BU AHFEŞ’İN KEÇİLERİ
Geçtiğimiz cuma günü haber değerlendirmesi yapmıştık. Biraz eleştiri almışız, biz farkındayız. Cihat Algün’le ilgili biz dedik ki ‘Biz ona inanıyoruz, güveniyoruz. Düzce'den doğan bir marka olsun ve inşaatları da devam edecek.’ dedik ve Algün hakikaten büyük bir firma. Yüzlerce alt taşeronlar var. Burada evlerini bekleyen, arsalarını teslim eden insanlar var. İnşaatın bitmesini bekliyor ve Türkiye'deki ekonomik şartlar hayli zor. Her anlamda mağdurlar oluşmaması adına Algün'ün mücadelesinde Allah yardımcısı olsun. İnşallah Türkiye'deki ekonomi malum, bir anda pandemi sonra bir deprem. Çok ciddi sıkıntılar yaşadık ve maliyetler arttı. İnşaatlar yerine gelmedi. Algün'ün şahsında değil birçok yerde. Algün, bence bir daha tekrar ediyorum ve sözümün de arkasındayım; inşallah başaracak. Düzce'de gerek iş yapan gerek onunla pozisyon ortaklığı yapıp arsalarını veren gerekse ev bekleyen insanlar için mutlu bir son olacak. Herkesin umutlarının yeşerdiği ve sonuçlandığı bir duruma doğru gideceğimize inanıyorum.
Ahfeş ismini ben yeni duydum. Ahfeş, Arap dil bilgini. Çalışıyor fakat kendini dinleyecek adam bulamayınca keçisine anlatırmış. Tabii keçi ne dinleyecek. Bakmış bu tepki vermiyor, boynuna bir ip bağlamış. Keçi dinlemeyince bir çekiyormuş ipi. Keçi meliyormuş. Ahfeş, keçiye laf anlatıp ilmini, bilimini dediklerini paylaşıyor. Kaldı ki bazı toplumlarda, az gelişmiş toplumlarda idarecinin söylemlerine karşı Ahfeş'in keçisi olmak lazım gibi bir anlayış var. ‘Emredersiniz efendim, doğru söylüyorsunuz efendim.’ demek gerekiyor. Az gelişmiş toplumların kaderi böyle. Ahfeş’in keçisi olmak merakıyla veya beklentisiyle günlerimizi böyle geçirme geçirip zayi etmememiz lazım. Ahfeş’in keçisi olmaya doğru gidiyor toplum maalesef.
YETKİSİ YİĞİT’TE SORUMLULUĞU ÖZLÜ’DE
Geçtiğimiz günlerde Selçuk Akyol isimli bir arkadaşımız haber yazdı. Haber doğrudur, yanlıştır, eksiktir, fazladır. Ben bu mahiyete girmek istemiyorum ama Faruk Özlü çok kızmış buna. Bir açıklama yapmış. Selçuk kardeşim baya ciddi şekilde bir değerlendirme yapmış, uzun uzun arkadaşlarımız haber de yaptı. Özlü, münafıklardan bahsetmiş. “Sana bu aklı veren münafıklar” diye. Konu da ne? Düzce Belediyesi’nin iştiraki olan Beltaş, çöp tesisiyle ilgili bir yüklenici firmanın yapmadığı işleri yani yerine getirmediği sorumluluklar nedeniyle oluşan çöp dağlarına karşı tedbiren burayı satın alacak. Bunun bir kişi tarafından Beltaş Genel Müdürü Üzeyir Yiğit tarafından koordine edildiği, Beltaş’a para kazandırmadığını falan yazmış Selçuk Bey. Faruk Bey de buna demiş ki; ‘O münafıklar sana bu aklı veren.’ Maalesef Düzce'deki bu münafıklar dün de vardı bugün de var. Yarın da olacak. Beltaş Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Özlü. Menfi müspet ne olursa olsun belediye başkanı bu memleketin huzurunu sağlar. 10 yılda dolması gereken yer 5 yılda dolmuş. Şehrin belediye başkanı bununla ilgili fedakarlıklar yapacak. Babanın malı evladın huzuru içinmiş. 9 milyon dolar. Memleketin sağlığı için bu paralar var ortada. Her kalemin bütün tasarrufu bir genel müdürde olmaz ki. Bunun yönetimi var, yönetim kurulu başkanı var. Bunun siyasi sorumluluğu var. Bu genel müdür bugün var, yarın yok. Ama devletler, belediyeler, şirketler kalıcı. Faruk Bey bir değerlendirme yapmış, “Münafıklar var” demiş. Ama paylaşımı beğenen 25 kişi. Belediyede çalışan 2 bin kişi. Parti delegasyonu da var. Merkez ilçe başkanı bir açıklama yapmıştı. ‘Faruk Özlü’yü yalnız bıraktınız, bırakmayacağız.’ diye. Faruk Özlü'den bugüne kadar her anlamda fayda görenler sessiz. Faruk Özlü’ye yakın olan gazetecilerden de bir tık yok. İşin sonunda Köroğlu Ayvaz gibi kalındı. Amaç hayır yani memlekete faydalı olmak, araçlardan istismar edenler varsa da kelekle meleği birbirinden ayırmak lazım. Amaç başka, araç başka olmamalı. Biz ne zaman ki Ahfeş'in keçisi modunda olmaktan çıkıp da böyle doğruyu konuşmaya başlarsak az gelişmiş toplumlar olmaktan o zaman kurtuluruz diye düşünüyorum.