Salgın sürecinin başlamasıyla Harmankaya Esentepe köyüne yerleşerek dedesinden kalma arazide "ağaç evler" kurarak tatilcilere doğayla iç içe olma imkânı sunan Pirdal (41), araziye ahır da yaptı.

Burada turizm işletmeciliği yanında büyükbaş hayvancılıkla da uğraşan Pirdal'ın ineği yaklaşık 4 ay önce buzağı dünyaya getirdi.

Annesinin ve diğer hayvanların yanına çok fazla gitmeyen, sürekli peşinde dolaşan buzağıya "Paşa" ismini veren Pirdal, zamanla ona alıştı.

Vaktinin çoğunu "Paşa" ile geçiren, ona kahvaltılık ve çeşitli yiyeceklerden ikram ettiği için Pirdal'ın peşinden hiç ayrılmayan buzağısı görenleri şaşırtıyor.

Pirdal, müşterilerin masalarına giderek tesisin maskotu haline gelen "Paşa"yı satmayı düşünmüyor.

"Ailenin bir üyesi oldu"

Davut Pirdal, , "Paşa"nın doğduğundan bu yana kendisinden hiç ayrılmadığını, çok evcil olduğunu söyledi.

Birlikte kahvaltı yaptıklarını, diğer müşterilerin yanına da gittiğini anlatan Pirdal, "Ailenin bir üyesi oldu artık. Günde iki defa tesisin mutfağına gelip ne yaptığımızı denetler. Birlikte kahvaltı yapıyoruz. Güzel havalarda dışarıda yaptığım tüm kahvaltılara katılıyor." dedi.

"Paşa"nın diğer hayvanlarla dolaşmadığını, insanlara yakın olduğunu dile getiren Pirdal, şöyle konuştu:

"Hayvanlar otlamaya gidiyor, o tesise geliyor. Buraya çok alıştı. Mutfaktan çıkmıyor. Koşuyorum benimle koşuyor. Nereye gitsem peşimden ayrılmıyor. O bana alıştı, ben de ona çok alıştım. Boş zamanlarımı onunla değerlendiriyorum. Beraber balık tutuyoruz fakat suya girmiyor. Suya girmeye de alıştıracağım. Hayvanları Kurban Bayramı'na yetiştiriyorum ama 'Paşa'ya kıyamam. Annem, babam, eşim, çocuklarım, herkes ona çok alıştı."

Pirdal, "Paşa"nın her sabah kendisini beklediğini ifade ederek, "Gel kahvaltı yapalım.' diyorum, benimle geliyor. Acıka, peynir, ekmek, domates, sofrada ne varsa benimle yiyor. Çayı çok seviyor. Onun bardağı var, ona 'Paşa çayı' yapıyoruz." dedi. (AA)