Düzce’nin Cumayeri ilçesine bağlı Akpınar köyünde yıllar önce köyüne gelen Halk Eğitim kursuna giden 42 yaşındaki Leyla Gürsel, çalıştığı iş yerinin kapanmasının ardından açtığı dükkân ile hayatı değişti. Yıllar önce dikiş-nakış kursuna giderek ilk defa hayatında dikiş yapmaya başlayan, daha sonra bir tekstil fabrikasında işe giren Gürsel, fabrikanın kapanması ile birlikte işsizlik maaşı almaya başladı. Bu esnada ne yapacağını düşünen Gürsel, çevresinde ki arkadaşlarının ve akrabalarının dikim işlerini yapmaya başladı. Bu esnada tazminatını alan genç kadın, 4 metrekarelik dükkân açarak dikiş işlerini sürdürdü. Birkaç firmaya fason dikim yapmaya başlayan girişimci kadın işlerin yoğunlaşması sonrasında 30 metrekarelik dükkâna geçti. Sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlar sonrasında Türkiye’nin dört bir yanından siparişler almaya başladı.

“Terzilik üzerine küçük bir dükkân açtım”

Hayatının köyüne gelen Halk Eğitim Kursu ile bir anda değiştiğini söyleyen Leyla Gürsel, “Cumayeri Akpınar köyüne gelen halk eğitim kursunun dikiş nakış kursu ile başladım. İlk dikiş hayatım öyle başladı. Hocaların dikiş eğitimi ve o gün tanıştım makinalar ile. Ondan sonra tekstil fabrikasında çalıştım. Orada makine ve üretim şefliği yaparken firmamız 2016 yılının Kasım ayında kapandı. İşsizlik maaşı alıyordum. Sonra ne yapabilirim diye düşündüm. Kendime terzilik üzerine küçük bir dükkân açmaya karar verdim. 4 metrekare bir dükkânda tamir ile başladım. Akrabalarıma arkadaşlarıma elbise, etek gibi ürünler diktim. Düşündüğümden daha iyi gitti. Sonra daha büyük bir dükkâna geçtim. Özel dikimler, özel tasarımlara başladım. Türkiye’nin her yerinden siparişler alıyorum. Daha da iyi olması için çalışıyorum” şeklinde konuştu.

“Kadınlar güçlü olmalı, her zaman umut var”

Kadınların her zaman güçlü olması gerektiğin, her zaman bir umut olduğunu belirten Gürsel, “Kadınlara çok tavsiyem var. Bir kere güçlü olmalarını tavsiye ediyorum. Küçücük bir nedenden dolayı hayata küsmemelerini çaba göstermelerini tavsiye ediyorum. Her zaman umut var. Eğer siz çalışmak isterseniz, çabalamak isterseniz, mücadele isterseniz, hedef belirlerseniz, önünüz her daim açıktır. Ama bunu kendiniz yapacaksınız. Önce kendiniz. Ne anne ne baba ne eş hiç kimseye güvenmeden önce kendinize güveneceksiniz. Başarabileceğinize inanacaksınız. Başaramayacağınıza inanırsanız zaten o yolda başarılı olursunuz. Bir kere güçlü olmalarını tavsiye ediyorum. Ne olursa olsun” dedi.

“Devletin kadına desteği çok”

Kadınlara yönelik birçok kursun olduğunu belirten ve devletin kadına desteğinden bahseden terzi Leyla Gürsel, “Devletimiz kadınlara girişim konusunda büyük destekler veriyor. Kurslar var, Belediye’nin kursları var, Halk Eğitim Kursları var. Eğer bir şeyler yapmak isterseniz, yaparsınız. Eskiye nazaran şu an ki zamanda şartlar daha kolay. İnternet üzerinden de araştırabilirsiniz, devletin her türlü desteği var. Bunların hepsi birde ücretsiz. Eğer bir kadın başarmak isterse başarır” ifadelerinde bulundu.

“Sevmediğin işi yapamazsın”

Dikişi çocukluk zamanlarından beri sevdiğini, anneannesini makinede çalışırken sürekli izlediğini söyleyen Leyla Gürsel, “Benim başarım Halk Eğitim Kursu ile başladı. Dikişi seven biriydim. Birde ben çocukken de dikişi seviyordum. Anneannem kara makinada çalışırken, böyle ben ayaklarım üzerine basıp o makinaya bakıyordum. O makinadan ses nereden geliyor diye bakıyordum. Dikişi seviyorum, gerçekten seviyorum. Sevmesem bu işi yapamam zaten çünkü zor bir iş. İnsanı yoran bir iş. Eğer hayal edemiyorsan sabır edemiyorsan bu işi yapamazsın” şeklinde konuştu.

“Bir anda hiçbir şey dört dörtlük olmuyor”

Küçük bir dükkân açma hikayesini anlatan Gürsel, bir anda her şeyin dört dörtlük olmadığını sabrederek büyüdüğünü söylediği konuşmasında şunları aktardı; “Kapanan firmamızdan aldığım tazminat ile dükkanıma eşyalarımı aldım. İki dikiş makinası, bir ütü aldım. Hatta iplikleri bile yarım bobinler şeklinde aldım. O küçük terzi dükkanını açmama o tazminat tam denk geldi. Sonra adım adım sabrederek ürünleri geliştirdim ve büyüdüm. Bir anda hiçbir şey dört dörtlük olmuyor.”

“Markalar makineyi bilmiyor, ben biliyorum”

Hayatı boyunca birçok firmada çalıştığını, çalıştığı firmaların markalaştığını ve o firmaların makineyi bilmeden büyüdüğünü söyleyen Gürsel, kendisinin de büyük bir marka olabileceğini düşünerek çıktığı yolun meşakkatli olduğunu belirtti. Gürsel sözlerini şu şekilde sonlandırdı:

“Birçok firmada çalıştım. O çalışan kişilerin kendilerinin bir makine eğitimi yok. Yani dikiş makinasını kullanmayı bilmiyorlar. Pedala basmayı bilmiyorlar. Ama marka olma yolundalar, marka olmuşlar. Pedala basarak emek vererek çalışmanın gerçek anlamını bilmiyorlar. Marka ama makinanın zorluğunu pedala basmanın o işi çıkartmanın, o işçilikteki emeği bilmeyen insanları gördüm. Dedim ki ben daha iyisini biliyorum. Daha iyisini yapıyorum. Ben de marka olmayı hak ediyorum diye düşünüyorum.” (İHA)