Bugün çok önemle gördüğümüz, fark ettiğimiz ve yaşadığımız bir konuyu yorumlayacağız: bürokrasi. Bürokrasi dediğiniz zaman bir kamu kurumundaki memurundan amirine kadar, mülki idarenin müdüründen başına kadar her alanı bir yapı.

Vatandaşımız herhangi bir devlet kurumuna makul ve mantıklı herhangi bir talep için gider. Bazı bürokratlar vardır; anılmak, bilinmek, fark edilmek, ağırlık hissettirmek ister. Makul bir isteği yerine getirmeyebilir.   Bunun için devletin valisinin, milletvekilinin, il başkanının araması lazım. O bürokrat işte o zaman ‘Tabii efendim, derhal yaparız.’ Zaten yapılabilecek bir şey… Zora sokup kolaylaştırır. Egolar ve siyasi hesaplar olabilir. Vatandaşın makul ve mantıklı talebini bir şekilde yerine getirmemek adına, kendisini fark ettirmek adına bu manevralar olabilir.

İkinci olarak bazı bürokratlar vardır. İş üretir, çözüm üretir, mücadele verir ama siyasetçilerden destek bulamaz. Bu da vatandaşa farklı şekilde yansır. Bazı bürokratlar vardır yol kazasıdır. Hasbelkader oraya gelebilmiştir. Bunlardaki enaniyet, kibir, gurur, Yörük malıyla kurban kesme hali bitmez.

Ancak hepsinden önemlisi şu var. Bugün Düzce’de birim müdürleri var. Birçok bürokrat var. Bunlar bir şekilde AK Parti iktidarında bu makamlara gelmiş insanlar. Bunlar bu makamlara geldiklerinde tabiri caizse birçok siyasi altyapı oluşmadan bunlar bu makama gelmezler. Geldiklerinde ne isterler? Hizmet üretmek isterler. Bir Özel İdaresi’ni, bir zabıta müdürünü düşünün, sağlık il müdürünü düşününü. Birçok müdürlükler var. Fakat bunların hiçbir sorumluluğu yok. Vatandaşlara ürettikleri çözüm noktasında kendilerine mutlak bir artı gelmekle birlikte onu oraya atanan siyasi irade oradan mutluluk alır. Belediyelerde hangi riyaset makamı, hangi noktaya kimi aradıysa onun vatandaşla diyaloğu ve hizmet noktasındaki başarıları artıları, eksileri partiye ve riyaset makamına yazılır.

Bugün çok net söylüyorum. Düzce bürokrasisi, gerek mülki idare gerekse de belediyeler kapsamında fazla bir dert içinde olduklarını zannetmiyorum ki değiller. İstisnalar kaideyi bozmaz. Özellikle bu makamlara bunları atayan siyasi irade davul bunlarda, tokmak bürokratın elinde. Bazı yol kazası bürokratlar var. Öyle bir yapıda ki iş bitmez, çözüm üretilmez, hizmet üretilmez noktasına gelinmiş.  

Bakınız Ayşe Keşir Hanımefendi. Seversiniz sevmezsiniz… Şu anda AK Parti Kadın Kolları Genel Başkanı. Yanı cumhurbaşkanının parti masasında oturan 7 kişiden bir tanesi. Ben sormak istiyorum. Spor, eğitim, sağlık ve birçok konuda olabilecek konularda Düzce’nin bürokratları en altından en üstüne kaç tane proje noktasında talepte bulundu? Siyasetçi bürokratın çalışarak önüne koyduğu projeyi bekler. Hizmetin oy olarak taçlanmasını ister. Ama maalesef şu anda Düzce’de öyle bir müdürlükler var ki yol kazası. Bunun detayına önümüzdeki günlerde ineriz. Belediyeler de aynı şekilde. Müdürler, başkanlar çok değişiyorsa orada bir sıkıntı var demektir. Hiç değişmeyen yerde de sıkıntı var.

Bugün birçok birimde topal ördek misali, bürokrasi çok ağır aksak ilerliyor. Dr. Faruk Özlü bir dönem bakanlık yaptı. Buradaki bürokratlar çözüm noktasında, proje noktasında ve talep noktasında kişisel dünyasındaki kişisel beklentileriyle gittiler bu makamlara. Ayşe Hanım’a da aynı şekilde… Özlü’nün bakanlığı yıllarında Düzce’nin geleceği için ayakları yere basan projeleri gerçekleştirmeyen bürokrasi nedeniyle o yıllar kayıptı. Herkes kendi işi için giderse bakan en yapsın, genel başkan ne yapsın… Ama memleket adına projeler üretilirse geleceğimiz için fevkalade olur.

Sayın valimiz mutlaka bir çalışma içinde ama biri l müdür atanırken görüşü olabilir, tasarrufu olabilir ama bunların geneli siyasi güçle olur. Netice itibariyle Faruk Özlü’de değerlendiremediğimiz imkânları Ayşe Keşir ile gerçekleştirebiliriz. Ama kişisel değil, toplumsal ve kurumsal anlamda faydalanabiliriz. Aynı zamanda ağabeylik konusunda, partinin kurucularından Fahri Çakır da değerlendirilebilir. Ama bizim bürokratlarımız anılmak, bilinmek ve fark edilmek için bazı işleri sallıyorlar.

Çok basit bir örnek vereyim. Gölyaka’nın bir köyüne gelebilecek olan 50 milyon liralık bir sportif yatırım, iş bilmez bir bürokratı yüzünden bertaraf oldu. Olay mahkemelik oldu. Bunlar aslında bir bürokrat dertlenirse çok kolay şeylerdi.

İşini hakkıyla yapan kaç bürokratımız var onu bilmiyorum. Ama tabiri caizse davul siyasetçinin boynunda, tokmak bürokratın elinde. Ben 2023 seçimlerine doğru iş ve hizmet üretmeyen bürokratların mutlak ve mutlak gözden geçirilmesinden yanayım. Çünkü siz bu iktidar giderse yoksunuz. Sizi buraya getiren iktidar hizmet üretin diye getirdi, ego için değil. Ama bu yapılmazsa, özellikle bürokraside güzel bir dizayn yapılmazsa topal ördek misali hedefe de gidilemeyebilir. Bunu zaman içinde açacağız.

Bir daha ve net söylüyorum. Ayşe Keşir hanımefendinin genel başkan kimliğinin Düzce için kullanılması için Düzce’deki siyasi erkan ve bürokrasi bir araya gelip projeler üretip geleceğe hazırlamalı. ‘Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda. Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında.’ Bir ifade gibi bu güçler gelir geçer. Bugünlerin kıymetini bilelim.