Düzce Barosu Başkanı Azade Ay bu ay içinde yaptığı açıklamalar ve demeçlerle haddini aşan hukukunu bilmeyen militan ve siyasi yaklaşımlarla fıtratını malumun ikrarı ilanı hal eyledi.

Ne yedi ne içti ne halde bu açıklamaları yaptı kamuoyu anlamadı.

Azade Ay Cumhurbaşkanının ve Yargıtay’ın Adli Yıl başlangıcı davetine katılmayacağını açıklayınca, idare ve irade sahipleri tarafından sessiz kalınınca kendinde özgüven bulup, terör sevici, destekleyici başkanlar görevden alınınca baroların yaptığı açıklamaya Düzce Barosu’nu da dahil ederek haddini boyunu aşan hamlelerde bulundu.

Bu Azade hanım twetter paylaşımlarında FETÖ’yü öven paylaşımları yapmakta yayınlamakta ve bunları bugün bile enformasyonda tutmasının anlamak mümkün değil.

FETÖ’nün meslekten atılan firari savcısı Muammer Akkaş için FETÖ sevici olup “Sayın savcı hukuktan yana tavır koydu, ancak hukukçu olmayanlar onu yargılamaya çalıştı, savcım yanındayız” şeklinde, saat 11.43’deki ikinci twetinde ise “Savcılar iddianameden önce dosya içeriğini paylaşınca suç olmuyor da, bildiri dağıtınca mı oluyor” deyip onunla ilgili paylaşımlarda bulunacaksın.

“Hukukçu olmayanlar, yargılamaya çalıştı” diyeceksin. Bu memlekette hukuk ve adaleti tesis etmekle hakim hukukçular seni görmezden gelecek,
Baro seçimlerinde gece-gündüz çalıştığın avukatlara danışmayacaksın,

Baro yönetiminde bulunan avukatlara sormayacaksın,

Kimin kümesinde yemlenip kimin kümesine yumurtladığın belli olmayacak,

Kimle neyi konuşup kimle neyi paylaştığın bilinmeyecek,

Bu kadar densiz ve hadsiz Hûd’uz açıklamaları Düzce barosu adına yapacaksın,

Senin arkanda bulunan selvi boylu erkekler ürkek bir tavırla napıyor bu hatun kişi diye bakacaklar,

Yönetiminde bulunan vatansever milliyetçi yöneticiler kadın gibi dırdır edip aciz gibi sızlanacaklar,

Sen FETÖ’cüyü överken, Cumhurbaşkanına çemkirirken, terör sevicilere terör destekçilerine sahip çıkarken senin mahiyetindeki erkek avukatlar ürkekleşmiş, yiğit aslanlar kedi misali miyavlamış öyle mi?

Beyler, hanımlar; vatan sevgisi her zaman adamlık ve erdemlik, zaman zaman hayatta yaşanması gereken unsurlardır.

Şimdi size soruyorum;

Bu Azade Ay bu açıklamaları yaparken size sordu mu?

Sorduysa siz ne dediniz.

Sormadıysa siz orada konu mankeni misiniz, dolgu malzemesi misiniz, nesiniz?

Şimdi bu işten size ne der gibi kulağıma sesler geldi.

Önce baronun başında Düzce yazıyor. Azade’nin bürosu veya çiftliği yazmıyor.

İkincisi bu açıklama basın üzerinden yapılıyor.

Ben Düzceli ve basın olarak bu açıklamalardan rahatsız oldum.

Kanıma, asaletime, sütüme dokundu.

Kanına, asaletine, sütüne dokunan kim varsa açıklamaları bekliyorum.

Burası Azade hanımın çiftliği değil. Yöneticiler ise o çiftliğin kahyası değil. Baronun üyeleri marabası değil.

Ben böyle biliyorum, böyle umuyorum. Yok ben eksik gedik etik olmayan halini biliyorsam kanına, asaletine, devletine, devleti ebedi müddete değer veren avukatların bu hanıma haddini bildirmesini bekliyoruz.

Geç kalan adalet adaletsizliktir. Geç kalmayan yerinde zamanında bir had bildirme zamanı gelmiştir.

Hanımın çiftliği zihniyeti ile yapılan açıklamada kendisini kahya görmeyen, maraba bilmeyen asil ve meslek onurunu bilen, vatanın bölünmez bütünlüğüne inanan, ‘Mesele memleketse gerisi teferruattır.’ söylemini ilke edinen her hukuk adamını kamuoyu vicdanını acıtan bu açıklamalara karşı söylemiyle eylemiyle göreve davet ediyorum.

“Vatan sevgisi imandandır” der Hazreti Ali.

İmansız, vicdansız, vatan sevgisinden uzak hain ve bölücülere güç katan bu açıklamaların tüm Düzce’deki halk gibi baronun üyelerini de rahatsız ettiğine tanık oldum.

Düzce Barosu bu hanımın çiftliği ise susun. Kayha gibi maraba gibi işinize bakın.

Yok baronun asaleti ve iradesi hanımın çiftliği gibi yönetilemez diyorsanız ses verin. Bu kadar basit…

Ayrıca soruyorum; Düzce Barosu bu açıklamaları yapmak zorunda mıydı?