Bugün Cedidiye Camii’ne gideceğiz. Biliyorsunuz Ramazan Bayramı’nın birinci günü, Cedidiye Camii’nde bir bayram namazı kılındı. Bayram namazından bir gün önce de belediyede bir bayramlaşma töreni yapıldı, bayramlaşma töreninde Düzce Belediye Başkanı Faruk Bey, bayram namazının Cedidiye Camii’nde kılınması için bir davette buluştu. Ama bayram sabahı orada Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Günden, Başkan Vekili Hüdaver Gösterişli ve Kent Konseyi Başkanı Ali Dilber’in haricinde belediyenin meclis üyeleri, belediyenin başkan yardımcıları, diğer erkan katılmadı.

Burada iki kişiyi tebrik ediyoruz; öncelikle Sayın Valimiz Cevdet Atay ve Faruk beyi. Ne demiş büyükler? Asalet aslını rücu eder. Biz eskiden, çok eskiden asaleten, 2 bin yıllık devlet geleneğinden biz bayramlaşmaları camilerde yapardık. Camilerde bayram namazından çıktıktan sonra herkes birbiriyle müsavat eder, bayram namazını kutlardı. Zaman içerisinde bu protokole döndü, yani protokol bayramlaşması oldu. Yani devletle milletin, maneviyatla asaletin birleştiği bir bayram namazını Düzce ilk defa yaşadı. Bu bayram namazında devletin bütün birimleri, bütün yetkileri, belediyenin çalışanları orada olması lazımdı. Unuttuğum bir şey var; AK Parti İl Başkanı Mustafa Keskin de oradaydı. Ama buraya bu asaletin idrakinden olup da veya vakıf olup da, böyle bir güzelliğin, böyle muhteşem bir duygunun hayat bulması noktasındaki davete icabet az oldu. Ama şöyle yapılsaydı; latife yapalım biraz! “Mutfak Sanatları Merkezi’nde veya Erguvan Tesisleri’nde bayram namazından sonra kahvaltılı bir bayramlaşma yapılacak.” denilseydi, yoğunluk olur muydu, Olurdu. Tabiri caize ise keşke bunu demek zorunda kalmasaydık. Mutfak Sanatları Merkezi’nde, Faruk Bey ile görüşmek için, kapı dibinde nöbetçi olan bazı memurlar, bazı memureler var. Gerçi memureler Bayram Namazı’na katılamazlar. Ama Mutfak Sanatları Merkezi’nde, yeme-içme için görünenleri veya bekleyenleri veya diyalog kurmaya çalışanları orada göremedik. Bir de gerek belediye şirketlerinden, gerek kurumunda dışarıdan atanan, Ramazan Bayramı’na “Ramazan Bayramı” diyemeyecek kadar, şeker bayramı diyen zihniyettekileri bile bayram namazında, Faruk Bey’in yanında göremedik.

Cedidiye dedik ya; Cedidiye Camii’nin etrafı açıldı. Bu her belediye başkanına nasip olmaz, bu Faruk beye nasip oldu. Ve orada bir proje geliştirildi, bu proje üzerinden buraya iş yerleri yapılacak diye bir görüş hasıl olmuş iken, orada insanların o açılan meydanın kalması için çok büyük gönül verdiklerini duydum. Bize zaman zaman ‘Bunu gündeme getirin. Bu ne güzel bir alan oldu, ne muhteşem bir alan oldu, camiye yakışır, cami orada bebek gibi ne güzel çıktı, bunun böyle kalması için ne gerekiyorsa yapalım.’ diyenleri duyduk. Ki bu çok isabetli Cedidiye Meydanı’nın açılan alanının işyeri yapılmadan, projenin yeniden gözden geçirilerek Faruk Özlü beyin bunu burada kesinlikle ve kesinlikle burada bir duruş sergilemesi vatandaşın talebi. Vatandaş talep ederken, tabii burada hakları olan insanlar var, dükkânları olan insanlar var. Onlara da uzun, kısa ve orta vadede belediye bir çözüm bulur. Dükkân verir, işyeri verir onlarla rayiç eder. Ama Cedidiye Meydanı’nın şuanki muhteşemliğini kelimeyle anlatmak mümkün değil. Fevkaladenin fevkinde bir alan açıldı orada, mükemmel bir alan açıldı. Tabiri caiz ise burada sayın belediye başkanına, bu düşünceyi savunan ki; çok büyük bir çoğunluk var burada. Azımsanmayacak etkili bir çoğunluk var. Diyorlar ki; bu alan Düzce’nin ikinci meydanı gibi, bu muhteşemliği ile kalsın. Düzce’nin tarihi asaletine hitap eden Cedidiye Camii’ne yakışan buydu. Bununla beraber bu hakikat bulsun diyenler var. Burada mal sahiplerini, mülk sahiplerini, birebirlerde maddi, manevi, içtimai halini, hakkının ortaya konulmasından sonra da buranın böyle kalmasında büyük fayda var. Bu konuda belediye başkanı ne düşünüyor? Bilmiyorum, ama o alanda namaz kılan, o alana gelen, o alanda gezen insanlar ve oranın esnafı, eşrafı Düzce’nin değerlerinin yüzde 99’u ‘Bu alan bu şekilde kalsın. Lütfen buraya işyerleri düşünülüyor ya; bunlar yapılmasın.’ diye bir talep var. Bu çok da yerinde bir talep, çok da makul bir talep, çok mantıklı bir talep.

İnsanlar şimdi makamlara gelir, etkili olur, yetkili olur, işin sonunda bu makamlar ‘Mahkeme kadıya mülk değil’ hesabı bu makamlar gelip – geçici. Allah kimseyi makamında etkisiyle, yetkisiyle, gücüyle ve nefsi ile imtihan etmesin. Ama yaşlandığımız zaman, bu makamlardan, bu yetkilerden, bu güçlerden arındığınız zaman, torunlarınıza anlatabileceğiniz bir hikâyeniz olmalı. Yani bugün Cedidiye Meydanı’nda, o caminin meydanında bu iradeyi Faruk Özlü ortaya koyduğu zaman, akabinde bu iradenin arkasında bunun böyle olmasını isteyenler, gerek mal sahipleri ile gerekse kamuoyu ile bununla ilgili belediye başkanına destek olduğu zaman, oradaki manevi camii olduğu için bunun bir sevaba nail olacaktır. Allah’ın da sevabı dağıtırken bir sınırı yok. İnşallah Cedidiye Meydanı, caminin meydanı Düzce’nin ikinci bir meydanı olsun, meydan olarak kalsın. Bu muhteşem bir düşünce, muhteşem bir yaklaşım! Bu sadece Faruk beyin iradesi ile de olmaz, mutlaka şehr’ül emindir, bu millet için görevdedir. Ancak desteklenmesi lazım. Burada insanların, bu anlamda desteklerini ve etkilerini kullanarak belediye başkanına destek olmak lazım. Burada yeri, yurdu olan insanlar da mutlaka fedakarlık yapmalı torununa, nesline, aslına yakışan bir adım atmalı. Adım atılırken de o meydana, camiye girenlerin, çıkanların, o meydanı kullananların camii ayakta kaldığı sürece, insanlar yaşadığı sürece, onların da manevi olarak temsil edilebilecekleri, bunların burayı vakfettiğini veya fedakarlık yaptıklarını izah edilebilecek bir kitabe veyahut bir anıtta benzeyen bir kitabe buraya konulmalı. Çünkü 300 bin yıllık, 500 bin yıllık anıtlar okuyoruz, ecdadımızın bıraktığı hayır hasenat işlerinden. 

TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ