Düzce eski Belediye Başkanı Mehmet Keleş, Öncü Haber’e özel yaptığı değerlendirmede, kendi döneminde başlatılan vizyon olarak nitelendirdiği projelerin devamının getirilmemesine sitem etti.

“CEDİDİYE VE ASAR DERESİ ÇALIŞMALARI ‘PROJE’ DEĞİL!”

İsim vermeden kendisinden sonra göreve gelen hepsi AK Partili başkanları eleştirmek niyetinde olmadığının altını çizen Keleş, ‘Sizden sonra Düzce’nin dört yanında yükselen projeler için neler düşünüyorsunuz?’ sorusuna şöyle yanıt verdi:

“Ben birisinin arkasından şöyle yaptı böyle yaptı demek istemem ama “Projeler yükseliyor” dediniz. Hangi proje yükseliyor mesela… Cedidiye Meydanı’nda yapılan iş küçük bir bina yapımı… Bu bir proje değil. Kaldı ki o proje de belediyenin değil oradaki vatandaşlarım projesi. Hissedarların projesi ama bu bir proje değil. Asar Deresi’nde yapılan çalışma da aslında bizim yapmış olduğumuz 2 kilometrelik Asar Deresi çalışmasının çok küçük parçası. Orada bir tane köprü inşası yapılıyor. Onun dışında başka da bir şey yok. Oradaki iki köprü tek köprüye düşürülüyor. Bana göre o da bir proje değil. Kaldı ki orada iki kenardan karşılıklı giden yollarda çok ciddi anlamda dar yollar. Düzce’nin ihtiyacını zor karşılıyorken bir tanesinin yok olduğunu gördüm de ikincisi de belki yok olacak. Dolayısıyla bu bir proje değil.”

“AKÇAKOCA BELEDİYESİ SU BARAJI YAPTI, DÜZCE BELEDİYESİ’NİN HALA BARAJI YOK”

Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’nün yaklaşık maliyeti 500 milyon TL olarak açıkladığı şehrin su alt yapısına yönelik DSİ ile ortak yürütülen projeye hakkında da yorumlarda bulunan Keleş, şu ifadeleri kullandı:

“Su şebekesinin yenilenmesiyle alakalı gündeme gelen proje, 500 milyon gibi çok büyük bir para ama ortada hala çalışma yok. Son bir yıla giriyoruz. Akçakoca Belediyesi su barajı yaptı Düzce Belediyesi’nin hala barajı yok. Bizim başlamış projemiz yok edildi. Biz 1. kentsel dönüşümü bitireli yaklaşık 10 sene oldu. 2. kentsel dönüşüme başlayalı 8 sene oldu. Ama hala başladığımız noktada bile değiliz. Daha gerilerdeyiz. Melensu Park’ın 2. etabı, enerjiyle ilgili projelerin hiçbirisi yok ortada. Alt geçit, üst geçit görmüyoruz.”

“BENİM YAPTIĞIM İHALELER SONUCUNDA O TESİSTE ENERJİ ÜRETİLİYOR”

Yine Başkan Özlü’nün yöre halkını fabrika gibi işleyeceğine ikna ederek, geri dönüşüm özellikli olarak tekrar kapılarını açtığı Hecinler mevkiindeki Katı Atık Depolama ve Ayrıştırma Tesisi’ni şehre kendisinin kazandırdığının altını çizen Keleş, sözlerine şöyle devam etti:

“Katı atık tesisinde depolamayı ben yapmıştım. Arkasından enerji üretimi ile alakalı ihaleyi de ben yapmıştım. Benim yaptığım ihaleler sonucunda orada enerji üretiliyor. Aslında bu işi de ben yaptım. Bitişi sadece benim dönemime gelmedi. Proje başkası tarafından yapılmış değil. Şuna üzülüyorum; devlette devamlılık esastır. Bu kaynaklar kamu kaynağıdır. Sizin paralarınız. Dolayısıyla bunların sokağa atılması çok doğru bir şey değil.

“İHALESİNİ YAPTIĞIM PARASI HAZIR 120 MİLYONLUK PROJELER İPTAL EDİLDİ”

Düzce için planlanan projelerin daha yüzde 80’i yapılmamışken, eksiklerin tamamlanması gerekirken, zor şartlarda hayata geçirilen yatırımların yüzde 20’si yok edilmeye çalışılıyor. Bu doğru bir şey değil. Başlanmış, ihalesi yapılmış bir sürü projelerimiz vardı. Benim bitirdiğim, ihalesini yaptığım ve başladığım parası hazır 120 milyonluk projeler iptal edildi. Asar Deresi ihalesi yapılmıştı. Orada 50 metrelik alan değil 2 km’lik alanın ihalesi yapılmıştı. Parası da hazırdı. Onların hepsi iptal edildi. Şimdi küçük bir parçasıyla göz boyamaya çalışılıyor bana göre.”

“BİR KERE DAHA AMERİKA’YI KEŞFETMENİN NE ANLAMI VARDI?”

Sözlerinin devamında ilk ve tamamlayamadığı ikinci döneminden sonra göreve gelen yerel yöneticilere serzenişte bulunan Düzce eski Belediye Başkanı Mehmet Keleş, “Aynı partinin mensuplarıyız. Hepimiz AK Parti’nin belediyesiydik. Ben bıraktım başka bir arkadaş devam ediyor. Yapılan işlerin devamına sahip çıkması gerekirdi. Hepsini devam ettirmesi sonuçlandırması gerekirdi. Bir kere daha Amerika’yı keşfetmenin ne anlamı vardı ki?” dedi.

“PROJESİ OLANIN PROJESİ KALDIRILIR”

Her iki döneminden sonra göreve gelen başkanların neden projelerini kaldırma hamlesinde bulunduğuna ilişkin yaptığı değerlendirmede ise Keleş, “Projesi olanın projesi kaldırılır. Olmaya bir şey nasıl kaldırılacak?” diyerek dikkat çeken ifadeler kullandı.

“DÜZCE’NİN TAMAMINA HİZMET ETMEK İSTERİM“

Memleketine hizmet için gönlünde vekillik olduğunu belirten ve 2023 Genel Seçimleri’ne girmek istediğini vurgulayan Keleş, şu ifadeleri kullandı:”

“Ben bunu hiç gizlemeden her zaman söyledim zaten. Ben fırsat bulursam milletvekili olmak isterim. Bunun nedeni de çok açık. Düzce’nin tamamına hizmet etmek isterim. Çok başarı olacağımdan da eminim. Bu tecrübeye, bu donanıma ve birikime sahip olduğumu düşünüyorum. Geçmiş ve mevcut milletvekillerimiz alınmasınlar ama Düzce’nin milletvekili hizmeti alamadığını düşünüyorum. Özelikle AK Parti döneminde Düzce’nin gerçek milletvekili ile tanışmadığına inanıyorum. Yani ortada getirilmiş bir proje yok, ortaya çıkarılmış bir çalışma yok, mücadele yok. Düzce tek başına hareket etmiyor. Düzce’nin rakipleri var. Sakarya, İzmit, Tekirdağ, Edirne ve Çorlu gibi. Düzce’nin alamadığı milletvekillerini bunlar alıyor.”

“PARTİLERE ‘BENİ VEKİL YAPIN’ DİYE TEKLİF GÖTÜRMEM“

“İyi bir milletvekili olacağıma ve öncelikle hizmet edeceğime inanıyorum.” diyen Keleş, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bu yüzden de olmak isterim. Fakat herhangi bir parti ya da herhangi bir il başkanıyla şahsi görüşmem yok. Tabii ki arkadaşız zaman zaman fikir alışverişinde bulunuyoruz. Gerek İYİ Parti gerek MHP hatta CHP’yle bile görüştüğümüz, konuştuğumuz oluyor ama bunlar aday olmak ya da mücadele değil için değil. Sadece istişare. Bir partiyle dirsek temasınız ya da düşünceniz var mı derseniz yanlış olur. Siyaset üç aşamalı bir iştir. Birinci aşamasında siz kendinizi tanıtırsınız herkese, tek tek anlatırsınız “Ben siyaset yapmak istiyorum beni destekleyin” diye. İkinci aşamasında siz oturursunuz bir yerde sizi başka yerlerde anlatırlar. Üçüncü aşamasında ise artık yapılacak şeyler yapılmıştır. Tanınacaksa tanınmıştır bir işler becerilecekse becerilmiştir.

“BEN FİZİKEN KÖYDE YAŞIYORUM AMA KAFAM DÜZCE’DE… FARUK NE YAPIYOR, ONUNLA MEŞGUL OLUYORUM”

Ben şimdi sokağa çıkıp da siyasi partilere “Beni milletvekili yapın” diye talep ve teklif götürmem. Neden? İhtiyacı olan gelir der ki “Buyurun, sana ihtiyacımız var.” Teklif nereden geldiyse biz o zaman düşünürüz. “Bunun düşünceleri, fikirleri bize uygun mu, Bununla seçim kazanılır mı?” O zaman düşünülecek bir meseledir. Ben tabii ki milletvekili adayı olmak isterim. Milletvekilliği yapmayı, Düzce’ye hizmet etmeyi isterim. Bunu istemiyor olsaydım başından beri siyasete girmemiş olurdum. Siyaseti istediğim için şu anda da siyasetin içindeyim. Ben siyasette değişimi önemseyen birisiyim. Memleketimizde çok gençler yetişiyor. Bunlar bizden daha çok istikbali açıl insanlar. Ben 20 seneye bakıyorsam onlar 40-60 seneye bakıyor. Dolayısıyla kendi yaşayacakları Türkiye’yi, Düzce’yi onlar şekillendirsin isterim ama bize de, bizim tecrübemize de ihtiyaç hissetsinler. Biz her zaman Düzce için fedakarlık yapmaya ya da göreve talip olmaya hazırız. Ben fiziken köyde yaşıyorum ama kafam Düzce’de… Faruk ne yapıyor, onunla meşgul oluyorum. Bu işler nasip işi. Ben hiçbir şekilde 2 dönem seçileceğimi hayal bile edemezdim. Ben dahil herkes bugüne kadar AK Parti’de yüzde 90 Tayyip Erdoğan gücüyle bir yerler geldi. Ama siyasetin bazı dönemlerinde, liderlerin çok güçlü olduğu dönemlerde adayın kim olduğunun önemi yoktur. Artık yavaş yavaş Türkiye’de siyasetin içinde adayların da verimli olduğu bir döneme gidiyoruz. Dolayısıyla seçim kazanmak isteyenin kimi aday göstereceğine dikkat etmesi lazım.”

“DÜZCE’DE SEÇİM KAZANMAK İSTEYEN TABANCA GİBİ EKİP YAPMALI”

Keleş sözlerini şöyle noktaladı: “Önümüzde genel seçim ardından da yerel seçim var. Çok partiler var ama aslında iki parti var Cumhur Partisi ve Millet Partisi. Yerel seçimlerde bu ittifakların dışındaki partilerin seçim kazanması mümkün değil. İttifak içinde olanın da ne kazandığı önemli. Mesela MHP ne kazandı? Kaç tane bakanı, kaç tane bürokratı, kaç tane kaymakam ve valisi var? Yerelde aday belirlenirken ittifakların içinde en güçlü parti, “Ben aday göstereyim siz destekleyin” diyebilir? Dolayısıyla Düzce’de seçim kazanmak isteyen bir oluşum tabir yerindeyse tabanca gibi ekip yapması gerekir. Yani halka karşılığı olan birkaç kişinin bir araya getirilerek onların gücünden istifade ederek seçim kazanılmasıdır. Seçim bu programla kazanılabilir. Sadece kendi ya da Tayyip Erdoğan gücüyle diye denilirse seçim riskli sayılır. Bu aslında herkesin bildiği bir şey. Düzce’de ismi olan birkaç kişi var bunlardan biri benim. Diğer Ömer Küçük, 2009’dan beri seçim kaybetmesine rağmen hala belli bir oy alıyor. Halkta bir karşılığı var. Eski rektör hanım (Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar) da aynı şekilde. Seçim kazanmak isteyen insanlar, yerel kavgaları bir kenara bırakıp seçimin kazanılmaması halinde her şeyi kaybedilebileceği göz önünde bulundurarak, böyle düşünerek, hassasiyetlerini buna göre oluşturarak liste oluşturmalılar ki seçim kazanabilsinler. Bu anlattığım hadise seçim stratejisiyle alakalı partiyle değil. Özellikle ittifakların olduğu bu dönemde ki artık seçim öncesinde ittifaklar oluyor. Dolayısıyla buna göre hesap yapmak lazım. Ben Mehmet Keleş olarak Düzce’yi ve siyaseti iyi takip eden ve boşluklardan ekstra bazı şeylerle dolduran bir insanım. 1. belediye başkanlığı ile 2. belediye başkanlığı arasında Ankara’da bulunduğum dönemde yüksek lisans yapmıştım. Şimdi de boş durmuyorum. Kendi eksiklerimi tamamlıyorum.”