Kekeçoğlu, AA muhabirine, TÜBİTAK desteğiyle 40 ilden örnekler alınarak Türkiye'deki arı çeşitliliği konusunda yapılan gen çalışmasını bir süre önce tamamladıklarını söyledi.

Çalışma neticesinde Türkiye'nin arı ırkları anlamında zengin biyoçeşitliliğe sahip olduğunu gördüklerini belirten Kekeçoğlu, bunun korunmasının önem taşıdığını vurguladı.

Kekeçoğlu, yerel ırkların korunmasında en büyük görevin arıcılara düştüğüne işaret ederek, "Lütfen arıcılarımız kendi yerel ırklarını kullanmaya özen göstersin. Yerel ırklarını kullanırlarsa, dışarıdan getirilen ırklara yönelmezlerse devletimize çok büyük iş düşmeyecek." diye konuştu.

Çevresel değişikliklerin en güzel göstergesinin bal arıları olduğunu dile getiren Kekeçoğlu, "Bal arılarında toplu bir ölüm oluyorsa bilin ki çevrede önemli bir değişim oluyor. O yüzden arı ölümlerinin takip edilmesi, arılar zarar görüyorsa bunun yakından izlenip hemen önlem alınması gerekiyor." ifadelerini kullandı.

"Arıların bal üretiminden daha önemli görevleri var"

Kekeçoğlu, iklim ve çevresel faktörlere işaret ederek, şunları söyledi:

"Son yıllarda yaşadığımız orman yangınlarının arılara vermiş olduğu zarar gerçekten içimizi acıtan olaylardan biri. Aslında gıda güvencesi arıların ne kadar önemli olduğunun küçük de olsa bir göstergesi oldu. Arıların bal üretiminden daha önemli görevleri var. Bal, polen, propolis, arı sütü, arı zehri, apilarnil gibi ürünler üretse de tozlaşmaya katkısı çok önemli. Arılar tozlaşma yapmazsa ne yazık ki gıda güvencemiz artık olmayacak. Lütfen bu konuda artık farkındalığımız oluşsun. İnsanların tükettiği yüzde 90 civarındaki gıdanın tozlaşması arılar tarafından sağlanıyor. Bu bitkilerin yüzde 77'si de direkt arılar tarafından tozlaştırılıyor. Arılar yok olursa insanların gıda güvencesi tehlikeye girecek."

Yaptıkları gen çalışmanın öneminin burada ortaya çıktığını belirten Kekeçoğlu, "Bazı ırkların çevrelerine karşı daha dirençli olduğunu görüyoruz. Örneğin sıcaklığa, yağmura, kışa daha dirençli ırklarımız var. Bu ırkların genetik özelliklerini tespit ettik ve üzerlerinde çalışmalar yaptık. Bu ırkları korumamız gerekiyor ki gelecekte ki gıda güvencemizi sağlayabilelim." değerlendirmesinde bulundu. (AA)