Geçtiğimiz günlerde Düzce’de İl Genel Meclisi Başkanlık seçimi yapıldı. Çiğdem Günal yeniden İl Genel Meclisi Başkanı olarak seçildi. Hem de 21 oy alarak. Peki, bu konuyu neden değerlendiriyoruz?  Şundan dolayı değerlendiriyoruz, şimdi ben rahmetli nur içinde yatsın Nasrettin Hoca’yı çok seviyorum. Hani bir kazan hikayesi var bilir misiniz bilmem, bilenler vardır. Biz konumuza mahiyet noktasında bunu anlatalım.

Nasrettin Hoca’ya komşusu geliyor bir kazan istiyor. Hoca da bu kazanı veriyor. Alışveriş yapıldığı zaman adam bir daha istiyor. Bir daha istediği zaman Hoca kazanın içine bir tencere koyuyor. Komşusu diyor ki, Hocam ne oldu bu kazana tencere var bunun içinde. Hoca, ‘kazan doğurdu doğurdu’ diyor. Komşusunun hoşuna gidiyor tabi bu alıp gidiyor. Komşusu kazanı bir daha istemeye gidiyor, ben kazanı almaya geldim diyor. Nasrettin Hoca da diyor ki, sana kötü bir haber vereceğim kazan öldü öldü. Komşusu da diyor ki nasıl olur hocam?  Hoca da ‘kazanın doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne neden inanmıyorsun?’ diyor.

Şimdi biz burada şunu anlayamadık, İlhami Caboğlu esti gürledi. Bir protokolde çekilen bir fotoğraftan sonra Çiğden Günal’a tavır aldı. Bir daha bu İl Genel Meclisi Başkanı olamaz bu iş Genel Merkez’e kadar gitti dedi. Evet, son zamanlarda Mustafa Keskin’in de Çiğdem Günal’ı gözden çıkartmış gibi bir hali vardı. Ancak Ayşe Keşir’in Kadın Kolları Genel Başkanı olmasından sonra Düzce’de dengeler değişti. Artık bilemiyoruz kim ne kadar destekledi ama burada düğüne gidecek damat gibi Dursun Ay iki seneden beri bekliyordu İl Genel Meclis Başkanlığı’nı.  Sayın Fahri Çakır buyurduğunuz gibi ‘Dursun Ay’ın İl Genel Meclisi Başkanı olarak istiyorum, destekliyorum ve olacaktır’ dedi. Ama olmadı.

Tabiri caiz ise Sayın Çakır, İl Başkanı atamasında arkasında durduğu il başkanının devamında yanında durduğu Mustafa Keskin’den ikinci golü yedi. Biz de bunu haber yaptık yani. Öğrendiğim kadarıyla Sayın Çakır buna çok üzülmüş, kırılmış yani. Bizi sever, biz de onu severiz. Dostundan böyle bir şey duyunca tabii. Fahri Çakır siyasi ders aldı diye yazmıştık. Bir de başlık olarak da “Çiğdem’in fendi Fahri Çakır’ı yendi” dedik. Tabiİ bunlar böyle oldu.

Şimdi gelelim işin püf noktasına. Bugün Düzce’nin gönül adamı dert adamı gece gündüz mücadele veren  yeni atandığı Düzce Valiliği’nde çözüm üretmek için gece gündüz çalışan güzel bir valisi var, eyvallah. Düzce Üniversitesi var.  Konusunda uzman bir Genel Sekreter var, o da üniversite mezunu. Efendim, bakanlık yapmış bir Düzce Belediye Başkan’ı var.  Bize biraz, çok yağcılık yapıyorsunuz niye böyle yapıyorsunuz diyorlar da yani zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış. Sayın Faruk Özlü ’nün konumu pozisyonu bakanlığı söylendiği zaman niye bunu söylüyorsunuz. Bunu söyleyenlere bakalım kim bunlar. Hangi makam, hangi mevkii devlet tecrübesi var. İşte hani oradan iyi anlamak lazım. Akabinde devleti yöneten bir birikim var bir akıl var bir vizyon var bir tahsil var.

LİSE MEZUNU GÜNAL BUDAMA İŞİNDE MAHİR

 İl Genel Meclisi Başkanı lise mezunu. Ama tabii partinin kadın kollarından gelmiş, mücadele vermiş. Biraz da hırçın. Akçakoca’da Milliyetçi Hareket Partisi İl Genel Meclis Üyesi, öğretmenlik yapmış, eğitimci, kaymakam vekilliği yapmış ve yıllarca devlet terbiyesi almış Engin Özensel’e “çocuk gibi ağlama” diyecek kadar budama işinde baya bir mahir.

CABOĞLU KIZILCIK ŞERBETİ İÇTİ

Ben ne Mustafa Keskin’in ne de Fahri Çakır’ın veya bu işin arkasında olan kim var ise desteğinden ziyade burada İlhami Caboğlu’nun kan kusup kızılcık şerbeti iştik yaklaşımının neticesi olarak görüyorum. Sayın Günal’ın protokolde “orada durma, senin yerin orası değil, şuradan bir çekil” dediği Sayın İlhami Caboğlu, İl Genel Meclisi Başkanı yapılmasında en büyük etkiyi gösterdi. O mda niye bilemiyoruz. Yaptığı açıklamaya göre Cumhur İttifak’ının Düzce’de yara almaması…

Önemli olan bundan sonraki süreçte temsil makamı noktasında bir makamı olan bir yerde bulunan kişinin daha mütevazı,  daha uyumlu, yakınlaştıran uzaklaştırmayan, kolaylaştıran zorlaştırmayan bir yaklaşımda olmasında fayda var.

Memleketin idare ve irade sahipleri hakikaten memleket adına bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Bütün iyi niyetiyle samimiyetiyle en güzel şekilde millete hizmet etmeye çalışıyorlar. Burada tahsilimiz olmaya bilir Çiğdem Hanım ama daha önceki günlerde milleti böyle elinde ki baltayla, nacakla ve sözle fiili veya söylemli ifadelerle daraltıp budamadan ve gönül kırmadan çünkü şöyle bir şey var. 2023 yılında ki seçimler hiç kolay olmayacak. Makam, mevkii ve yetki olarak ne kadar yükselirseniz o kadar mütevazi olmazsanız bu millet gereğini yapar. Bir de şuna dikkat etmek lazım. Diyorlar ki, biz millete gidiyoruz, esnafa gidiyoruz iyi tabi diyecek. Ne diyecek sana. Bu gün AK Parti’nin yetkilisi belediye başkanı, ilçe başkanı, Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı veya bu Cumhur İttifak’ı, idare ve iradenin başında olan kenarında olan arkasında önünde olan veya bura ile bir ilişkisi olan insana vatandaş tam hissettiği duyguyu söylemiyor. Onların duymak istediğini söylüyor.

AKÇAKOCA YOLU KONUSU

Düzce’de ve Türkiye’de çok ciddi bir anlaşılmazlık var. Bugün Düzce-Akçakoca karayolunun arasındaki kısımda çökme meydana geldi. Şu anda dedelerimizin 1940’lı yıllarda yaptığı Düzce Deredibi Köyü’nden gidiyoruz. Bu yolun biraz daha iyileştirilmiş hali vardı 20 yıl önce. Biraz daha iyiydi. Kabalak rampaları veya devamı. Ama 20 yaşında ki bir deli kanlıya bu anlatılamıyorsa o yoldan şu anda kullanılan yoldan, Deredibi Köyü‘nden  çıkan yoldan biraz daha iyiydi o zamanlar çift şeritli yolumuz yoktu ifadesi anlatılamıyorsa efendim burada eksik  gençlerde değil burada ki irade ve idarenin başındakilerdedir.

Kısa bir hadise bağlayıp meseleyi bağlamak istiyorum.  Bir gün bir öğretmen öğrencisine karşı sözlü, fiili bir harekette bulunmuş. Bizde olaya haber konuyla ilgili bir taraftan girdik. Dönemin yetkili müdürüne ulaştım durumu anlatınca, adam öğrenciyi çağırdı öğretmeninin yanında. Suratını çevirdi olum bana aynı öğretmeninin vurduğu gibi vur dedi. Hocam olur mu falan. Hoca, “bu çocuk yedi yaşından 18 yaşına kadar bizde. Günde bir saat annesini görüyorsa sekiz saat bizi gördü. Biz buna 8 saatte 15-20 senede biz buna bu memlekette erdem mi anlatamadıysak bu tokadı benim yüzüme ver ya ben bunu hak ettim” dedi. Evet eğer bu memlekette makam, mevkii, idare ve irade sahipleri her kim olursa olsun  devlet de dahil olmak üzere bu gücü maddi ve manevi hepsinden önemli egolarınızı tatmin etmek için kullanırsanız, bir gün çok geç olduğunu anlarsanız.

İMTİHANDAYIZ, İMTİHANDASIN ÇİĞDEM GÜNAL

İmtihan diyor dünya, imtihandasınız. Herkes imtihan da bizde imtihandayız. Ama en büyük imtihanda olan şu anda milleti kıran, döken İl Genel Meclisi Başkanı; senin rencide ettiğin İl Başkanı’nın talimatıyla veya duruşuyla İl Genel Meclisi olduğunu ve 21 tane oyun da sizin güzel hatırınıza değil bu memleketteki huzur, sükûn ve birliktelik adına yapıldığını da unutma. Ona göre görevini yapmanda fayda var.