Çarşamba günü akşamı bu konudan bahsetmiştik. AK Parti İl Başkanlığı için yola çıkan Mücahit Sezen diye bir arkadaştan bahsetmiştik. Fakat arkasında bir proje olduğunu gördük, yani kendini devlet gibi sanan külliye çok yakın olduğunu gösteren böyle rol model olan bazı insanlar, belirli bir beklentiler ve menfaatler karşılığında insanların böyle hassas duygularını istismar edebiliyorlar. Efendim bunun arkasında bir isim var ki, devlet senden hizmet bekliyor deyip adamı yola çıkarmışlar. Bunun gibi birkaç kişi daha böyle bugünlerde yola çıkarsa hiç kimse bu işten tabiri caizse farklı bir şey beklemesin şaşırmasın. Yani bir Semih Kıbrıs olabilir önümüzdeki günlerde o da bir görev aldım diye sahaya inebilir. Fahrettin Şengül her gün sahada zaten biliyorsunuz. Gelelim bu konuda açamadığımız bir konuya.

AK Parti İl Başkanı var, teşkilat var. Bunlar niye yapılıyor? Neden birileri birilerini sahaya sürüpte… Efendim İl Başkanlığı Düzce'de Düzce dağılmamış ki mis gibi gidiyor. Düzce siyaset bazından baktığınız zaman yani hesaplar tutmayınca insanları itibarsızlaştırma var. İki tane yol var demiştik birinci yol şu; Mustafa keskini İl Başkanlığı noktasında devam ettirelim ki milletvekili adaylığına yolu açılmasın. İkincisi yol ne, il başkanlığından milletvekili adaylığı için istifa ederse milletvekili olmaması için altyapı yapalım, kulis yapalım. Şimdi şunun böyle bilinmesi lazım.

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan Beyefendinin de first mi diyorlar not defterinde de var. Ölçü şu Türkiye genelinde eskiden daha önceki seçimlerde milletvekili adayının Belediye başkanı adayının AK Parti'den olan adayların cumhurbaşkanına çok ihtiyacı vardı. Onun hatırı halk gözünde çok yüksekti. Şimdi yok mu, gene var. Ama şu anda gelinen noktada İşte bu hatırlarla bir yerlerde duran fakat hatırın kıymetini bilmeyenlerin de şu anda haddini bilmesi vakti geldi. Bugün adayların aday olacak isimlerin Cumhurbaşkanına ve AK Parti'ye katacağı var. Onların bunlara ihtiyacı var. Şu anda AK Parti'den güç alıp da güç devşiripte sahada karşılığınız yoksa ne var, burada hiçbir şey değilsiniz. Yani Düzce'de doğmuş, Düzce'de yaşamış, Düzce'de büyümüş, Düzce'de ölecek olan adaylar, aday adayları bu işe talip olmalı. Tabandan gelmeli, insanlarla enaniyet ölçüsünde değil insanları bir yere koyup da kendini bir yere koyan değil ama insanlara hizmet noktasını ibadet bilen bu toprağın tozuyla taşıyla değeriyle Milli manevi insani kültürüyle örtüşen isimler aday olmalı. Yoksa gücün getirdiği partinin getirdiği rüzgarla şişirilen yelkenlerin hedefe gidilmez gidilmeyecek. Bu net. Bir tespit daha var. İnsanlar zaten Cumhurbaşkanını tartışmıyorlar onun hatırını bir yere koyacak yer bulamıyorlar dünyalarında. Kabul, evet görünüyor. Bu kim ne derse desin en azından Düzce'de böyle. Ama milletvekiline geldiği zaman bu işler değişecek, kimse bu hatırı istismar etmeye suistimal etmeye kalkmasın.

 Gelelim il başkanı kim olacak sorusuna. Şimdi İl Başkanı, burada çok adaylar var, nöbetçi aday var Fahrettin abi var, Fahrettin Şengül iyi niyette bir insan güzel bir insan. Ama olmuyor işte, hayali var tamam. Akçakoca eski Belediye Başkanı’ndan bahsediyorlar, Cüneyt Yemenici İl Başkanlığına aday, çok zor o. Akçakoca’dan bir il başkanının burada tutması biraz zor. Ali Dilber, Faruk Özlü’nün gölgesi gibi böyle çok yakını. Yine bir Avukat Halil Aydın var. O da ince ince siyasetini dokuyor. Sinan Aydın var, Ayşe Hanım ile yakın hukukları olan bir arkadaşımız. Diyorlar tabi. Recep Albayrak var, o da bu işe talip. Peki bunlar neden talip?

 Bahar ayına gelmeden kıştan bahar arasında bir seçim havası var. Baskın bir seçim gelecek, öyle bir hava var ki gelecek bu böyle görünüyor. Bu arada da Kasım ayında birçok ilde istifa edecek il başkanları var ve istifa, niye edecekler. Milletvekili adayı olmak için. Genel merkezden olur almadan gelen merkezden işaret almadan bir il başkanına istifa etmez. Ne istifa etsin ki. Ama buradaki hesap çok farklı. Biz zaten olamıyoruz, bu sahaya giremiyoruz bizim istediğimiz adamlar sahaya girsin. Sizin sahada olamıyorsanız, sizi sahada kabulünüz yoksa sahadaki adamlar sizin tavsiye edeceğiniz sahadaki adamlardan ne olur. Burada bir hesap daha var. Faruk gözlü Belediye Başkanlığından istifa eder milletvekili adayı olur mu? Bu hesabı yapanlardan en çok bir tanesi de belediyede Hüdaver gösterişli, ben nasıl Belediye Başkanı olurum ve belediyede de Faruk Özlü’nün bu arada bunu da ekleyelim. Yapmış olduğu çok güzel bir şey var. Belediye başkan yardımcılığını teknokrat yani bürokrat kökenli teknik kökenli belediye çalışanlarından yaptı. Çünkü Fen İşleri Müdürü en son bir konuda imza atacak sorumluluk sahibi belediye başkan yardımcısıyla, sorumluluk sahibi. Ama hem tatbik edeceğim hem icra edeceksin hem de onaylayacağım bir makamda olduğun zaman bu işler daha güzel oluyor. Ve şu andaki kurduğu teknik olarak heyet çok güzel gidiyor. Tabii Hüdaver gibi veya Cengiz Hoca gibi yol kazalarına bakmazsak bu böyle güzel gidiyor. Ama bunun üzerinde ben ona ihtimal vermiyorum. Neye ihtimal vermiyorsun? Faruk Özlü’nün Belediye Başkanlığı noktasında istifa edip milletvekili olabileceğine aday olabileceğine ne ihtimal veriyorum ne de genel merkezin böyle bir talebi olabileceğine ihtimal vermiyorum.

Tabii Siyasette bir saat çok önemlidir. Hani niye vermiyorum çünkü %65'in üzerinde olan yerel seçimlerde %47 oy alınmış Düzce'de, %65 de alınmış belediye Faruk Özlü döneminde %47'ye düşmüş. Onun da kendine göre sebepleri vardır. Ancak son zamanlarda bunun toplanması için bu açıkların kapatılması için ciddi bir çalışmalar yapıldı ve yapılıyor devam ediyor. İl başkanlığı için Düzce'de bir tartışmanın olması, akıl tutulması ile eşdeğer. Evet akıl tutulması gibi bir şey, böyle bir şey şu anda yok. Bunun arkasında ne var. Mevcut il başkanını milletvekilliği adaylığının önünü nasıl keseriz, senaryosu var, hesabı var. Bu hesabın da pek tutacağını ihtimal vermiyorum. Çünkü Cumhurbaşkanı böyle Düzce'de doğmuş Düzce'de büyümüş Düzce'de yaşamış Düzce'de ölecek bir fotoğraftan bahsettiğin zaman kriterden bahsettiğin zaman Keskin, bu kritere uyan isimlerden bir tanesi. Olağanüstü bir durum olmadığı sürece bu böyle devam eder. Ama siyasette tabii kimse bıkmaz, yorulmaz fakat biz burada bu memleketin liyakatli doğru ve samimi insanların arkasında durur, senarist ve hesap yapan insanların da açığa vurduğumuz zaman bu memlekette doğrular daha çok meydana çıkacak, daha çok faydalı olacak.

 Bu belediyeden bahsetmişken, iki de bir diyorlar ki sen Hüdaver Gösterişli’den işte Bahçeşehir'den niye bahsediyorsunuz. Belediyenin eski adı kalıcı konutlar yeni adı Bahçeşehir'de bir hizmet binası var. Ek Hizmet Binası iş merkezi var. Oraya bir tane köprü yapmışlar. Belediyenin çalışanları alttaki esnafla hiç muhatap olmadan bu köprü üzerinden yukarıya çıkıyorlar. Kapıları açık, hiçbir güvenliği yok. Akşam saatlerine geldiğiniz zaman sarhoşu parkın altında kenarında köşesinde şişelerle dolaşıyor. Artı oraya o esnafın İçinden bir yönetici seçilsin demişler. Daha önce Bahçeşehir yönetiyormuş burayı. Oradan bir yöneticisi seçmişler. Yönetici orada kendisi de esnaf işte nalburluk falan yapıyor neyse. O da binanın sığınağını depo haline getirmiş, kira ödüyor mu ödenmiyor mu belli değil. Öyle bir tabir kullanacağım ki olmayacak ama gerçekten bir rezillik var orada. Gerçekten belediyeye yakışmayan yönetime yakışmayan bunlar neyin maaşını alıyorlar? Bahçeşehir'den buraya yönetiyorlar ya veya bir bina var. Bunlar neyin maaşını alıyorlar? Yazık günah değil mi? Haram değil mi oradaki esnaftan aldığınız aidat aldığınız maaş veya aldığınız imkanla siz ticaretini geliştirmek oradaki huzuru artırmak için bir maaş almıyor musunuz? Peki aldığınız maaşlar helal mi? Oradaki hali gidip gördünüz mü? Bunlar defalarca Sayın Faruk Özlü’ye veya Sayın belediye başkan yardımcısına ve diğer oradaki genel müdür hangisi bilmiyoruz tabii. Orada bir Genel Müdür var ama maaşı kim alıyor, kim yapıyor o da belli değil Bahçeşehir'de. Muhammed Doğan Kaya genel müdür olarak imza atıyor hüdalar maaş mı alıyor, nasıl bir orada da muallak var da nasıl olursa olsun. Bir şekilde usulüne uygun hareket edilsin de. Onu bilmiyoruz ama burada bu esnaf buradaki insanlar rezil ve rüsva halde kamu binasının altında. Böyle bir rezalet yaşanıyor. Hadi müdahale edin çözün. Akşam olduğu zaman sarhoşların uğrak yeri. Kimse de bir şey diyemiyor. Sarhoşum mektup okunmaz diye. İkincisi burada hepsinden önemlisi de şu var burada Bahçeşehir yönetimi, yönetimi vermiş. Yöneten adam da gitmiş oraya sığınak olan yerleri kendi işini deposunu kullanıyor var mı maaşı var mı, karşılığı var mı? Kapıların güvenliği yok böyle bir şey olabilir mi ya? Hani Vizyon hani misyon hani alınan maaşlar hani işgal edilen makamlar hani arabalarla gece gündüz belediyenin Beytül malının arabasıyla sağa geç sola git cenazeye git bayrama git düğüne git gezmeye git tozmaya git. Hakikaten yazık hakikaten yazık. Sayın Faruk Özlü’ye de buradan sesleniyorum. Lütfen gidin oradaki esnafı bir dinleyin insanları bir dinleyin irade ve idare altına aldığınız insanlar ne gibi bir uygulama yapıyor görün.

Dipnot'a gelelim. Dipnotta Ramazan Topal biliyorsunuz dünya ve Avrupa şampiyonu. Ramazan Topal gerek sosyal medyasından gerek basından bir açıklama yapıyor. Diyor ki Düzce Spor Akademisi başkanı Leblebici Muzaffer ata sporumuz olan güreşe, güreşçilere sahip çıkmıyor. İki gün sonra bu bir muhabbete muhatap kalıyor. Ondan sonra biraz yumuşuyor. Arkadaş güreş bu milletin asaletidir. Millet olarak asaletimiz dini olarak da sembolümüzdür.

Güreş sporu ne kadar ehemmiyet verilirse ne kadar değer verilirse ne kadar üzerinde durulursa bu asaletin devamıdır. Güreşin sahip çıkılmaması güreşe sahip çıkılmadığı noktasında bir güreşçinin dünya ve Avrupa şampiyonu bir güreşçinin bir feveranı var. Bu feveran dinlenmiyorsa bu feverana bu isyana bu siteme veya bu serzenişe bir cevap verilecek ve bu susturulmuyorsa ben burada samimiyet aramıyorum. Burada samimiyet yok yapmacık yaklaşımlarla, küçücük dokunuşlarla, gezdirmelerle veya umutlarla bu iş olmaz. Türk olan Müslüman olan asil Türk olan asaletine sahip çıkar. Ramazan Topal'ın sesinin dinlenip o güreş sporu asaletinin devam etmesi noktasında akademideki o arkadaşa kim ne söyleyecekse bir şeylerin söylenmesi lazım. Bunun daha sonra fazla hem detayını detaylandırmak istemiyorum. Düzce'nin gündemi de bu değil. Ama bugünden de diğer gündemlerden de önemli. Çünkü asaletimiz var ortada, güreşin ve güreşçinin asaleti var. Dünyada ve Avrupa'da Türk bayrağına dalgalandıran bir adamın sözü bu memlekette dinlenmeli, derdi dinlenmeli çözüm üretilmeli. Çünkü bizim mahalleden olmadığı için dinlenmiyor. Dinleyecek adam da o heyecan yok o dert yok. Kim bu adam akademinin Başkanı nereli Antepli. Hani Nasrettin Hoca'nın ıslıkla merkep araması gibi Ramazan dinlenmez. Ramazan gönülden dinlenir asaletten dinlenir dinlenmesinde de fayda var.