Kapılarını Öncü Haber’e açan Düzce Tenis Kulübü, hem hocalarıyla hem öğrencileriyle hem de tesisiyle tenis sporu ile ilgilenmek isteyenlerin Düzce’de tek adresi olma özelliğini elinde tutuyor. Düzce Tenis Kulübü’nün yetiştirdiği 12 yaşındaki Eren ve Hüseyin isimli ikizler de tenis alanında göstermiş oldukları başarıları ve şampiyonluklarıyla yaşıtlarına örnek olurken 18 yaşındaki Runa’da hem tenis hayatı hem de eğitim hayatıyla başarılarına başarı katıyor. 2015 Yılında kurulan Düzce Tenis Kulübü kurulduğu günden bu yana yetiştirildiği başarılı tenisçilerle, Düzce’de tenisin tek adresi oldu. 14 yaşında olan Eren ve Hüseyin Tuna Çavuş kardeşler Türkiye’de ve uluslararası düzeyde yakaladıkları tenis şampiyonluklarının başarısını Öncü Haber Mikrofonlarına anlattı. Ellerine raketi ilk aldıklarında 5 yaşında olduklarını söyleyen ikiz kardeşlerden Eren, “Başarılarım hocalarımın nasıl öğrettiğini karşılıyor. Hedefim dünya çapında tenisçi olmak” derken Hüseyin ise, “Gittiğimiz turnuvalarda da çiftlerde genellikle şampiyon oluyoruz. Erken yaşta başlayan çocuklar daha iyi tenisçi oluyorlar” ifadelerini kullandı. “BAŞARILARIM HOCALARIMIN NASIL ÖĞRETTİĞİNİ KARŞILIYOR” İkiz kardeşlerden Eren Çavuş dünya çapında bir tenisçi olmak istediğini söyleyerek, “14 yaşındayım, 5 yaşımdan beri tenisle ilgileniyorum. Babam tenis antrenörü olduğu için ilk önce spor olarak tenise başladım. Tenisi seviyorum. Zor bir spor ama oynadıkça daha iyi oluyor, kendini daha iyi hissediyorsun. Bir sürü başarılarım var; Bulgaristan’da şampiyon olmuştuk çiftlerde, teklerde yarı finale çıkmıştım. Türkiye’de ilk 8’e girmiştim ama daha milli olmadım. Spor için bunu yapmaları lazım. Tenisi oynamak isteyenler DTK ve Gençlik Spor Merkezi’nde oynayabilirler. Başarılarım hocalarımın nasıl öğrettiğini karşılıyor. İyi öğrettikleri için başarı elde ettim. Hedefim dünya çapında tenisçi olmak. İdolüm Federer var, Nadal var. Eğitim hayatımda iyi gidiyor” şeklinde konuştu. İkiz kardeşlerden Hüseyin Tuna Çavuş ise, profesyonel tenisçi olmanın yollarını anlattı. Hüseyin Tuna Çavuş, “Eğer profesyonel tenisçi olmak istiyorsanız fitness yapmanız ve kondisyon da çalışmanız gerek. Saha içinde motivasyonunuzun olması, sinirlenmeminiz ve oyunda kalmanız gerek” dedi. “BULGARİSTAN’DA ÇİFTLERDE ŞAMPİYON OLDUK” Hüseyin Tuna Çavuş konuşmasına şu şekilde devam etti; “Çiftlerde ikizim Eren’le beraber oynuyoruz, yurtiçinde, yurtdışında bütün turnuvalarda. Bulgaristan’da çiftlerde şampiyon olmuştuk. Gittiğimiz turnuvalarda da çiftlerde genellikle şampiyon oluyoruz. Teklerde Eren’den fazla başarım yok ama benim de başarılarım var. 12 yaşta Zonguldak’ta şampiyon oldum, 14 yaşta da Bulgaristan’da çeyrek final oynamıştım. Günde 3 buçuk 4 saat arası antrenman yapıyoruz. Fitness, kondisyon da yapıyoruz. Eğer profesyonel tenisçi olmak istiyorsanız fitness yapmanız ve kondisyon da çalışmanız gerek. Saha içinde motivasyonunuzun olması, sinirlenmeminiz ve oyunda kalmanız gerek.” “İSTEĞİM DÜNYA ÇAPINDA TENİSÇİ OLMAK” Küçük yaşta tenis sporu ile ilgilenen çocukların iyi bir sporcu olabileceğinden bahseden 14 yaşında ki Hüseyin Tuna Çavuş, “Tenis hem zorlayıcı bir spor, çok yoruyor ve bir de ekonomi tarafı var. Mesela futbolun bir günü daha şeyse, tenisin raketi var, her şeyi var. Tenis herkesin denemesi gereken bir spor. Benim yaşımdakiler şu an çok iyi çalışsalar iyi bir tenisçi olurlar ama erken yaşta başlayan çocuklar daha iyi tenisçi oluyorlar. Bu işi daha hızlı öğreniyorlar. Kendilerine güvenmeleri gerek, sıkı çalışmaları gerek. Ben küçüklükten beri elime raket aldığım için iyi biliyorum tenisi. Herkes tenis oynayabilir, herkes başarabilir. Benim başarı noktasında isteğim dünya çapında tenisçi olmak. Federer, Nadal gibi olmak zor ama ben de tanınmak, iyi bir tenisçi olmak istiyorum. Örnek aldığım tek tenisçi Nadal. Onu seviyorum çünkü onun kendisine güvenini ve sıkı çalışmasını örnek alıyorum” diye konuştu. “11 YILDIR TENİS OYNUYORUM” Tenis sporundaki başarısıyla Amerika’da bulunan Lenoir-Rhyne Üniversitesi Bilgisayar Bölümü’nde yüzde yüz eğitim bursu hakkı kazanan 18 yaşındaki Runa Müderrisoğlu, “18 yaşındayım, tenise 1’inci sınıfta başladım. Sınıf arkadaşlarım oynuyordu, babamlarda benim bir spor seçmemi istemişlerdi. Ben de tenisi seçtim arkadaşlarım oynadığı için. Şimdi yaklaşık 11 yıldır tenis oynuyorum. Bunu sıkı çalışmamın bir sonucu olarak görüyorum. 11 senedir ailemin de desteği ile hiç ara vermeden, hocalarımda sağ olsun onların da sayesinde İnşallah Amerika’da güzel bir okulda okuyup, bu konuda da iyi bir yere gelmek istiyorum” dedi. “AMERİKA’DA HEM EĞİTİMİMİ TAMAMLAYACAĞIM HEM DE TENİS OYNAYACAĞIM” Hayatının sonuna kadar tenis sporu ile iç içe olmak istediğini belirten Runa Müderrisoğlu, “Öncelikle bu spora başladığınız zaman bir sürü zorluğun karşınıza çıkacağını bilmeniz lazım. Bunlar içinde hem ailenizin, hem arkadaşlarınızın, etrafınızdaki hocaların, herkesin desteği çok önemli. Ben de bu konuda çok şanslıydım. Etrafınızdaki insanların spora teşviki ile de olabilecek bir şey. Umuyorum ilerde tenis daha çok tanınıp, daha çok seveni çıkar ve bizim gibi bu spordan keyif alan insanlar daha da fazlalaşır. Amerika’ya gideceğim, 4 senelik eğitimimi hem tenis oynayarak, hem yarışarak tamamlamak istiyorum. Ondan sonra orada yüksek lisans yapıp, aynı zamanda tenis çalışmama devam edeceğim. Hayatımın sonuna kadar tenis ve hayattan keyif alarak devam etmek istiyorum. Örnek aldığım bir sürü tenisçi var ama önde gelenleri Alcaraz ve Federer’dir benim için. Kadın olarak Osaka’yı çok örnek alıyorum” ifadelerini kullandı. “DÜZCE’DE ÇOK GÜZEL ŞEYLER BAŞARDIK” Düzce Tenis Kulübü’nde tenis antrenörlüğü yapan ve başarılı tenis sporcuları yetiştiren Akif Çavuşoğlu, her çocuğun bir spor dalı ile ilgilenmesi gerektiğini söyleyerek, ailelere seslendi. Çavuş, Tenis bir çay içmek kadar kolay. İlgilenmek isteyenler gelip bizimle tanışsınlar, çocuklarını yönlendirsinler. Herkes performans oyuncusu olmak zorunda değil ama her çocuk bir spor yapmalı” dedi. 2000 yılından beridir tenis antrenörlüğü yaptığını belirten Akif Çavuş, “Beden eğitimi öğretmeniyim. Sakarya Üniversitesi’nden mezun oldum. 2000 yılından beri ikinci kademe tenis antrenörlüğü yapıyorum. Ben tenisle 96 yılında üniversite de tanıştım. Aslında ben futbol kökenliyim ama daha sonra çok severek tenisin içinde kaldım. Sonra federasyonunun açtığı kurslara katıldım, başarılı olduk. Düzce’de olmayan bir şey yaptım ben. 2002 yılından beri tenis antrenörlüğü yapıyorum. Biz Düzce’de çok güzel şeyler başardık” ifadelerine yer verdi. “RUNA BİZİM İÇİN BÜYÜK BİR MODEL OLDU” Yetiştirdiği sporcularla ulusal bazda başarılar elde ettiklerinin vurgusunu yapan Tenis Antrenörü Akif Çavuş, “Yetiştirdiğim çocuklarla, bütün turnuvalarda ulusal bazda başarılarla ilimizi temsil ettik. Şöyle bir sıkıntımız vardı; TEOG sınavı var. Çocukları 12 yaşına kadar getiriyoruz sonra veliler ‘çocuklar TEOG’a girecek’ diyorlar ve orada kopmalar başlıyor. Bu konuda Runa bizim için büyük bir model oldu. Hiçbir zaman bırakmadı, hep tenisin içinde kaldı. Bunun karşılığını da aldık. Yüzde yüz tenis bursu ile Amerika’ya gidecek Runa. Maddiyat olarak baktığınızda da çok büyük bir kazanç, bedava orada üniversite okuyacak. Hem dersleri bırakmıyoruz, hem tenis sporunu. Tenis bir çay içmek kadar kolay. İlgilenmek isteyenler gelsinler bizimle tanışsınlar, çocuklarını yönlendirsinler. Herkes performans oyuncusu olmak zorunda değil ama her çocuk bir spor yapmalı” cümlelerini kurdu. “HER ÇOCUK SPOR YAPMALIDIR” Düzce Tenis Kulübü’nün uluslararası düzeyde bir tesis olduğuna dikkat çeken Tenis Antrenörü Akif Çavuş, “Ailelerin spora maddiyat olarak bakmamaları lazım çünkü insanlar nerelere para harcıyorlar. Bu da öyle çok paralar değil yani. Her çocuk spor yapmalıdır. Gelip hobi tenisine başlayabilirler sonra bir bakmışsın çocuklar çok yeteneklidir. Biz haftada iki gün olarak başlıyoruz eğer çocukların yeteneği varsa hemen performans grubuna yönlendiriyoruz. Düzce’de bizim çok güzel bir tesisimiz var, uluslararası düzeyde tesisimiz var. Her anlamda konforlu tesisimiz, hocalarımız kademeli antrenörler” şeklinde konuştu.