Düzcespor eski Teknik Direktörü Mustafa Sarıgül, 2-2 berabere biten Siirt İl Özel İdare Spor maçının ardından istifa etmişti. İstifanın ardından Teknik Direktör arayışına giren Düzcespor Yönetimi, Şanlıurfaspor eski Teknik Direktörü Mustafa Kemal Kılıç isminde karar kıldı.

Kulüp Başkanı Gökhan Kapoğlu’nun görüşmesinin ardından Düzcespor Teknik Direktörlüğünü kabul eden Mustafa Kemal Kılıç, bugün Düzce’ye gelerek, düzenlenen törenle kendisini Düzcespor’un renklerine bağlayan imzayı attı.

Kapoğlu: “Hocamıza güvenimiz sonsuz”

Düzcespor Kulübü yöneticilerinin hazır bulunduğu törende konuşma yapan Düzcespor Kulüp Başkanı Gökhan Kapoğlu, “Bu sabah itibariyle Kemal hocamızla anlaşma sağlanmıştır. Şehrimize, Düzce’ye hayırlı uğurlu olsun. İnşallah hep beraber kenetlenip, bu sene Allah’ın izniyle şampiyon olup, 2. Lige çıkacağımıza, hocamıza güvenimiz sonsuz” dedi.

Kılıç: “Düzcespor çok iyi bir takım”

Düzcespor’un çiçeği burnunda kulüp başkanı Kılıç ise, Düzcespor’u şampiyonluk hedefine ulaştırmak için çalışacağını kaydederek, şunları söyledi:

“Öncelikle başkanıma teşekkür ediyorum. Tabii ki şampiyon olacağımız bu yılda, tercihini benden yana kullandığı için teşekkür ediyorum. Tabii Düzcespor’a gelmemde ki nedenler çok. Fazlasıyla neden var ama belli başlı nedenleri söyleyeyim. Bir kere özellikle şampiyonluğun hedefinde olması, şampiyonluğun en güçlü adaylarından biri olması. Çok iyi futbol oynayan bir takım. Bunların dışında tabii ki en önemli nedenlerden birisi de sayın başkanımızın çok büyük çabaları. Gelecekte kurumsallaşma adına da, kulübün büyük yerlere gelmesi adına da büyük adımların atılmış olması. Hem tesisleşmeden tutun, aynı zamanda yarışan, şampiyonluğa oynayan, aynı zamanda da kurumsallaşma adına bütün vecibelerini yerine getiren bir vizyonda olması sayın başkanın buna hem şehrimiz adına hem gelen hocaların çalışmalarının çok daha verimli geçmesi adına çok büyük bir avantaj tabii ki. Taraftarı çok önemsediğimi söyleyeyim. Bunun dışına şehrimizde ki tüm büyüklerimizin, tüm mülki amirlerin, sivil toplumların bu işe ne kadar önemle baktıklarını şampiyonluğa görebiliyorsunuz, hissedebiliyorsunuz. Tüm bunları düşündüğünüzde, birleştirdiğinizde çok büyük takımlarda görebileceğimiz parametreler bunlar. Ben de bugün ki toplantıda hatırlattım kendilerine. Bu liglerin, ben ikinci kez 3. Ligte çalışıyorum. Geçen sene ilk kez çalıştım, şampiyon olduk. Bu sene de çalışıyorum, yine şampiyon olacağız inşallah. Bu şampiyonluğun bu liglerde nerelerden geçtiğini iyi biliyorum. Öncelikle gol yememenin en baş yapılardan biri olduğunu söylüyorum. Bugün de söyledim, geçen seneden farklı olarak, geçen sene bildiğim kadarıyla 28 maçla noktalandı lig pandemi dolayısıyla. 17 veya 18 tane gol yedi 28 maçta bildiğim kadarıyla. Bu da şu demek, ligin en az gol yiyen takımıydı geçen sene itibari ile. Bu sene 6 maçlık bir dilime baktığımız zamanda ortalama 1 gole geliyor veya daha fazla geliyor, bilmiyorum. 1 gol çok fazla şampiyonluğa oynayan bir ekip için. Yani bu gösteriyor ki, tabii ki ofansif futbol şampiyonluğa ulaşmada temel yapılardan biri ama bu yüksek gollü trendi de bir takımı da şampiyon yapmaz onu vurguladım. Sabah ki toplantıda da ifade ettim. Yani analiziniz doğru. Bir de şöyle bir şey var, bu arada takımımızı 18 maçlık bir periyodla değerlendirirsek başarısız görmemek lazım. Evet somut başarı her zaman söylüyorum şampiyonluktur, ikinci bile olsak onu başarı olarak görmemiz mümkün değil ama 18 maçta da yenilmeyen bir takım var. Bu kendimize güvenmemizi sağlayan önemli parametrelerden bir tanesi diye düşünüyorum.”