Okul Öncesi Eğitimi Ana Bilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Hakan Şahin, yaptığı açıklamada, salgın sürecinin öğrencilerin psikolojisini ve okula bakış açılarını olumsuz etkilediğini, ilk önce tatil gibi görülen bu süreçten mutlu olduklarını ama bunun uzamasıyla problemlerle karşılaşmaya başladıklarını anlattı.

"Tatilde günlük ritim oluşturun"

Çocukların belki de hayatları boyunca karşılaşabilecekleri en farklı sömestir tatiline girdiklerini ifade eden Şahin, salgın nedeniyle bu dönemde fiziki olarak evde vakit geçirdiklerini, aktif bir okul hayatlarının olmadığını ve Kovid-19 tedbirleri nedeniyle tatilin büyük bir bölümünü de evde geçireceklerini dile getirdi.

Şahin, yarıyıl tatili için öğrencilere şu önerilerde bulundu: "Küçük yaştaki çocuklarımızı dijitalden, ekrandan, televizyondan uzak tutma noktasında bilimsel araştırmalar yaparken bu süreç bizi mecbur bıraktı. Dijital ortama çok fazla maruz kaldılar. Öğrencilere tavsiyem, dijitalden ve ekrandan uzak durmaları noktasında olacak. Bu 21 günlük tatilde neler yapılabilir? Günlük bir ritim oluşturulup ona göre hareket edilebilir. Çocuklar bu rutinleri severler. Uyanma saati, kahvaltı saati, oyun saati, daha büyük çocuklar için okuma saati gibi... Anaokulu ve ilkokul çocukları için yarı yapılandırılmış diye tabir edilen legolarla küçük oyun alanları oluşturulabilir. Ebeveynleriyle varsa kardeşleriyle daha çok fiziksel aktivite, sosyal duygusal etkinlikler ve eğitimler yapılabilir."

"Fiziksel aktivite ağırlıklı oyunlar ve etkinlikler öneriyoruz"

Çocukların salgın döneminde evlere hapsolduğunu ve hareketsiz kaldığını belirten Şahin, "Evleri müsait olanlar için çocuklara fiziksel aktivite ağırlıklı oyunlar ve etkinlikler öneriyoruz. Tatili evlerinde parkur tarzı oyunlar kurarak daha eğlenceli hale getirilebilir ve verimli geçirebilirler." dedi.

Müzik, resim gibi alanlarda yetenekleri olan öğrencilerin bu alanlara yönelebileceklerini belirten Şahin, şöyle konuştu: "Tatil, 'Tamamen kitabı, defteri, kalemi, bırakalım.' anlamına da gelmiyor. Çünkü bu süreçte eğitim gören çocukların durumu uzmanlarca 'kayıp nesil' olarak tanımlanıyor. Ne kadar uzaktan eğitim olsa da hiçbir eğitim yüz yüze eğitimin yerini tutmuyor. Çocuklarımızın bu açığı bir şekilde kapatması noktasında tamamen derslerden uzaklaşmalarının doğru olmayacağını düşünüyorum. Daha çok fiziki materyali ve kitabı olan etkinliklere yönelmeleri iyi olacaktır. Sosyal ve sanatsal faaliyetlere de biraz daha fazla ağırlık verebilirler."

Ebeveynlere "Çocuklarınıza sosyal duygusal anlamda destek olun" tavsiyesi

Dr. Öğr. Üyesi Şahin, ebeveynlere, çocukların salgınla ilgili kaygılarını en aza indirmeleri tavsiyesinde bulunarak, şunları kaydetti: "Kaygılarını azaltmak için diğer arkadaşlarını örnek göstererek onlarla konuşturabiliriz. Burada ebeveynlere düşen en büyük sorumluluk, sakin, hoşgörülü ve nazik olmaları. Çünkü onlar da bu süreçte evlerinde, bazıları işlerini kaybetti, bazıları farklı bir çalışma sistemine geçti. Çocuklarına, hem sosyal duygusal anlamda hem de diğer gelişim anlamlarında destek olabilirler. Çocuklarının kitap okumalarına refakat edebilirler. Çocuklarının eksik konuları varsa onları tamamlamalarına yardımcı olabilirler. İmkanları varsa evde farklı bir aktivite, etkinlik yaratabilirler. Çocuklarını yetenek, ilgi ve becerileri noktasında destekleyebilirler." (AA)