Erkeklik ile ilgili çalışmaların yeni bir çalışma olmadığını belirterek sözlerine başlayan Dr. Öğr. Üyesi Fatma Yaşın Tekizoğlu, Kırılgan Erkeklik Kuramı’nda; erkekliğin kazanılmasının zor bir statü olduğunu, erkek olarak doğmanın kişiyi erkek yapmadığını, kişinin yapacağı ve elde edeceği kazanımlar sonucunda erkekliğini elde edebileceğini söyledi.

Kurama göre erkekliğin kadınlığa göre çok daha kaygan ve kırılgan olduğunu dile getiren Öğretim Üyesi, kişinin alacağı risklere göre ve elde edeceği sosyal statüye göre erkekliğinin belirleneceğini ifade etti. Sosyal rol yaklaşımında ise kadınların ve erkeklerin fiziksel yapısına göre iş bölüşümünün olduğunu katılımcılarla paylaşan Dr. Öğr. Üyesi Fatma Yaşın Tekizoğlu, erkekler daha zor ve daha riskli işlerde yer alırken, kadınların ise çocuk yetiştirme ve daha az riskli işlerde yer aldığı bilgisini verdi.

Geleneksel toplumlarda erkekler içerisinde de daha zor ve daha riskli işlerde çalışanların daha erkek olduğu algısıyla hareket edildiğini söyleyen Fatma Yaşın Tekizoğlu, gerçek bir erkek olmak için sosyal kazanımlara daha fazla ihtiyaç duyulduğunu, kadınlarda ise daha çok fiziksel değişikliklere bakıldığını katılımcılarla paylaştı.

Günümüzde bu anlayışın bazı kabilelerde hala devam ettiğini ve erkekliğin elde edilebilmesi için bir takım ritüellerin düzenlendiğini söyleyerek bazı görseller paylaşan Öğretim Üyesi, modern toplumlarda erkekliğe geçişi temsil eden bu tür resmi ritüellerin olmaması, erkeklik ile ilgili kaygıların modasının geçmiş olabileceğini akla getirse de aslında erkekliğin kırılgan doğasının günümüzdeki pek çok kültürde varlığını sürdürdüğüne inanıldığını ifade etti.