Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda Türkiye genelinde bir çok öğrencisinin derece yaptığı Özel Düzce Kültür Koleji’nin genel koordinatörü Birol Güney, Öncü TV’de yayınlanan Yeni Gün programın da Cahit Üstüner’in sorularını yanıtladı.
 
Sözlerine 2.5 milyon öğrencinin katıldığı sınavın velisinden öğretmenlerine kadar yaklaşık 11 milyon insanı ilgilendirdiğini söyleyerek başlayan Özel Düzce Kültür Koleji Genel Koordinatörü Birol Güney, Kültür koleji olarak Düzce birincisi çıkardıklarını ve mezun olan 61 öğrencilerinin yaklaşık yüzde 50’sinin Türkiye genelinde ilk 20 binde sıralamaya girdiklerini belirterek, bu öğrencilerin Tıp Fakülteleri ve birçok önemli üniversitenin önemli bölümlerine yerleşebileceklerini söyledi.
 
Program sunucusu Cahit Üstüner’in öğrencilerin eğitimleri konusunda nasıl yaklaşım gösterdiklerini sorması üzerine Birol Güney, şunları söyledi:
“Öğrencilerimizi eğitirken biyolojik saat ortaya koyuyoruz. Bu biyolojik saat aileyle doğru orantılı. Ailenin çocuk üzerindeki desteği, okulun çocuğa katkısı ve çevreyle olan bağlantısı ile çocuğun yaşantısı planlanıyor. Biz de kurulduğumuzdan günden bugüne bu şekilde planlıyoruz.”
Özel Düzce Kültür Fen Lisesi olarak ilk mezunlarını verdiklerini aktaran Güney, “4 sene boyunca eğitim verdiğimiz ilk öğrencilerimizi mezun ediyoruz. Biz de eğitimimizi değerlendirme imkanı buluyoruz. Bu sistem bir ekip işi ve başarıya endekslenme işidir. Ekip inanmışsa, sonuç böyle oluyor.” dedi.
 


“Komşulara göre gerideyiz”


Birol Güney, Program sunucusu Cahit Üstüner’in Düzce ilinin geneline bakıldığında Düzce’nin eğitimdeki durumu hakkındaki sorusuna şöyle cevap verdi:
“41 yıldır eğitimciyim. Eğitimi tek bir bakış açısıyla değerlendiremeyiz. Her birimi ayrı ayrı incelemek lazım ve ona göre yol haritası çıkarmaktır. Düzce’nin sıkıntısı 69-70. sıralarda olmaktı. İki metropolün  arasında bir şehrin doğu ve güneydoğudaki illerle aynı seviyede olmaması gerekiyor. Bu sene açıklanan sonuçlarla 40. sırada yer alarak bir yükselme söz konusu fakat komşu illerle kıyasladığımızda hala gerideyiz. Bu konuda koordineli çalışıp birimleri iyi kontrol etmek gerekiyor. Veli profilimizde de aile gelirlerinin diğer illere göre daha iyi olması ailelerin özen göstermemelerini sağlıyor. Eğitim kültür işidir, para meselesi değildir. Dünyadan haberdar olmaktır, algıların açık olmasıdır.”
 
“Çocuk anaokulundayken plan yapılmalı”

Düzce’deki eğitim sorunları hakkında da konuşan Birol Güney, “Şehrimizde nitelikli okul sayısı 2 diyelim. Tyt ve Ayt olmak üzere iki aşamalı bir sınav var. Buna göre aritmetik ortalama alınıyor ve sıralama belli oluyor. Bu puanlamaların yanı sıra fiziki altyapıları da doğru kurmak gerekiyor. Çocuğu sadece akademik olarak tek noktaya bağlamamalıyız.” Dedi.
Okulların tek bir alana ağırlık vermesinin de sıkıntı teşkil ettiğini belirten Güney, şunları söyledi:
“ Bazı okulların da belirli bir alana ağırlık vermesi diğer sorun. Örneğin bir okulda eşit ağırlık derslerine öncelik veriliyorsa sayısal öğrencisi kendisini orada çok rahat hissetmiyor. Bir de veli profilimizde sıkıntılar var. Velilerimizin her hafta gelmelerini istiyoruz. Her veli çocuğunun hangi günde neleri konuştuğunu bile bilmeli. Ayrıca çocukların dijital hayatının da dikkate alınması lazım. Teknolojiyi yasaklayamayız ama sosyal medya kullanımlarını da planlamamız gerekiyor. Her çocuğun yaşına, eğitim duruma göre planlamamız gerekiyor. Çocukların planlarını anaokulundan itibaren uygulamamız gerekiyor. İlerleyen yaşlarda bunu yapmak pek mümkün olmuyor. “


 
“Çocuğun psikolojisi iyi olmalı”

Özel Düzce Kültür Koleji’nin başarılarının su götürmez bir gerçek olduğuna vurgu yapan Cahit Üstüner, dönem içinde gerçekleştirilen birçok faaliyetin amacını sorması üzerine Birol Güney, “Çocuklara sadece akademik eğitim vermek yerine sosyal faaliyet imkanı sağlamak lazım.” dedi. Birol Güney sözlerine şöyle devam etti:
“Psikolojik olarak kendisini rahat hissetmeyen bir çocuğu akademik eğitime hazırlamak çok zordur. Arkadaşlarıyla bir paylaşım yapmayan, memleket meselesini düşünmeyen, ailesini düşünmüyorsa, toplum içerisinde huzursuzluk çıkaran çocuğun pek bir önemi olmuyor. Çocuğu bilgi birikimiyle birlikte topluma faydalı olarak kazandırmak gerekiyor.”
 
“Veliler çocuklara doğru yaklaşmalı”

Sonraki dönemlerde gerçekleşecek sınavlara ilişkin çocuğun hazırlanması konusunda velilere tavsiyeler veren Birol Güney, “Öncelikle “bundan adam olmaz” dememek gerekiyor çocuklara. Özellikle gelişim çağını tamamlamamış çocuklara bu yaklaşımı sergilememek gerekiyor.” dedi. Birol Güney, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çocuk kendini tanıyacak. Sonra veli kendisini ölçüp çocukla ne kadar paralel hareket edebiliyorum diye kendisine soracak. Çocuğun kişiliğine, kimliğine göre hareket edeceğiz. Bardağın dolu tarafına göre karar vereceğiz. Abi, abla ya da bir arkadaşıyla kıyaslamamak gerekiyor. Her çocuk farklıdır. Abiyle kardeşi bile farklıyken bir arkadaşıyla kıyaslamak çok yanlış. “


Haber: M.KADAŞ