Ekonomi ve uluslar arası ilişkiler uzmanı Profesör Doktor Kerem Alkin, DÜSİAD’ın düzenlediği “Türkiye’nin Avrasya’daki Rolü,  21’inci yüzyılda küresel ekonomi dengeleri, Kriz Kapıda mı?” konulu bir konferansa katıldı. Konferansı çok sayıda sanayici ve işadamı izledi.

Konferansın açış konuşmasını yapan DÜSİAD Başkanı Eyüp Çakır, ülkemizin 5 yıllık bir istikrar döneminin ardından sanayici ve işadamının önünü göremediği bir noktaya geldiğini belirtti.

Konferansa konuşmacı olarak katılan Ekonomi ve Uluslar arası ilişkiler  Uzmanı Profesör Doktor Kerem Alkin grafiklerden destek alarak başladığı konuşmasında bir ülkenin gücünün Ekonomik, Askeri, siyasi ve bilgi gücünün seviyesi ile ölçüldüğünü söyledi.

Ekonomik güç olarak en zengin ülkeler ile takipçileri arasında giderek artan bir uçurum olduğunu söyleyen Alkin, Amerika’nın Milli Servetinin 145 Trilyon Dolar, Türkiye’nin 5 trilyon dolar olduğunu ifade etti. Bu rakam ile Türkiye’nin milli servet sıralamasında yirminci olduğunu dile getiren Alkin, ancak ülkemizin Gayri Safi milli Hasıla sıralamasında 15’inci olduğunu, bunun da servetin akılcı kullanımından geçtiğini   söyledi.

Küresel ortamda rekabetin koşulları ile ilgili olarak da örneklere dayalı bilgiler veren Alkin, Tüketici ihtiyaçlarının geri dönüşümünü iyi yorumlamak ve yenilikler icat etmek gerektiğini, yeri geldiğinde de uygun bir ortak bulmanın faydalı olacağını, işbirliğinin cep telefonlarında gerçekleştirdiği dönüşümü örnek göstererek anlattı. Alkin, yüksek katma değerli ürünlere yoğunlaşmanın şart olduğunu dile getirdi.

Tarım konusunda yeniden iddialı hale gelmezsek önemli bir fırsatı kaçıracağımızı iddia eden Alkin, Çin’in toprakları nüfusunu besleyememesi nedeniyle dışarıda tarım alanları kiralama veya satın alma yollarını aradığını, bunun da gelecekte tarımın yeniden stratejik bir sektör haline geleceğinin göstergesi olduğunu ifade etti. Alkin GAP projesinin bu bağlamda anahtar niteliği olduğunu da dile getirdi.

Konuşmasında Türkiye’nin jeostratejik konumunun 11 Eylül saldırılarının ardından değiştiğini anlatan Alkin, soğuk savaş yıllarında batı bloku’nun çeperinde bulunan ülkemizin, Orta Asya’dan enerji naklinde tek güvenli koridor olması nedeniyle merkezde bir pozisyon aldığını söyledi.