Düzce’de yem fiyatlarının yüksekliğinden belini doğrultamayan üreticiler, ya buzağılarını hemen ellerinden çıkarıyor ya da düvelerini tohumlamak yerine besiye çekip kurban bayramında kestirmeyi planlıyor. Bu soruna parmak basan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, süt sektöründe yaşanan sorunlarla ilgili Ulusal Süt Konseyi’ni görevini yapmaya davet etti.

Bayraktar’ın açıklaması şöyle:

“Yükü üreticiye yüklerseniz kaynağı kurutursunuz”

“Bilindiği üzere, Ulusal Süt Konseyi 29 Kasım 2021 tarihinde yaptığı toplantısında aldığı kararla, 8 Aralık 2021 tarihinden geçerli olmak üzere soğutulmuş çiğ sütün tavsiye satış fiyatını brüt 4 lira 70 kuruş olarak belirledi. Konseyin yaptığı açıklamada; ‘Ulusal Süt Konseyi, çiğ sütün üretim maliyetinde öngörülmeyen değişimler görülmesi durumunda yeniden toplanıp karar verecektir.’ denildi. Bu fiyat yeme gelen zamlarla daha hayata geçmeden anlamını yitirdi. Süt/yem paritesinin birin altına düşmesi üzerine üretici örgütleri olarak 25 Aralık 2021 tarihinde, tekrar bir açıklama yaptık. Sürdürülemez fiyatın yeniden revize edilmesi gerektiğini belirttik. Açıklamamızın üzerinden bir buçuk ay geçti ama hala bir adım atılmadı. Ulusal Süt Konseyi neyi bekliyor? Daha fazla hayvanın kesilmesini mi? Daha fazla üreticinin üretimi bırakmasını mı? Yeme zam yapanlar, gübreye zam yapanlar, korkmuyor da siz neden korkuyorsunuz? Süt üretimi durma noktasına gelmiş, seyrediyorsunuz. Ulusal Süt Konseyi’ni görevini yapmaya davet ediyoruz. Bu yükü üreticiye yüklerseniz kaynağı kurutursunuz. Bu durumda tüketici süt ve süt ürünlerine nasıl ulaşacaktır? Süt fiyatları böyle devam ederse daha fazla damızlığın kesileceğini, bunun süt yanında et krizi anlamına da geleceğini bilmiyor musunuz? Üretimin sürdürülebilirliği için bir litre süt satan üretici bir buçuk kilo yem alabilmelidir. Fiyatın belirlendiği aralık ayında parite 0,93 iken, ocak ayında 0,94, şubat ayında 0,97, mart ayında ise 0,84 olarak gerçekleşti. Süt üreticileri hala sürdürülemez seviyelerin altında bir pariteyle üretime devam etmek zorunda kalıyor. Mart ayında üreticimizin bir litre süt sattığında eline net olarak 4 lira 50 kuruş geçti. Yemin kilosuna ödediği para ise 5 lira 35 kuruş. Bir litre süt sattığında bir kilo yem bile alamıyor yani zarar ediyor. Bu, uzun yıllardır görmediğimiz bir durumdur. Tablo vahimdir.”

“Süt fiyatı yeniden revize edilmeli”

“Sektör çok sıkıntılı bir durumla karşı karşıyadır.” Diyen Bayraktar, “Yem başta olmak üzere elektrik, mazot, ilaç, tohum, işçilik, veteriner hizmetleri gibi bütün maliyetlerimiz ciddi oranlarda artarken sürdürülemez fiyatlarla üretime devam etmemiz artık mümkün değildir. Bugün üreticiye istediğimiz fiyatlar verilmezse, ilerleyen günlerde tüketicilerimiz bugünkü fiyatları bile arar hale gelecektir. Bu fiyat artışı talebimiz, hem üreticilerimiz hem de tüketicilerimiz içindir. Üretimde devamlılığı sağlayamazsak, üreticileri küstürüp üretimden koparırsak tedarik zincirinin en önemli ayağını yok etmiş olur, fahiş tüketici fiyatlarına zemin hazırlamış oluruz. Bu süreçte atılacak en öncelikli adım süt fiyatının yeniden revize edilmesi olmalıdır. Üretime devam edebilmemiz ve damızlık hayvan kesimlerinin durması için; ya sattığımız çiğ süt fiyatı 1,5 pariteye denk gelecek şekilde 8 liraya çıkarılacak ya da ‘çiğ süt fiyatı artmasın’ deniliyorsa ilgili pariteye denk gelecek şekilde yem fiyatında indirim yapılacak ki bütün üreticilerimiz bu fiyattan yem alabilsin. Bu kapsamda; fiyatın belirlendiği dönemde paritenin korunması için yemde de akaryakıtta uygulanan eşel mobil sistem gibi bir sistem hayata geçirilebilir. Üreticilerin yeme gelen zamlar nedeniyle mağdur olmaları ve belirlenen pariteden sapmalar önlenebilir. Bunun dışında, çiğ süte verilen 20 kuruşluk prim yeterli değildir. Bu destek hem üreticiyi destekleyecek hem de kayıt dışılığa kaymanın önüne geçirecek seviyeye yani en az 60 kuruş seviyelerine çıkarılmalıdır. Desteklemelerin kısa sürede ödenmesi için çalışma yapılmalıdır. Akaryakıtta fiyatlar makul seviyelere indirilmeli, gelen zamlardan çiftçilerin kullandığı mazot muaf tutulmalıdır. Son elektrik zamlarının ardından elektrik fiyatları küçük büyük bütün işletmeler ve süt toplama merkezleri için ciddi bir maliyet yükü oluşturuyor. Elektrik fiyatları, tarımsal işletmeleri koruyacak ve üretime devam edebilecekleri seviyelere indirilmelidir. Temel gıdada yüzde 1'e düşen KDV'yi olumlu buluyoruz. Fakat ilaçtan mazota kadar üreticilerimizin ana girdilerinin tamamında KDV yüzde 18’den kesilmektedir. Burada üreticiye bir finansman maliyeti doğmuştur. Zaten para kazanamayan bir sektöre bir de böyle bir finansman yükü yüklenmiştir. Bu konuda da üretici lehine bir düzenleme yapılmalıdır.”