Döviz kurunun artması ile birlikte un başta olmak üzere maliyetlerin katlandığını savunan Düzce Fırıncılar Odası tarafından geçtiğimiz aylarda ekmek fiyatlarına zam yapılmış, yine ekmek gramajı da düşürülmüştü. Ekmeğe yapılan zammın ardından açıklama yapan Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, fırıncıları uyararak Düzce Belediyesi tarafından Halk Ekmek Fabrikası kurulması için çalışmalara başlandığını duyurmuştu.

Öncü TV ekranlarında ve 100.2 Radyo Öncü ortak yayınıyla geniş kitlelere ulaşan, Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın hazırlayıp sunduğu “Kitabın Ortasından” programının bu haftaki konuğu olan Düzce Fırıncılar Odası Başkanı İbrahim Korkmaz, vatandaşların da talebi olan halk ekmek ile ilgili sorulara yanıt verdi. Kısa bir süre önce hem babasını, hem de eşini kaybetmesi nedeniyle konuyu henüz belediye başkanı ile görüşemediklerini ifade eden Korkmaz, dar gelirlilere yönelik farklı bir projesinin olduğunu dile getirdi.

“Türkiye’de, Düzce gibi taş fırında ekmek yapan fırın kalmadı”

Ekmeğin ve sektörün sorunlarının masaya yatırıldığı programda Korkmaz, fırıncıların yaşadıkları zorluklardan bahsederek, “Bizin ne pazar ne cumartesi ne de bayram hiçbir tatilimiz yok. Sabah 05:00’te ekmek çıkar ve bakkallara, bayilere dağıtılır. Biliyorsunuz, 50 gün önce hem babamı, hem de eşimi kaybettim. Buna rağmen benim fırınım çalıştı. Yani fırıncılık böyle bir meslek. Gecesi, gündüzü yok, ama biz mutluyuz. Bu işi ne kadar çok iyi yapmaktan gurur duyuyoruz. Türkiye’de, Düzce gibi taş fırında ekmek yapan fırın kalmadı. Fabrikasyon fırın yok bizde. Bayiye günde 4-5 sefer ekmek götürülüyor, vatandaş taze ekmek yesin diye. Ekşi mayalı ekmek üretimi uzun zaman alıyor. Bizde üretilen ekmek bir gün sonraya kalsa bile bayatlamıyor. Halkımız ekşi mayalı ekmeğe alışmış, bunu yiyor.” diye konuştu.

“TMO değirmencilere ucuz buğday vermeseydi ekmeğin fiyatı 4-5 TL olurdu”

Doların yükselmesi ile birlikte zamlanan un fiyatları nedeniyle Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO)’nin piyasaya ucuz buğday verdiğini, bu nedenle fırıncıların ekmek fiyatlarına daha da yüksek zam yapmadığını belirten Korkmaz, “Şimdi, tabii ki biz de kendi açımızdan bakıyoruz, ben hem tüketiciyim, hem de üreticiyim. Ben halk ile iç içeyim. Türkiye’de şu var, ekmeğin gramı ve fiyatı belli. Yani bir liste yapılmadan, bir tarife yapılmadan hiçbir fırıncı ekmeğe zam yapamaz. Un fiyatı önceden 170 TL idi, şimdi 350’nin üzerinde. Şimdi TMO yeni bir kampanya başlattı. TMO tarafından un bize 200- 250 TL’ye geliyor. Bu olmasaydı ekmek 4-5 TL olurdu. Şu anda devletimiz buğday temin ediyor değirmenciye.” şeklinde konuştu

“Biz zam yapma taraftarı değiliz”

Korkmaz şöyle devam etti: “Biz şu anda para kazanarak iş yapmıyoruz. Eğer yarın un fiyatı düşerse, biz ekmeğin gramajını yükseltelim. Bugün mazotun fiyatı 11.5 lira. Biz nasıl zam yaparız, biz imalatçıyız. Gece herkes evine yatmaya giderken, biz gece 24:00’da adam çalıştırıyoruz. Şu anda fırıncı ne yapacağını şaşırdı. Biz zam yapma taraftarı değiliz. Yüzde 15 bayi karı, yüzde 15 fırıncı karı, genel olarak yüzde 35 un maliyeti var. Düzce Valisi Cevdet Atay, ekmeğin 10 gram daha yükseltilmesi yönünde talimat verdi. Biz de sayın valimizin talebi üzerine 210 grama çıkarttık.”  

“Bolu’da 17, Düzce merkezde 56 fırın var”

Düzce’de üretilen ekmeğin, Bolu’da üretilen ekmekten daha kaliteli olduğunun altını çizen Korkmaz, “Şimdi, Cedidiye Meydanı’nın oradaki arkadaşımız yıllardan beri fırıncılık yapıyor, bayiye ve bakkala ekmek getirmiyor. Fırını da merkezi yerde, fırında satıyor. Bizim bir maliyetimiz var. Ekmek başına bayi ve marketler fırından 50 kuruş komisyon alıyor. Düzce merkezde 56 tane ekmek fırını var, ilçelerle birlikte 120 civarında fırın var. Kalite konusunda bizim ekmeğimiz, Bolu’dan daha kaliteli. Bizim burada rekabet olduğu için, fırıncılarımız en kaliteli ekmeği üretmeye çalışıyorlar. Bolu’da da ekmek fiyatı aynı, Düzce’de de aynı. Bolu’da 17 tane fırın var. Eğer TMO buğday vermeseydi, ekmeği bu fiyatlarda tutamazdık.” ifadelerini kullandı.  

“TMO 200 liraya verdiği unu, 150 liraya indirsin, ben de ekmek fiyatlarını indireyim”

Düzce genelinde günlük 350 bin ekmek üretiminin yapıldığını açıklayan Korkmaz, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

 “Şu anda Düzce’de 350 bin üretimi yapılıyor, ilçelerle birlikte. Sadece merkezde 150 – 200 bin ekmek üretiliyor. Şu anda bir ay ya da bir buçuk ayda, yani un fiyatları arttığı zaman, israf baya bir azaldı. Bizde geriye gelen ekmek günlük 5 bin ekmek yapar. Gelen ekmeklerin büyük bölümü bayata satılıyordu. Satılmayan olursa, hayvancılara veriyoruz, onlar satılmıyor. Mesela ben kendi fırınımdan bahsedeyim, ben iade almıyorum. Diyorum ki, ‘Bizim ekmeğimizin tarifesini ben sabahleyin yazıp da, zam yapmam mümkün değil. Un fiyatı inerse ben de indireyim, mazot parası insin ben de indireyim.’ Asgari ücret açıklandı biliyorsunuz. Ben 36 yıldır Düzce’de esnaflık yapıyorum. Biz burada kimseyi kandırmıyoruz. Eğer un fiyatı düşüyorsa, mazot düşüyorsa, ben de ekmeğin fiyatını düşüreyim. Biz ekmeği 200 grama düşürme kararı aldık, sayın valimiz 10 gram daha yükseltilmesini istedi. Şimdi dolar düştü, ben ekmeği dolarla satmıyorum ki. TMO 200 liraya verdiği unu, 150 liraya indirsin, ben de ekmek fiyatlarını indireyim. Fiyatlar indiği zaman, bizde de sıkıntı olmaz.”

“’Ekmeğe pahalı diyenler’ un alıp ekmeği evde yapsın”

Ekmeği pahalı bulan vatandaşlara, “Ekmeğe pahalı diyenler un alıp ekmeği evde yapsın.” diyen Korkmaz, şu ifadelere yer verdi:

“Biz ekmeğe zam istediğimiz zaman, biz neden zam yapılmak istediğini yazıyoruz ve komisyona sunuyoruz. Şimdi komisyon geliyor, hiçbir şeye bakmadan görüşünü beyan ediyor. Bu komisyonda hiçbir karar verme yetkisine sahip değil, memurlar var komisyonda. Vatandaşın dediğine, benim itirazım yok. Ekmeğe pahalı diyen vatandaşlar, evine bir çuval un alsın, evinde yapsın. Ekmeğin gramı belli, fiyatı belli ve unun çuvalı belli. Buna diyecek bir şeyim yok.”

“Düzce Belediyesi ekmek büfeleri kurabilir, biz bunda varız”

Düzce’de Halk Ekmek Fabrikası kurulmasına yönelik talepleri de değerlendiren Korkmaz, şu ifadelere yer verdi:

“Vatandaş haklı, her şeyi istemekte hakkı var. Bana 100 TL’ye un versinler, ben de ekmeğe senelerce zam yapmadan devam edeyim. Vatandaş, un fiyatının 380-400 TL olduğunu biliyor. Bizim cenazelerimiz oldu, Halk Ekmek ile ilgili belediye başkanımızla görüşemedik. Mesela Düzce’de bin tane bayi var, bu bayilere ekmek götürmek zorundayız. Burada bir maliyet var. Bakan bey ile Halk Ekmek konusu görüşülecek. Gariban vatandaşlar varmış, biz onlarla da ilgili çalışma yapacağız. Şimdi şu anda mesela başka yerlerde yaşadıklarımızı görelim; mesela büyükşehirlerde. Büyükşehirlerde mesela pazar günleri halk ekmek çıkartmıyor. Halk ekmek, ekmek çıkartmadığı bayramlarda ve hafta sonlarında diğer fırıncılar bayram yapıyor. Bakın bizim gecemiz, gündüzümüz yok. Mesela cenazen var, bir bayiye, bakkala ekmek veremezsen, ertesi gün ‘Ekmek almıyorum senden, başka fırına bakıyorum.’ diyor. Mesela Düzce Belediyesi ekmek büfeleri kurabilir, biz buna varız. Mesela Düzce’de 56 tane fırın var, hepsi birbiri ile rekabet halinde. Genelde Düzce’de fırınlarda askıda ekmek olayına pek ilgi yok. Mesela ben kendi fırınımda, yurtlara ekmek dağıtıyorum. Benim askıda ekmek ile ilgili başka bir projem vardı mesela. Cedidiye Camisi önüne veya işlek bir yere askıda biriken ekmekleri koyarak, dar gelirli halkın ekmek ihtiyacını karşılamak için. Bunu da belediye başkanımız ile görüşeceğiz. Biz bakan bey ile bu halk ekmek meselesini görüştük, yeniden görüşeceğiz.”

“Düzce’deki fırıncılar asla hırsızlık yapmaz”

Ekmek ve simit fırınlarının Düzce Belediyesi zabıta ekipleri ve Düzce İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından sürekli denetlendiğini ifade eden Korkmaz, “Bir vatandaş, ‘Fırıncılar hırsızlık yapıyor.’ dedi. Ben hem bir fırıncı olarak hem de Fırıncılar Odası Başkanı olarak bunu kesinlikle kabul etmiyorum. Düzce’deki fırıncılar asla hırsızlık yapmaz. Hırsızlık çok farklı bir şeydir. Biz mal yapıyoruz, hizmet yapıyoruz, bu hizmeti ayağınıza kadar götürüyoruz. 210 gram bizim ekmeğimiz. Şu anda herkes görevini yapıyor. Belediyemiz olsun, Tarım İl Müdürlüğümüz olsun, sürekli fırınları denetliyorlar. Eksik bir şey varsa, ceza kesiliyor. Çarşının içinde simit arabaları kapalı ve eldivenle simit veriyorlar. Eğer açıkta başka yerde satıyorsa, bu usulsüzlüktür. Benim gördüğüm simitçilerin arabası kapalı ve eldivenle veriyorlar. Herkesin işini hijyenik ve düzgün yapması lazım.” açıklamalarında bulundu.

“Ben siyasetten anlamam, ekonomist değilim”

Türkiye’de ekonominin düzeleceği kanaatinde olduğunu açıklayan Korkmaz, şunları belirtti:

“Benim yanımda bugün 80 kişi çalışıyor. Şimdi ben siyasetten anlamam, ekonomist değilim. Ama şunu söyleyeyim, inşallah daha iyi olacak. Umutsuz olamayız. Ben düz bir fırıncıyım, ama iyi olacağını tahmin ediyorum ekonominin. Herkes elinden geleni yaparsa, inşallah iyi olacak. TMO, beş bin 700 liraya aldığı buğdayı yüzde 50 süspansiyon yaparak değirmenciye buğday veriyor. Bu nedenle değirmenci nakliye ile birlikte 200 TL’ye bize veriyor. Eğer devlet bunu desteklemeseydi, ekmek şu anda 4 TL idi. Eğer bunu hasat dönemine kadar desteklerse, iyi olacak. Ama bu yıl buğday rekoltesi çok düşük. Buğday yoktu Türkiye’de, eğer devlet bunu sübvanse etmeseydi, unun çuvalı bugün 500 TL’ydi.”

“Arabasıyla köylerde ekmek satan fırıncımız var”

Sektördeki sıkıntılar ile ilgili de açıklamalarda bulunan Korkmaz, son olarak şunları söyledi:

“İşini geliştirerek, işini severek yapan bir insan, her zaman iyi olmak zorunda. İşini sevmezsen olmaz. Arabaya ekmek doldurarak çıkıp köylerde ekmek satan fırıncımız var. Şimdi biz bunlara fırıncı diyoruz. Bu adam sigortanın ne olduğunu bilmiyor. Ama biz bunu yapamayız. Bizim yanımızda çalışan işçiye para vermezsek, o adam evine ekmek götüremez, ticaretin düzgünce yapılması lazım.”

Programın tamamını takip etmek için:

YouTubehttps://www.youtube.com/watch?v=sOTBO1HDUhI

Facebook: https://www.facebook.com/oncurtv/videos/246539894252709

HABER: Savaş ARI