Akçakoca’ya bağlı Dilaver Köyü’nde yaşayan ve Cumayeri’ne de çok yakın olan bölgede elektrikleri olmayan vatandaşlar, senelik tarımsal faaliyetlerini sürdürebilmek için en büyük sorunları olan elektriklerinin olmaması sebebiyle mağduriyet yaşıyor. Büyük Melen Projesi kapsamında köyleri kamulaştırıldıktan sonra fındık tarlalarının bulunduğu tapulu arazilerine ev yapan köy halkı, şimdi dört gözle elektriğe kavuşmayı bekliyor.<br /> <br /> <span style="color:#FF0000"><strong>“Köyün en büyük problemi yol ve elektrik”</strong></span><br /> Köyde evi bulunan fındık üreticisi Çavuş Güçlü köyün başından sonuna akıbetini, şu sözlerle anlattı: <strong>“Burası eskiden Sakarya’nın Kocaali İlçesi’ne bağlı Beyler Köyü. Büyük Melen Projesi kapsamında köy kamulaştırıldı. Bundan yaklaşık 2 yıl önce köy kamulaştırıldıktan sonra köy boşaltıldı ve yıkıldı. Fakat bu havzanın etrafında köyde yaşayan insanların fındık bahçeleri var. Yani bir tarımsal faaliyetleri var. Bu tarımsal faaliyetlerden dolayı köydeki insanlar önceden bahçelerinde yaptıkları evleri onardılar. Bir kısmı yeni evler yaptılar. Bu görmüş olduğunuz mekanda 29 hane var. Yazın dışarıdan insanlar da geliyor fındık toplamaya, köyün nüfusu da artıyor. Yaklaşık 8 ay bu köyde tarımsal faaliyet yapılıyor. Köyün en büyük problemi yol ve elektrik. Su problemini bir şekilde kendi imkanlarımızla hallettik.”<br /> <img alt="" class="detayFoto" src="https://www.oncurtv.com/images/upload/DYLAVER.jpg" style="height:320px; width:620px" /></strong><br /> <span style="color:#FF0000"><strong>“Güneş panelleri yeterli olmuyor”</strong></span><br /> Güçlü köye elektriğin gelmesi için bir takım girişimlerde bulunduklarını belirterek, süreci şöyle anlattı: <strong>“SEDAŞ’tan randevular aldık. Genel kurul başkanı 2014’te çıkan yasadan dolayı elektrik veremeyeceğini söyledi. Düzce Valiliği’ne müracaat etmemizi istediler. 29 hane içinde biz 3-4 hane güneş panelleri kurduk. Bu yazın yeterli olsa da yağmurlu havalarda ve kışın yeterli olmuyor. Diğer haneler ekonomik olan sebeplerden dolayı bu kadarını da yapamıyor. O yüzden bu enerji sorunumuzun giderilmesini istiyoruz. Burası yılda 500 ton fındık üreten bir bölge. Bu ekonomik yapının devam etmesi için bir şekilde gelen işçilerin rahat etmesi için elektrik ihtiyacının giderilmesi gerekiyor.” </strong>diye konuştu.<br /> <br /> <span style="color:#FF0000">“<strong>Buraya ev yapmamız gerekiyordu her gün gelip gidemeyiz”</strong></span><br /> 29 hane halkından biri olan Nazmi Kavakoğlu ise söz konusu durum için şöyle konuştu: <strong>“Bu yerlerimizin buradaki barajdan bize kalan yerlerimiz. Buraları bizim yapmamız onarmamız gerekiyor. En azından işlememiz lazım fındığımızı ve bakımını da yapmamız lazım. Buraya ev yapmamız gerekiyordu her gün gelip gidemeyiz. Senenin en az 6’yı burada kalıyoruz. Bu zaman bazen uzuyor. Başımızı sokacak bir yerimizin olması gerekiyor bizim burada. Elektriğimiz de yok yolumuz da. En büyük de elektrik sorunu. Panellerle ihtiyacını gidermeye çalışanlar var ama birçoğumuz yapamadık. Ben mesela jeneratör çalıştırmak zorunda kalıyorum.”</strong><br /> <br /> <span style="color:#FF0000"><strong>“Fevai Arslan’la görüştüm”</strong></span><br /> Kavakoğlu köye elektriğin gelmesi için çok çabaladıklarını ve üst düzey bürokratlara kadar çıktıklarını ifade etti. Kavakoğlu; <strong>“Ben buranın yolu ve elektriği için Dilaver Köyü muhtarıyla birlikteDüzce Milletvekili Fevai Arslan’la da görüştüm. Seçimlerden önce ‘Tamam, ilgileneceğiz’ dedi. Köy Hizmetleri ile de görüşmeler yaptık.15 Temmuz süreci araya girdi ve yarım kaldı. Elektrik ve yol büyük sorun bizim için.” </strong>dedi.<br /> <br /> <span style="color:#FF0000"><strong>“Biz baraj mağduruyuz”</strong></span><br /> Bir diğer köylü Şükrü Savaşise yaşadıkları mağduriyet hakkında şu ifadeleri dile getirdi: <strong>“Buralarda bizim zaten kendi fındık evlerimiz vardı. Sonra onların yerine gerçek evlerimizi yaptık. Biz gerçekten baraj mağduruyuz. İyi para alanlar arkasına bakmadan gitti ama biz burada kendi yerlerimizle kendi imkanlarımızla baş başa kaldık. Burada elektrik olsa kar yağıncaya kadar gitmem. Devletten yardım istiyoruz. ‘İmdat’ diyoruz. Yetkililerden rica ediyoruz. Söz aldık ama sözümüzü yediler. Darbe olmasa illaki yaparlardı. Bir an önce çare istiyoruz.”</strong><br />