Düzce Belediyesi ve Gölyaka Belediyesi’nin ortak girişimiyle Sayın Bakan’ın tabiriyle Düzce’de kronikleşmiş Efteni Gölü’nün kenarında bulunan Eftenia Otelle ilgili bir gelişme yaşandı. Yıllardır âtıl vaziyette duran kronik vakaya müdahale edildi. Teşhis ve tedavi derken buranın hayata geçirilebilmesi için Düzce Belediyesi’yle Gölyaka Belediyesi ortak bir çalışmayla güzel bir adım attılar. Bu bölgemizin sağlık turizmi açısından, tanıtımı açısından ve hepsinden önemlisi âtıl duran bir yapının bir yatırımın milli servete ve insanların hizmetine sunulması açısından fevkaladenin fevkinde bir adım oldu.

“Sayın Bakan Faruk Özlü ’ye Belediye Başkanına methiyeler düzüyorsunuz çok destek veriyorsunuz hiç mi eksiği yok, hiç mi yanlışı yok?” şeklinde eleştiriler geliyor. Vatandaşlardan gelen her yorumu her eleştiriyi değerlendiriyoruz. Tabii mutlaka bu eleştiri ve değerlendirmeleri alıyoruz, başımıza taç yapıyoruz.  Biz eleştirirken ortak hedef memlekete hizmet memlekete fayda sağlamak. Sayın Özlü ’nün yapmış olduğu hizmetleri destekliyoruz. Eleştirmemiz gereken yerlerde de eleştiriyoruz zaten. Fakat burada, sormuşlar ayıya bu sene armut nasıl olacak? O da bol olacak, ballı olacak, sulu olacak demiş. ‘Nerden biliyorsun?’ demişler. ‘Canım öyle istiyor’ demiş. Siyaseten ve muhalif noktada, canı isteyenlerin canı istediği gibi eleştirmiyoruz.

Allah’ın bile insanları günahı ve sevabı noktasında değerlendiğini ancak insanların insanları neden eksiği ve fazlasıyla değerlendirsin? Burada ki ölçümüz şu. İnananlar için geçerli olan bir ahiret günü var, bir kıyamet günü var. Allah insanlara “La İlahe İllallah Muhammeden Rasulullah diyen her kulumu cennetime koyacağım” diyor. Ama burada cennete ve cehenneme girecek olanlar arasında bir ölçü var. Bir teraziye insanların sevaplarını diğer teraziye de insanların günahlarını ne kadar sevabın varsa ne kadar hayırlı bir insansan o bir tarafa, ne kadar faydasız ve hayırsızsan o bir tarafa koyulacak. Şimdi buradaki ölçü günah ve sevapsa ki iyi kötü demiyor herhangi bir farklı ölçü koymuyor, günahı fazlaysa cehenneme günahı azsa sevabı fazlaysa cennete. Allah bile insanları günahı ve sevapları noktasında değerlendirirken insanlar insanları neden eksiğiyle değerlendirsin veya neden fazlasıyla değerlendirsin. Biz Allah’tan daha mı iyi biliyoruz?

Devletin farklı kademelerinde görev yapmış ve Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı olarak başta yerli otomobil olmak üzere birçok gelişmeye önderlik etmiş olan Özlü,  Düzce için bir nimettir.  Düzce tarihinde olamayacak meselelere vakıf olmasından dolayı gerçekten yaptığı ve yapacağı işlerle fevkaladenin fevkinde bir hizmet anlayışıyla insanlara hizmet ediyor. Biz saat 17.00-18.00’dan sonra laklak eden, sağda solda gezen belediye başkanlarını biliyoruz. Faruk Özlü ‘nün bizimle oturması sohbet etmesi, çay içmesi mutlaka güzel bir şey ama sabahın saat 10.00’undan gecenin saat 23.00-24.00’üne kadar gece gündüz, 24 saatin 16-17 saati çalışan ve Düzce’ye katkı sağlamaya çalışan bir belediye başkanı var.

Faruk Özlü’yü bu senaryonun içinden çıkarıp bir kenara bırakalım. Eleştirdiğiniz Faruk Özlü’yü, eleştirirken eksik eleştirdiğimizi düşündüğünüz Öncü Medya Grubu’nu veya bizim şahsımızı çıkaralım. Özlü ‘nün yerine birini koyalım. Bu şahıslar bugünkü şartlarda belediyenin yolunu dahi bulamaz. Personelin maaşını dahi ödeyemez

Özlü, Kurduğu temaslar ve iletişimlerle bir okul meydana getiriyor, yaptırıyor. Bu belediye başkanın işi mi? Ama devlet adamlığı ve bakanlıktan edindiği tecrübelerle ve etkiyle bu oluşuyor.  Peki, o medyada veya sosyal medyada klavye delikanlılığı yapan arkadaşlar, eleştirenler ve eksik görenler okullar yapılıyor ya siz bir tane derslik yaptırsanıza. Birine rica edin çok bilenler. Veya bir güvenlik kulübesi yaptırın okulun etrafına. Ama bardağın dolu tarafını görmeyip, hep boş tarafından hep eksik tarafından bakıyorlar. Bunun arkasında siyaset var. Herkes bir taraf olmuş. Sosyalisti, milliyetçisi, muhafazakârı herkes bir taraf olmuş.  Bunu sırf ideoloji ve ego adına sadece egolarımızı tatmin adına eleştirirsek yazık ederiz. O emeğe, o mücadeleye, o iradeye, o memlekete hizmet etme derdine yazık ederiz. Her şeyin bir ölçüsü var.

Sayın Özlü’nün eleştirilecek yönleri yok mu? Kimse kusursuz değil ki. Biz de eleştiriyoruz. Bizim medya grubu olarak ve şahsi olarak da bir stratejimiz var. Düzce Belediyesi’nde bir eksik mi var? Bir yanlış mı var? Biz bunu hemen Sayın Özlü veya belediye başkan yardımcılarına bilgi veriyoruz. Çözülen çözülüyor. Çözülmeyen bir sorun olursa bu bilinmiyorsa biz bunu o zaman fark ettiriyoruz. Ama bu eleştiri yapan dostlarımız, arkadaşlarımız istiyor ki bunu hiç bildirmeden anlatmadan yazalım. Peki amaç ne? Amaç memlekete faydalı hizmet. Eksik olduğunda ve biz bunu yetkili kişilere bildirdiğimizde bu mesele çözülüyor mu? Çözülüyor.

Amaç üzüm yemek değil, amaç bağcı dövmek.” diyen Ünsal, “Burada hemen ideoloji devreye giriyor, siyaset devreye giriyor. Mantık şu bu eksiği biz yakaladık öyle bir dallandırıp budaklandıralım ki sayısı birden bine kadar çıkacak kişilere etki sağlayalım. Dr. Faruk Özlü ‘nün siyasetine veya düşüncesine oy verilmesin. Böyle bir anlayış olmaz ki. İnsanlar göremeyebilir. Ben Eftenia Otel başta olmak üzere kronikleşmiş bütün vakalarda hızlı çözüm üretme noktasında mücadele veren Sayın Özlü ‘nün bu kadar iyi niyetinin bu kadar fedakarlığının ufak tefek küçük şeylerle ölçülmemesi gerektiğini düşünüyorum.

Yani altın da bir madendir, teneke de bir madendir. Bir tanesi gramla tartılır bir tanesi kiloyla tartılır.  Şimdi altın hizmetler varken tenekeden eksikleri altınla nasıl kıyaslarsınız.  Tabiri caizse burada bir hakikat var oda şu, Düzce’de biz Düzceli olamadık. Hala daha kavmi milliyetçilik var. Bizim toplumumuzdansa bizimse çok kıymetli. Bizim değilse ne yaparsa yapsa yapsın. Maalesef ölçü bu. Çilimli’nin Topçular köyünden çıkmış ve hayatının devlet idare ve iradesinde geçirmiş ve bugünde bugün de bütün bu devlet adamlığını siyaset noktasında Düzce için gece gündüz emek veren Sayın Özlü, siz yolunuzda emin adımlarla devam edin. Size devam edin, şu yapın bunu yapın bizim haddimize değil ama burada çok söylemek çok bağırmak tabiri caizse haklı olmak anlamına gelmiyor.

Bunları zaman içinde görüyoruz ve görmeye de devam edeceğiz ben inanıyorum. Sayın Bakan Özlü‘nün Düzce’ye tarihi bir dönüşüm yaşatacağına inanıyorum ve akli selim düşününler, ideolojik düşünmeyenler, farklı hesaplardan bakmayanlar bunu aynı düşünüyor.