5 Ekim Pazar günü yapılacak Cumhuriyet Halk Partisi Düzce Merkez İlçe Kongresi öncesinde adaylığını açıklayan Mesut Akyıldız, Öncü TV’nin ‘Güne Merhaba’ programında, Merkez İlçe Başkanı seçilmesi halinde birleştirici ve kucaklayıcı bir yönetim biçimi sergileyeceğini belirterek, “Düzce’de yönetimimle birlikte sıkmadığım el, ziyaret etmediğim ev kalmayacak. Sürekli sahada, halk ile iç içe olacağım.” dedi. Hedefinin Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi’ni halkla buluşturmak olduğunu kaydeden Akyıldız, Düzce’nin de sorunlarına değindi. Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’nün partili bir Belediye Başkanı olarak gördüğünü söyleyen Akyıldız, “Faruk Özlü 2 dönemdir Düzce’nin belediye başkanı. Altyapı sorunu, su sorunu ve trafik sorununun çözüldükten sonra Düzce’yi süslemek gerekir. Mesela bizim Asar Suyu’nun üzerine yapılan köprüler var. Bakın onlara harcanan parayla Düzce’nin altyapı sorunu çözülebilirdi.” dedi.
CHP Düzce Teşkilatlarında 5 Ekim Pazar günü yapılacak olan Merkez İlçe Başkanlığı kongresinin heyecanı devam ediyor. Kongre öncesinde adaylığını açıklayan iki partiliden biri olan Mesut Akyıldız, merkez ilçe başkanı seçilmesi halinde yapacağı çalışmaları Öncü Medya Haber Müdürü Canan Üstüner’in hazırlayıp sunduğu ‘Güne Merhaba’ programında anlattı. Öncü TV ekranları ve 100.2 Radyo Öncü ortak yayını ile geniş kitlelere ulaşan program ilgi ile izlenirken Akyıldız, Cumhuriyet Halk Partisi’nin asıl sahibinin taban, üyeler ve delegeler olduğunu dile getirdi.
“CHP’nin bir parçası olmaktan çok gurur duyuyorum”
Programda Üstüner’in sorularını yanıtlayan Akyıldız, neden 20 yıldır CHP mensubu olduğunu şöyle anlattı:
“Ben 20 yıldan uzun süredir CHP üyesiyim. Mustafa Kemal Atatürk ‘Benim 2 tane mirası vardır, Birisi Cumhuriyet Halk Partisidir, birisi de Türkiye Cumhuriyetidir.’ Bu mealde, CHP’nin Atatürk’ün kurduğu bir parti olması ile birlikte, sosyal demokratı savunması nedeniyle ben Cumhuriyet Halk Partili’yim. Eşitlikten yanayım, bütün insanların CHP çatısı altında çok güzel işler yapacağına inandığım için oradayım. CHP’nin Atatürk’ün ilkelerini savunduğu için ben oradayım. Çok önemli tüzüğü eşitlikten yanadır, tüzüğü özgürlüklerden yanadır. Programı kadın ve erkek eşitliğine yanadır. Bu yüzden de CHP’ye gönül verdim. Benim yönetim listemde 8 kadın ve 8 erkek vardır. Kurtuluş savaşından bugüne kadar kalmış tek partidir ve bakın bu çok önemli. Çıkar partisi değildir. Çıkar partisi olmamasını isteyenlerin buluştuğu bir partidir. Bende CHP’nin bir üyesi olmaktan çok gurur duyuyorum.”
“Kendi çalışma hayatımda da hep sahada oldum”
Siyasette saha çalışmalarının öneminde dikkat çeken Akyıldız, “Düzce’nin sosyopolitik yapısı diğer illerden çok farklı. Düzce özellikle 1999 depreminden sonra çok göç alan bir yer. Kozmopolit bir yapısı var Düzce’nin. Bu yüzden sürekli sahada olması gereken bir yer. Uzun yıllar, yönetimlere çok fazla girmedim. Neden girmedim? Ben CHP’nin her yerinde varım. Ancak geldiğimiz süreç, ülkenin şu anda bulunduğu durum, gerçekten çok kötü bir yere doğru gidiyoruz, karanlık bir yere doğru gidiyoruz. Benim mevcut Merkez İlçe Başkanım Sinan Doğan bey özveri ile çalıştı, ancak 2 yıl kadar dinlenme ihtiyacı duydu. Ailesine ve çocuklarına zaman ayırma ihtiyacı var. İlçe başkanlıkları gerçekten zamanı bol insanlar tarafından yapılacak. Kendisi, ‘Ben bir ara vereceğim’ dedi. Ben de bu nedenle yola çıktım. Benim zamanım ve vaktim var, ben bir de hareketli bir insanım. Kendi çalışma hayatımda da hep sahada olan bir insandım. Bu nedenle partimize faydalı olabileceğimi düşündüm. Partimize tüm üyeleri ve delegeleri kazandırabileceğimi düşündüm. 16 kişiyle bu parti idare edilemez. 16 kişiyle sadece sahada olsanız bile yetersiz. Bununda yolu delegeleri yönetime katmaktır. Eğer biz köydeki delegemize ulaşamazsak, mahallemizdeki delegemize ulaşamazsak, orada oluşan sorunları, onların ülke ile ilgili talepleri biz bilmezsek, iktidara geldiğimiz zaman bu sorunları nasıl çözeceğiz? Bütün raporları hazırlamamız gerekiyor” diye konuştu.
“Bu toplum, sorgulamayan bir topluma dönüştü son zamanlarda”
Liseye giden torunu ile aralarında geçen bir diyaloğu paylaşan Akyıldız, “Biz eleştiriyi gerçekten yapabilen çok iyi bir toplum değiliz. Neticede bu toplum, sorgulamayan bir topluma dönüştü son zamanlarda. Benim liseye giden bir torunum var. ‘Ben çok çalışmak zorundayım, çok iyi bir üniversite kazanmalıyım. Ondan sonra ben yurtdışına gideceğim’ dedi bana. ‘Belki bir daha dönmem’ dedi. Bakın bu çok acı bir şey. Ben de kendisine; ‘Yurtdışına gidip bir daha dönmem dersen, kul hakkı diye bir şey var, seni kim okutuyor’ diye sordum. Annem ve babam okutuyor’ dedi. Ben de ‘Hayır, seni 85 milyon Türk Milleti okutuyor, senin okuduğun bu okulu Türk Milleti yaptırıyor, seni okutan öğretmenlerin maaşını Türk Milleti ödüyor. Bu kul hakkını nasıl ödeyeceksin, nasıl ulaşacaksın bu 85 milyona?’ diye sordum. O zaman yurtdışına git, en güzelini oku, ama ülkene dönmek zorundasın. Ülkende çok kazanamayabilirsin, az kazanırsın ama sende gelecekteki öğrencilere katkıda bulunarak ödeyebilirsin. Bakın bunları çok ince düşünmek gerekiyor, yurtseverlik böyledir. Sadece ve sadece ‘ben CHP’liyim, ben sadece CHP’lilerle ilişki kuracağım’ derseniz hata olur burada. Tabii ki kitle partisi olduğumuz için, kendi çıkarlarını düşünen insanlarda oluyor içimizde. Bunları yaşadığımız kişiler var. Kendi kişisel menfaatleri için, kendi belediye başkanlarını ihbar eden insanlar var içimizde.” şeklinde konuştu.
“Akçakoca’da çok değerli bir belediye başkanımız var”
Üstüner’in “CHP Akçakoca İlçe Kongresi’ni eski İlçe Başkanı Tuğrul Abanoz kazandı ancak Belediye Başkanı Fikret Albayrak ile arasının serin olduğu biliniyor. Eğer merkez ilçe başkanı seçilirseniz bu konuya müdahil olur musunuz?’ sorusu üzerine Akyıldız, şunları söyledi:
“Tabii ki müdahilim olacak, ama nasıl bir müdahilim olacak? Kişilerin, kişisel yapılarına asla müdahale etmem. Ama siyasi olarak tabii ki de müdahale edeceğim, sonuçta birlikte çalışacağımız ilçe başkanları. Ben burada yapıcı bir rol üstlenmek isterim. Mutlaka bunun bir çözümü vardır. Orada bir siyasi bir mücadele yapılmıştır, ama bu siyasi mücadelenin sonunda bir kavganın çıkması, asla ve asla doğru değildir. Bu kavgayı engellemek için, orada otururuz ve arkadaşlarımızla görüşürüz. Bunların Akçakoca ve Düzce’deki arkadaşlarımızın menfaatleri doğrultusunda yapılması gereken şeylerdir. Asla ve asla kişisel düşünmemek gerekiyor. Ben bu yola çıkarken de kendi hiçbir menfaatim yok, halkın menfaatini düşünerek çıkıyorum. Biz yerel yöneticiler olarak mutlaka uyum içinde çalışmak zorundayız. Akçakoca’da da değerli bir belediye başkanı arkadaşımız var. Oradaki belediye başkanımız da, oradaki ilçe başkanımızla uyum içerisinde çalışmak mecburiyetindedir. Ben başkan oldum diye asla hiçbir şeye kendim karar vermem. Benim Akçakoca İlçe Başkanımın da aynı şekilde yapacağından eminim.”
“Merkez İlçe Başkanı olarak ofisimde oturmam”
Ülkede bir an önce erken seçime gidilmesi gerektiğini savunan Akyıldız, şu şekilde devam etti:
“Bence erken seçime gidilmeli, ülkemizin hali çok vahim, çok karanlık bir gelecek gözüküyor. Korkuyor muyuz? Hayır… Her karanlığın bir şafağı vardır. Onun için çok umutluyum. Yerele gelirsek, ben seçilirsem, önümüzdeki seçimlerle ilgili saha çalışmalarına başlayacağım. Merkez ilçe mutlaka her insana, her eve temas edip yapacaklarını anlatacaktır. Bu yapılırsa, başarı kendiliğinden gelecektir zaten. Ben ön seçim taraftarıyım, önümüzdeki seçimlerde de halkın oyları seçim sıralaması yapılmasını düşünenlerdenim. Ön seçimin daha özgür olduğunu düşünüyorum. Seçimleri kazanmak için ise, o partili bu partili demeden her eve kesinlikle ulaşmalıyız. Bu bize başarıyı getirecektir. Eleştirdiğim konulardan birisi, bizim yerel seçimlere 2 veya 3 ay kala başlıyoruz. Adayımızda o şekilde çalışıyor. Bakın Talih Bey, seçimlere 3 buçuk yıl varken çalışmalarına başladı, doğrusu da budur. Biz Merkez İlçe olarak da, ilçe yönetimleri olarak da ofisimizde oturmamalıyız, hep sahada olmalıyız tek tek bütün evlere ulaşmalıyız. Ben delegelerimizle birebir görüşüyorum. Benim en büyük hedeflerimden birisi, ben yönetimlerimle birlikte en az hafta bir defa toplantı yapıp, haftalık programlarımızı da o toplantıda yapıp, ona göre çalışmalıyız. Bunun da partiye büyük bir hareket getireceğini düşünüyorum. Partinin gerçek sahibi tabandır, üyelerimizdir ve delegelerimizdir. Bu delegeleri mutlaka mahalle – mahalle, köy – köy mutlaka ve mutlaka yönetim toplantılarına katılmalarını istiyorum. Bunu isterken de mesaj atarak değil, mutlaka ayaklarına giderek, arabaları yoksa araba tutarak, bizim partimizin bir toplantı salonu yok, biz bunu 20’şer 30’ar kişiyle yapabiliriz. Ben örneğin; Derdin Köyü’nün sorunlarını ofisimde oturarak bilemem. Buradaki sorunları bilecek olan benim delegemdir, üyelerimdir.”
“İnsanlarımızda sahayı istiyor”
Halkın siyasetçileri kendilerinin yanında görmek istediğini belirten Akyıldız, şu ifadelere yer verdi:
“Bakın bizim Genel Başkanımız Özgür Özel de hep sahada. Bunun yansımalarını biz görüyoruz. İnsanlar sahayı istiyorlar, istemekte de haklılar. Gerçekten çok karanlık günlerdeyiz, adaletin yok olduğu günlerdeyiz, hakkın ve hukukun olmadığı bir yerlerdeyiz. Eşitliğin, hiç olmadığı bir dönem yaşıyoruz. 22 yıldır bu yaşam, gittikçe kötüye gidiyor. Halk kendisini siyasi olarak temsil edenleri yanında görmek istiyor, çözüm önerilerini duymak istiyor. Çok okuyan bir toplum değiliz. Dolayısıyla haber alma konusunda sıkıntılarımız var. Bunun da bir yolu var, halka birebir gitmek. Mitinglerimizin en büyük özelliği bu ve bakın milyonlarca insan bizim mitinglerimize katılıyor. Genel Başkanımız gerçekten sokağa inerek gerçekten çok güzel işler yapıyor. Bu ülkenin kurtarıcısı halktır, bakın biz bir daha Mustafa Kemal Atatürk bulamayız. Bugün bizim yapacağımız tek şey, Mustafa Kemal Atatürk’ün bize miras bıraktığı Cumhuriyet Halk Partisi’ni onunu ilkeleri ile birlikte halka buluşturmaktır. “
“Asar Kemer Su Park’a harcanan parayla Düzce’nin altyapı sorunu çözülebilirdi”
Düzce’nin sorunlarına da değinen Akyıldız, “Faruk Özlü, neticede belediye başkanımızdır, saygı duyarım. Ben yerel yönetimlerde belediye başkanlarının seçildikten sonra parti rozetini çıkartıp, Düzce Belediye Başkanının, Düzce halkının olması gerektiğini düşünenlerdenim. Faruk Özlü’nün bende bıraktığı izlenim, sadece AK Parti’nin başkanı olduğu, ben böyle görüyorum. Bakın Düzce’de altyapı sorunları var. Faruk Özlü 2 dönemdir Düzce’nin belediye başkanı. Altyapı sorunu, su sorunu ve trafik sorununun çözüldükten sonra Düzce’yi süslemek gerekir. Mesela bizim Asar Suyu’nun üzerine yapılan köprüler var. Yapılacaktı, ama zamanı değildi. Bakın onlara harcanan parayla Düzce’nin altyapı sorunu çözülebilirdir. Tabii onlarda yapılsın, ben buna karşı çıkmıyorum. Sıralamada bir yanlışlık var. Bakın Düzce Belediyesi’nin borçları var. Altyapı sorunu çözülmemiş, içme suyu sorunumuz var, ara sokaklara girdiğiniz zaman gerçekten çok kötü durumda peki, bu borç neden yapıldı? Bizim Adliye’ye giden yolu kapatıp da, trafik sorununu çözeceğim’ diyen zihniyetten ne bekleyebilirsiniz. Şehrin merkezinden otobana bir giriş olabilir mi?” açıklamalarında bulundu.