Program, Anadolu Ajansı Haber Akademisi Müdürü Cihangir İşbilir ve Kanal 7 Dış Haberler Müdürü Taha Dağlı’nın video konferansı ile başladı. Filistin meselesinin sadece Filistin ve İsrail’i ilgilendiren bir sorun olmadığını belirten Cihangir İşbilir, bu sorunun Ortadoğu barışının kilidi ve anahtarı, küresel barışın düğüm noktası olduğunu vurguladı. Uluslararası sistemin adaletli bir çözüm ve yaptırım uygulamadığı için mevcut sorunun daha da kronikleştiğine dikkat çeken İşbilir, bu durumun İsrail’i cesaretlendirdiğini ifade etti. Taha Dağlı ise sözlerine tüm Müslümanları ilgilendiren bir konuya dikkat çektiği için Düzce Üniversitesi’ne teşekkür ederek başladı. Mescid-i Aksa’ya Ramazan ayında başlatılan saldırılar ile İsrail Başbakanı Netanyahu’nun iç siyasette güçlenmeyi amaçladığına işaret eden Taha Dağlı, bu saldırılara iki milyar Müslümanın değil, sadece Filistinlilerin reaksiyon gösterdiğini ve İsrail’de paniğe yol açtığını belirterek Filistinlilerin direncinin ciddi bir ivme kazandığını sözlerine ekledi. Video konferans bölümünün ardından moderatörlüğünü Düzce Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Zafer Akbaş’ın üstlendiği panele geçildi. Panelin ilk konuşmacısı Düzce Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Karagöz, “Hz. Peygamberin Yahudilerle İlişkisi ve Kur’an-ı Kerim’de Yahudilerin Bildirilen Nitelikleri” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Yahudiliği Hz. Musa’nın tebliğ ettiği hak dinden uzaklaşan ve temelinde ırkçılık bulunan bir din olarak nitelendiren Prof. Dr. İsmail Karagöz, Yahudilerin kendilerini Allah’ın seçilmiş milleti olduklarına ve Allah ile aralarında özel bir ahit yapıldığına inandıklarını ifade etti. Yahudilere göre Arz-ı Mevut’un, büyük İsrail devletinin Nil’den Fırat’a bütün Mezopotamya sahip olmak istedikleri topraklar olduğunu dile getiren Karagöz, sunumuna Kur’an-ı Kerim’de Yahudilerin bildirilen nitelikleri ile devam etti. Bugün İsrail’in Filistin’e zulmünün ilahi cezaya maruz kalacağı anlamına geldiğini belirten Prof. Dr. İsmail Karagöz, panelde emeği geçenlere teşekkür ederek sözlerini sonlandırdı. Panelin diğer konuşmacısı Düzce Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Zafer Akbaş, “Ortadoğu Jeopolitiğinde Güvenlik Söylemi ile Güvensizlik İnşa Edici Aktör Olarak İsrail ve Bölgesel İstikrarsızlık” başlıklı sunumunu katılımcılarla paylaştı. İsrail’in güvenlik anlayışını “üstün olma” fikri üzerine bina ettiğini söyleyen Prof. Dr. Zafer Akbaş, bu anlayışın bir uzantısı olarak da bölgesel yayılmacı politika izlediğini dile getirdi. İsrail devletinin işgal ve zulüm politikasını adeta istikrarlı hale getirdiğini ifade eden Prof. Dr. Akbaş, bu bağlamda İsrail’in Filistin’i açık bir hapishaneye dönüştürdüğünün altını çizdi. Panelin bir diğer konuşmacısı Düzce Üniversitesi Akçakoca Bey Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Celil Bozkurt “Siyonistlerin Osmanlı Döneminde Filistin Politikası” başlıklı konuşmasında, Yahudilerle başarılı bir mücadelenin bilimsel çalışmalardan geçtiğine vurgu yaptı. Siyonizm’i, dinsel fenomenlerden beslenen, kendi dışındakilerini köleler olarak gören bir emperyalist Yahudi ırkçılığı olarak tanımlayan Doç. Dr. Celil Bozkurt, İsrail’in; homojen bir Yahudi devleti olma, uydu devletlerden oluşan güvenlik duvarı ve siyasi ilişkiler kurabileceği devletler oluşturmak üzere üç kademeli planı olduğunu katılımcılarla paylaştı. Panelin son konuşmacısı Düzce Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Hüsrev Çelik ise “Filistinlilere Yönelik İsrail Şiddeti” konulu bir sunum gerçekleştirdi. 100 yıl boyunca dünyada birçok önemli değişim yaşandığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Hüsrev Çelik, değişmeyen birkaç olgudan birinin de İsrail’in uyguladığı şiddet olduğunu sözlerine ekledi. İsrail’in gerçekleştirdiği katliamlar ve işgallerden dikkat çekici örnekler veren Çelik, işgal edilen yerlerde yasa dışı yeni yerleşim yerleri kurulduğunu ve şiddetin sürekli hale geldiğini söyleyerek konuşmasını noktaladı.