Aylardır dünyayı yönetmek adına kurulan ve sonrasında yıkılan ve arkasından tekrar kurulan masaları ya da masalları seyrediyoruz ya da dinliyoruz; üstelik nefes almadan, garip olanı ise anlamsız bir şekilde ve pür dikkat kesilerek.
Ne bekliyor isek!
Ciddiyetini göremediğimiz bu masalarda, laf salatalığı, patavatsız davranışlar had safhada iken, gün geçmiyor ki içi boş lakırdılar, safsatalar duymayalım.
Evet, goygoyculuğun ardı arkası kesilmiyor, kör ve topal dünyaya hakim olmaya çalışan bu güç dengeleri, kendi durumlarına bakmadan, müziğin sesini sonuna kadar açarak, bir yandan da bu müziğe ritimsiz ritim tutarak goygoyculuğa devam etmekte ve bunun sonucunda istediklerini alacaklarını zannetmektedirler.
Masada oturan bu güç sahiplerinin hiç biri düşüncelerini ve niyetlerini olduğu gibi açıkça ifade etmemekte, mertçe kendisini ortaya koymamakta, hedefleri açısından atmaları gereken adımları, vermeleri gereken mesajları vermemekte her seferinde goygoyculuk yaparak üstü kapalı bir şekilde bu mesaj verme işini yapmaktadırlar.
Bir yandan gürültü ve patırtı çıkartarak toplumların dikkatlerini ve enerjilerini, yine toplumun faydasına olmayan farklı yönlere çevirirler iken, bir yandan da laf kalabalığı ile kafaları karıştırarak bu toplumların düşünme ve bu düşünceye dayalı hareket kabiliyetlerini kaybetmelerini sağlamaktadırlar.
Kısacası, kocaman bir sıfır.
Tüm bunları yaparlar iken, bir yandan da hedeflerine ulaşmak için sinsice adımlar atmakta, kahpece eylemlere girişmekte ve sonuca taşıyacak her fırsatı insanlık onurunu ayaklar altına alacak bir davranış içerisinde değerlendirerek yol tutmaktadırlar.
Aynı zamanda, bu zulüm üzere yol tutuşlarını da bir kişilik ve karakter abidesi olarak gözlerimizin içine sokarak sergilemektedirler.
Hedefe ulaştıracak her yolu ama her yolu mubah olarak görmekteler, üstelik hiç bir sınır tanımadan.
Bunun için de her geçen gün insanlık, akıl dimağını zorlayan hadiselerle karşı karşıya kalmakta ve yine her geçen gün yeni bir “hadi ya”, “ bu da nerden çıktı” dediğimiz bir olayın oluşunu özümsemeye ve onun oluşturmuş olduğu hasarı ortadan kaldırmaya çalışmaktayız.
Öyle görünüyor ki bu gerçeklik, bu kahpelik epey daha insanlık sahnesinde duracak ve bizler önümüze konan bu goygoyculuğu seyredecek ve kafa ütülemekten başka bir durumu olmayan, bu müziğe eşlik edecek, ritim tutacak ve belki de en sonunda bu goygoycuların yere açmış oldukları sergiye, arzuladıkları beklentilerini karşılayacak isteklerini atmış olacağız.
Gelin bu goygoya ve goygoyculara mahkum olmayalım, kurulan bu sahnenin önüne geçerek ne idiğü belli olmayan, bu müziğe ritim tutmayalım.
İnsan vicdanına ve onuruna seslenmeyen, sadece ve sadece kafa ütüleyen bu söz dizlerine, hangi ses makamında ya da söz makamında olursa olsun mahkum olmayalım, en azından mahkum olduğumuz hissini ne kendimize ne de insanoğluna vermeyelim.
Gelin bu sözlerin üzerinde bir söz dizisi olan ve içerisindeki ahengi her şartta insana iç huzuru veren, özgürlüğü ve selam yurdunu bizlere vaat eden Rabbimizin sahnesine koşarak onun sahnesinde kendimize yer tutalım.
Bizler özgür bireyleriz diye, haykıralım.
Evet, karşısında değil yanında yer tutalım.
Sürekli isteyen değil sürekli veren el tarafında yer tutalım.
Kendisi kör ve topal olanların safında değil, kendisi de acziyet içerisinde olan nefsine ve ihtiraslarına mahkum olan insanların peşinden koşmayı bırakarak, özgür ve hür bireyler olarak Rabbimizin peşinde koşarak, salat üzere yol tutalım.
Yüreğimizin ve vicdanımızın peşinden koşalım, bu duyguların şaşırması mümkün değildir.
Gelin, özgür bir birey olarak yeryüzüne geldiğimizi hatırlayalım.
Gelin, kaybetmiş olduğumuz bu özgürlüğü tekrar geri almak için bir kuş olup doğduğumuz yere doğru özgürce uçalım.
Ancak bunu yapar isek, özgür bireyler olarak, özgür toplumları oluşturabiliriz.
Yine ve yeniden bu uçuşu yapar isek, işte o zaman özgür dünyayı oluşturabiliriz.
Ama her şeyden önce özgür bir birey olmayı ve onun gereklerini yerine getirmeye çalışalım.
Bu gerçekten bizim için kolay, sadece ve sadece bunu yapabilmek için fıtratımızın sesini dinleyerek yola çıkalım, özgürce uçmaya başlayalım.
Bu uçuş ile birlikte Rabbimiz, kendisini bizlere gösterecektir, bizlerin elinden tutacaktır ama mutlaka tutacaktır.
T.K. @ kul6303839