İstanbul İl Millî Eğitim Müdür Yardımcısı iken Düzce’ye atanan Gülşen Özer, yerel basını Öğretmenevi’nde misafir etti.
Biz de Öncü Medya Ailesi olarak davete icabet ettik.
İstanbul gibi mega bir kentte eğitim alanında edindiği bilgi, birikim ve tecrübeleriyle Sayın Gülşen Özer’in şehre önemli katkılar sunacağına yönelik umutlar büyük…
Düzce’nin ilk kadın İl Milli Eğitim Müdürü olduğunu da hatırlatmakta fayda var.
Henüz nezaket ziyaretlerini kabul ettiği ilk günlerinde basınla tanışmak istemesi ve bunun için bir kahvaltı organizasyonu düzenlemesi, önceki müdürlerin aksine yerel dinamiklerle uyumlu çalışmaya özen göstereceğinin sinyali oldu.
Malum Düzce’nin milli eğitim müdürleri açısından şansı pek parlak değil. Hizmetten çok Türkiye gündemine oturan tuhaf açıklamalar, iki okul ziyaretinden öte gidemeyen yönetim anlayışı ve çözülemeyen sorunlarla adından söz ettiren yakın geçmişteki müdürler her zaman basın mensupları ile mesafeli olmayı tercih etti.
Her yeni eğitim-öğretim sürecinde taşımalı sistemden yemeklere, okullardaki ihtiyaçlardan servis sorununa kadar birçok konuda yükselen tepki sesleri eğitimdeki en önemli beklenti olan başarı sıralamasını bile unutturur oldu.
Artık eskiye takılı kalmanın anlamı yok, yeni bir isim ve yeni bir solukla Düzce eğitiminde sorunların asgariye düşmesi bekleniyor.
İl Müdürü Özer’in kahvaltıdaki konuşmasında, basından eğitimden gelen her şikayet, ihbar ya da sorunla ilgili kendilerinden bilgi almasını istemesi ve bunun altını birkaç kez çizmesi kendisinden önceki müdürlerle yaşanan iletişim kazalarından haberdar bir şekilde mikrofonu eline aldığını gösterdi.
Gazetecilerle diyalog köprüsünün sağlam olmasının bir idareci açısından önemine zaten Gülşen Hanım çok vakıf…
Eşinin de gazeteci olmasından edindiği deneyimle ‘Tüm çalışmalarımızda basınla yol almak istiyoruz.” vurgusu yaptı.
Biz de yeni İl Milli Eğitim Müdürü Gülşen Hanım’dan olmazsa olmaz unsurlar olan tüm öğrencilerin sağlıklı fiziki yapılarda, güvenli ulaşım ve sağlıklı yemek - kantin hizmeti almasının yanı sıra sanatsal, kültürel ve sportif gelişimlerini destekleyecek projelere daha fazla yer açılmasına olanak sağlamasını bekliyoruz. Kahvaltı organizasyonunda da dile getirdiğim gibi Düzce’ye yakışan bir Öğretmenevi’nin inşa edilmesi de prestij açısından önem taşıyor.
Yine yıllar içerisinde ‘marka’ olarak görülen ve velilerin çocuklarını yazdırmak için adeta yarıştığı belli başlı okulların değil tüm okulların tercih sebebi olmasının sağlanması gerekiyor. Sadece sınav sonuçları odaklı ilerleyen ‘Başarılı’ – ‘Başarısız’ okul ayrımının kurulacak güçlü eğitim sistemi ile mazi olması da Düzce’nin eğitim geleceği yönünden önemli bir ayrıntı olarak öne çıkıyor.
Bu ve daha sayamadığım tüm sıkıntı, beklenti ve taleplere kısa süre hakim olacağına inandığım Sayın Gülşen Özer’in sorun çözme kabiliyetini de yakın zamanda takdir edeceğimizi umuyorum…