Düzce’de yaşanan 5.9 şiddetindeki depremin ardından Gümüşova ilçesinde yaşayan Gül ailesi, depremde kaldığı ev hasar gören yatağa bağımlı babalarının geçici ikametini sağlamak için, kendi arsalarının üzerine prefabrike ev koydu.

Prefabrik evi fark eden Belediye Başkanı Muharrem Tozan İmar İşleri Müdürü ve zabıta ekiplerini arayarak, kaçak olduğu gerekçesi ile konteynırın arsa üzerinden kaldırılması konusunda Gül ailesinin ferdi olan Ahmet Gül ile iletişime geçmelerini istedi. Gümüşova İmar İşleri Müdürü ve zabıta ekipleri de bu talimat üzerine Ahmet Gül’ü arayarak durumu anlattı.

Bunun üzerine Ahmet Gül, vinç yardımıyla prefabrik evi, başka bir yere nakletti. 24 saat bile arsa üzerinde durmamasına rağmen prefabrik evle ilgili belediye ekipleri tarafından Ahmet Gül’e 10 bin TL civarında para cezası kesildi.

Konu ile ilgili Öncü Haber mikrofonuna açıklamalarda bulunan Ahmet Gül, bölgede çok sayıda ruhsatsız konteyner bulunduğunu, ancak Gümüşova Belediyesi’nin deprem nedeniyle koydukları prefabrik yapıyı kaldırarak sadece kendilerine ceza kestiğini öne sürdü.

“Bu olay trajikomik bir olay”

Gül yaptığı açıklamada, “Bu olay Muz Cumhuriyeti’nde olabilecek trajikomik bir olay. Olağanüstü bir durum yaşıyoruz yani burada. Burası da afet bölgesi ilan edilmiş bir yer. Biz insani vasıfları dikkate alarak, kendi kardeşim Fatih Gül, babamın isteği ile konteyner koyuyor. Koyulduğu gün beni ilgili belediyenin imar sorumlusu, zabıta sorumlusu arıyor. ‘Konteyner oraya konulmuş, inşaat yapıyormuşsunuz, bunu derhal kaldırın’ dediler. Ben de kendilerine inşaat yapılmadığını, depremden dolayı hasta ve yaşlı babamızın geçici ikametgahını burada sağlamak için konteyner yerleştirdiğimizi söyledim. ‘Hayır, kesinlikle olmaz’ dediler. Ben de kendilerini şunu söyledim; ‘Peki etraftaki konteynerler neden rahatsız etmiyor sizi, onlar neden?’ Ses çıkartamadılar. Çünkü burası görüntüyü bozuyormuş. Şu an Gümüşova mücavir alan içerisinde, belediye sınırları içerisinde onlarca konteyner var, insanların müstakil ihtiyaçlarından dolayı koydukları. Yani siz 93 yaşındaki hasta bir insanın, yatalak olan bir insanın bu durumunu dikkate alsanız, ne olur yani? Peki, bu durumda bunu dikkate almayarak, böyle bir girişimde bulunmanız yasal mı? Yani hangi kanuna dayanarak, hangi gerekçe ile yapıyorsunuz? Devletin makamlarını kötüye kullanmalarında ben art niyet ararım yani. Bazı şeyleri kişiselleştirerek insanlara zarar vermek doğru bir şey mi, ceza yazmak doğru bir şey mi? Nerede yaşıyoruz? Burası hukuk devleti, demokratik bir devlet. Siz nasıl bu hukuksuzluğa göz yumuyorsunuz?” diye konuştu.

“Bu nasıl bir nefret?”

“Muharrem Tozan’ın bana karşı bir husumetinin olduğunu öğrendim.” diyerek konuşmasına devam eden Gül, şunları söyledi:

“Bize, belediye babamızın durumunu bildirmemize rağmen hiçbir anlayış göstermedi. Şöyle; ben dedim ki, madem bu görüntüyü bozuyorsa, bu konteyneri başka bir yere nakledelim. Onu da kabul etmediler. Bu sefer, burasının mülki amiri olan kaymakam beye çıktık. Ben kaymakamımızın yanına bizzat gittim ve bu durumumuzu izah ettim. Hatta yanında Elazığ AFAD İl Müdürü de vardı. ‘Biz bu depremden dolayı, insani nedenlerden dolayı, kendi imkanlarımızla, devletimize yük olmadan konteyner koymak istiyoruz, kendi arsamıza. Devletimizden de elektrik doğalgaz bağlamasını istiyoruz.’ dedim. Bir de belediyenin müsaade etmediğini, kaldıracaklarını söyledim. Öyle bir şey yapamayacaklarını, kaldıracakları zaman da suç duyurusunda bulunmamızı söyledi. Hatta elektrik ve suyunu bağlamazlarsa, kendisinin İl Özel İdaresi vasıtası ile bağlatacağını ve babamızın geçici ikametgahını burada sağlayacağını ifade etti. Bunun akabinde yine biz bunların yapılması için yazılı dilekçe verdik. Yazılı dilekçeler, yazılı olarak kaymakamlıkta. Bunu belediyenin ilgili kişilerine söylediğimiz halde, bunları hiç dikkate almayarak, yani devletin kaymakamını hiç dikkate almayarak, nasıl bir kin ve nefretse, aynı gün içerisinde, konteynerin koyulmasından 24 saat geçmeden, encümenlerini toplayarak, meclisi toplayarak nasıl bir karar aldırıyor ve gelip buraya zabıta vasıtası ile nasıl ceza yazdırıyor? Benim kişilere değil, devletin makamlarına saygım var. Benim kişilerle ilgili de hiçbir sorunum yok.” 

“Bana tebliğ edilmesinin ardından konteyneri kaldırdım, ama yine de bana ceza kestiler”

Babası için kendi arsalarının üzerine koydukları konteynerin kaldırılmasının Gümüşova Belediye Başkanı Muharrem Tozan’ın kendi talimatı olduğunu öne süren Gül, şu şekilde devam etti:

“Ceza bana şu anda sözlü tebliğ edildi. Pazartesi günü bana ulaşacağı söylendi 10 bin TL’ye yakın bir cezanın. Nedir bu ceza? İşte imar kanuna aykırılık. Ben burada inşaat yapmadım ki, ben burada kaçak gecekondu yapmadım ki. Benim boş arsama, kardeşim gelip babamın geçici ikametgahını sağlamak amacıyla bir konteyner satın alıp koymuş. Ben de bunların seviyesine inmemek için görevimi yaptım, bana dedikleri şekilde konteyneri kaldırdık. Arkadan, tekrar muamele devam ediyor. Yani 24 saat geçmeden biz bu konteyneri buradan kaldırdık, ama yine de ceza kestiler. Belediyenin görevlileri, beni arayanlar, belediye başkanının özel talimatı olduğunu söylediler. Benim belediye başkanıyla bu zamana kadar ne bir yerde görüşmüşlüğüm var ne de başka bir şey var. Hani, arada sırada toplum içinde bir araya geldiğimiz olmuştur. Ama ben bunun özellikle neden bana yapıldığını çözemiyorum. Veya başka bir şey varsa bunu bana izah etsinler. Bu nasıl bir durumdur?”

“Deprem nedeniyle babam için buraya geçici olarak bir konteyner koyuyorum”

Deprem gibi özel bir sebepten ötürü hasta babası için konteyneri geçici olarak kendi arsalarının üzerine kurduklarını kaydeden Gül, “Bu çok komik bir olay. Bakın ben böyle bir olay başıma geldiği için hakikaten şaşırıyorum. Buradan ben şunu anlıyorum; bana birilerinin husumeti var. Yani bunu başka türlü izah edemiyorum. Yani bir günde git encümeni çağır, meclisi topla, olağanüstü hal ilan edip, yani yangından mal kaçırır gibi bu fırsatı değerlendirelim gibi bunu ortaya koyuyorsun, geliyorsun buradan konteyner kaldırıldığı halde ceza kesiyorsun. Bu afet zamanı, bu deprem zamanı keyfi olarak ben bir ticaret mi yapıyorum, bir şey mi yapıyorum? Ben buraya geçici olarak bir prefabrik koyuyorum. Yani benim kızımın evi de oturulmayacak durumda, Düzce’nin merkezinde. O da orada burada kalıyor, belki arada bir o gelir. Bana bir süre verilseydi, mesela 3 ay bu burada kalabilir denilseydi, ben imzalardım. Ama bu kin ve nefret nedir, yani neyi paylaşamıyoruz?” şeklinde konuştu. 01:29

“Bölgede birçok ucube konteyner var”

Gümüşova Belediyesi mücavir alanı içerisinde görüntü kirliliği oluşturan birçok konteyner olduğunu sözlerine ekleyen Gül,  00:00 (video 5) “Biz devletimizin çeşitli kademelerinde hizmet verip buralara geldik. Bize bu reva mı yani? Belki normal bir vatandaş olsak bunu yapmayacaklar. Çünkü yapmadıklarını etrafta gördüm. Bizim konteyner yapmak istediğimiz yerin etrafında birçok ucube prefabrik var, çeşitli amaçlarla konulmuş. Yani gerekçe nedir? İmar kanununa aykırılık mı? Burada hani yapılan ne var? Babam şu anda kardeşimin evinde kalıyordu. Evi depremde hasar gördü, yani merdivenler falan ayrık. Bir de üst katta oturuyorlar, sedye ile götürmek zorunda kalıyoruz. Babam şu anda hala daha bu konteyneri bekliyor. Ben devletimizden şunu istiyorum; bu yapılanlara dur denilsin, bu haksızlıkların önüne geçilsin ve babamın bu insani durumu yerine getirilsin. Allah korusun babam birkaç gün sonra vefat etse, bunun vebali kimin olacak? Yani halüsinasyon görmeye başladı, depremden dolayı. Daha sabahleyin sallandık.” açıklamalarında bulundu.

Tozan: İspat etsin Belediye Başkanlığı görevinden istifa edeceğim

Öncü Haber Merkezi, Ahmet Gül’ün açıklamalarının ardından Gümüşova Belediye Başkanı Muharrem Tozan ile iletişime geçti. Ahmet Gül’ün, ‘Bölgede birçok ucube konteyner bulunmasına rağmen bizim prefabriğimize ceza kesildi.’ iddiasına Tozan, “İspat etsin görevimden istifa edeceğim.” açıklaması yaptı.

Başkan Tozan, “Babası 90 yaşında bir amcamız. Evi de 2 katlı, depremde korkuyor. Hasar da yok evde. Ağır hasarlı olmayan herkes evine çıkacak biliyorsunuz ki. Ağır hasarlı binaların olmadığı hiçbir yere de konteyner verilmeyecek. Bir yere de konteyner verilecekse kaymakamlık kriz masası, AFAD aracılığı ile verilecek. Şimdi o fotoğrafları neden çek diyorum. Bu orduda albaylık yapmış, durumunu öğrenmek için çek. Ondan sonra bir de konteyner koymak istediği yeri ben kaldırttım, ama koymak istediği yeri de çek. 6 aydan beri oraya ofis kurup, emlakçılık yapmaya çalışıyor. Bu arada oraya konteyneri koyup babasını alet edip, dilekçe de verdiler. O dilekçeyle de cevap vereceğim ben. Babasını mağduriyetini dile getirerek iş yapıyor. Zaten babasını durumunu dile getirerek yaptığı zaman, AFAD direkt konteyner koyuyor. Zaten mutlaka çekmişsinizdir, haberlerde. Evinin bahçesine koyuyor. Evin bahçesi nerede, koymak istedikleri yer nerede? Evde hasar varsa oğlu yanına alsın. 90 yaşında baba dışarıda bırakılır mı? 6 aydan beri oraya ofis kurmaya çalışıyor, biliyorsun konteynerler ruhsata tabii. Bu abi ruhsat almaya çalışmıyor. Albaylık adı altında derebeylik kurmaya çalışıyor. Problem yok. İster Öncü TV’de çıksın ister, ulusal da çıksın. Benim abdestte sıkıntı yok.”

Gül: ‘Başka konteyner varsa istifa ederim’ demiş… Her şey ispatlı… Derhal istifa etsin”

Başkan Tozan’ın bu açıklamalarına ise Ahmet Gül, şu cevabı verdi:

“Sözlü ve yazılı olarak bunu ispat etsin, ben her türlü kötü durumlara hazırım. İspat etsin ben kendisinden özür dilerim de ya da kendimi boğaz köprüsünden atarım. Böyle bir şeyi ispat etsin, bunu sadece bahane ederek kıvırmaya çalışıyor. Sokak ağzıyla konuşmasın, makamına saygılı olsun. Böyle bir iftirayla bu işi çözebileceğini mi sanıyor? Benim burada kendi ofisim ve evim var zaten. Ben neden böyle saçma bir şey yapayım? Uzaktan, yakından ilgim olmayan bir konu için bana nasıl böyle bir iftira atabilir? Beni böyle karaladığı ve iftira attığı için ben kendisine tazminat davası da açacağım. Bir de şunu söylemiş. Gümüşova mücavir alan içerisinde herhangi bir ruhsatsız konteyner var ise istifa edeceğim demiş. Derhal istifa sebebidir. Ada parsellerini hepsini verdim. Ada parsellerindeki hepsinin bana ruhsatlarını şimdi değil daha önce alınmış ruhsatların tarih ve sayıları ile beraber gelsin göstersin. Gösteremezse istifa etsin. Diyelim ki ruhsat verdi. Ben Afrika Cumhuriyeti’nin vatandaşı mıyım? Babama gelene de ruhsat ver. Bak bu ruhsatlı bunda da dilekçe verin ruhsat alın diye söylendi mi? Hayır. Niye? Burada bir fırsatçılık var. Burada bir art niyet var.”

HABER: Savaş ARI