17 Ağustos ve 12 Kasım Depremlerinde ağır hasar alan, yüzlerce vatandaşın hayatını kaybettiği ve binlerce vatandaşın ise yaralandığı Düzce, 22 yıldır aynı acıları yaşıyor. 12 Kasım depreminin 22. Yıl dönümünde deprem felaketinde hayatlarını kaybedenler, evi yıkılan ve hayalleri en kaz altında kalan Düzceliler’in yaraları hala tap taze duruyor.

12 Kasım Düzce depremi ile ilgili Türkiye Millet Meclisinde söz alan AK Parti Düzce Milletvekili Fahri Çakır, 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinde Düzce’nin yerle bir olduğunu hatırlatarak, Düzce’nin il olma sürecine değindi. Depremin ardından 52. Hükümet tarafından il ilan edilen Düzce’nin Bolu’dan ayrılmasının ardından yapılan alet, makine, araç paylaşımında Bolulu yöneticilerin büyük bir acı yaşayan Düzce’ye fazla bir şans tanımadığını kaydetti.

“DÜZCE İKİ DEPREMİ DE İLİKLERİNE KADAR HİSSETTİ…”

Sözlerine, 12 Kasım Düzce Depreminde hayatını kaybedenlere rahmet dileyerek başlayan Çakır, “Düzce depremi 1999 yılının 12 Kasım’ında gerçekleşti. Bilindiği gibi; birinci depremden Düzce, Sakarya, Yalova, Çınarcık, Gölcük yani 17 Ağustos depreminden etkilenmişti. 12 Kasım 1999 depremi ise Düzce’de son derece yıkıma neden olmuş büyük felaketlerden bir tanesiydi. Tabii iki depremi iliklerine kadar hisseden bir Düzce’den bahsediyoruz. Bu deprem felaketinde, yaklaşık bin civarında vatandaşımız bu depremde hayatını kaybetti, binlerce kişi ise yaralandı. Bu depremde Düzce’mizin yüzde 85’i yıkıldı. Birinci depremin alanı çok geniş olduğu için, o yüzden Düzce pek gündemde kalamadı. Belki de o depremde şöyle bir şansı vardı Düzce’nin; tabii birinci depremin ardından birçok sayıda Düzceli, prefabrik konutlara ve çadırlara çıkmıştı. Akşam 18:57’de olan 12 Kasım depremi, belki de çok daha fazla insanı yapılarda yakalasaydı, vefat sayısı çok daha fazla olabilirdi” dedi.  

“SAĞLAM YAPILAR İNŞA EDERSEK ENKAZ ALTINDA KALMAYIZ”

Deprem felaketlerinin etkilerini en aza çekebilmek için sağlam binalar yapılması gerektiğine vurgu yapan Çakır, “Tabii deprem, doğal bir felaket. Hiç şüphesiz, depremi engellemek mümkün değil, yıkımı yüksek. Başkaca da doğal felaketleri, ülkemizde yaşıyoruz, bundan sonra da yaşayacağız. Allah’ın takdiridir, hiç şüphesiz. Ama insanlara düşen bazı şeyler vardır; tabii ki, depremi önlemek mümkün değil, ama depremin etkilerini azaltmak insan olarak bizim üzerimize düşen görevlerdir. Bunların tabii ki en önemlisi, yapılaşmaya alakalı kısımdır hiç şüphesiz. Yapılan yapılarla ilgili teknolojisine uygun, zemini fevkalade seçilmiş, sağlam yapılar olsa elbette ki bu felaketler olsa da, en azından bu yapıların ve bu binaların altında kalmayız” diye konuştu.

“Düzce’nin il olmasının ardından, Bolu alet edevat paylaşımında Düzce’ye pek şans tanımadı”

Düzce’nin il olmasının ardından, Bolu ile yapılan, alet, makine, araç paylaşımında Bolulu yöneticilerin Düzce’ye pek şans tanımadığını kaydeden Çakır, “1999 senesinin 12 Kasım ayında meydana gelen deprem ve aynı zamana denk gelen 52. Hükümetin girişimleri ile Düzce Bolu’ya bağlı bir ilçeyken il olma şerefine nail olmuştur. Dolayısıyla, il olmanın şerefini yaşayamadan, 2 depremi de iliklerine kadar yaşayarak son derece hüzünlü bir Kasım ayını geçirdiğimizi söyleyebilirim. Tabii depremin birincisi, Gölyaka ilçemizden başlayıp, Çınarcık’a kadar devam eden, ikinci Düzce depremi de yine aynı fay hattı üzerinde başlayıp, bu sefer doğuya doğru kırılan, Bolu Dağı’na geldiği zaman duran bir depremden söz ediyoruz. Özellikle bu iki büyük deprem, son derece travmalara, büyük yıkımlara neden olmuş. Değerli arkadaşlar tabii ki, il olmayla alakalı bir notu da kayıtlara geçirilmesini istiyorum. O zaman Bolu’dan ayrıldık; tabii Bolu’ya bağlı bir Düzce, deprem felaketi başımıza geldi, kardeş payı yapıyoruz Bolu ile birlikte, bütün alet edevatları kardeş payı yapıyoruz, ama tırnak içinde söylüyorum o zaman ki Bolulu yöneticilere; dolayısıyla o ekipman ve araç gereç taksimatında güzelleri sayısı itibari ile işe yarayanı Bolu’da, işe yaramayanı felaketin başımızdan geçtiği bir dönemde Düzce’ye geldi. Bunun da özellikle kayıtlara geçmesini arzu ettim” şeklinde konuştu.  

“AK PARTİ DÖNEMİNDE ÇIKARTILAN TEŞVİK YASASI İLE DÜZCE UÇTU”

Depremin ardından iktidara gelen AK Parti Hükümeti’nin çıkarttığı teşvik yasası ile birlikte Düzce’nin hızla toparlandığını belirten Çakır, “Tabii ki bu büyük felaketlerin ardından toparlanmak kolay olmuyor. Maddi ve manevi travması var. AK Parti döneminde çıkan teşvik yasası gerçekten tabiri caiz ise Düzce’yi uçurdu. Yer ile yeksan olmuş Düzce, teşvik yasası ile birlikte ciddi anlamda yatırımcı aldı. Şu an itibari ile 5 tane OSB Bölgesini Düzce’ye kurduk. Bu OSB’lerde ciddi anlamda istihdam sağlayarak, Düzce’nin 2 büyük deprem felaketinde kaybettiği maddi yoksulluğu önlemiş olduk” açıklamalarında bulundu.

HABER: Savaş ARI