17 Ağustos Depremi’nin 18. Yıldönümü nedeniyle Öncü Ana Haber’in telefon ile bağlantısı ile canlı yayın konuğu olan Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş, ‘’Depremi unutmamamız lazım ama bir taraftan da unutmamız lazım aslında. Çünkü bu deprem psikolojisiyle yaşamak da pek mümkün değil.’’ ifadelerini kullandı.

En ağır depreme dahi dayanıklı olacak şekilde imar planımızı değiştirdik
Keleş, Düzce’de aradan geçen 18 yılda neler değiştiğini, şehirleşme noktasında hangi aşamaya gelindiğine ilişkin soru üzerine “biz depremlerden sonra, ilk yaptığımız imar planında öncelikle Düzce’nin daha dayanıklı binalara kavuşması için imar planında çok büyük değişiklikler ortaya çıkardık. Ve Düzce’de yaşanacak en ağır depreme dahi dayanıklı olacak şekilde imar planımızı değiştirdik. Bütün plan notlarımızı gözden geçirdik. Tabi bunu çok sıkı kontrol ediyoruz. İmar yönetmelikleri, imar kanunları değişti. Akabinde ekstra bir sürü tedbir alındı.” ifadelerini kullandı.

Depreme hazırlık noktasında eskisi gibi değiliz
Depreme hazırlık anlamında tedbir açısından yapılan güçlendirme çalışmaları hakkında bilgiler veren Keleş, “Düzce İtfaiyesini çok ciddi anlamda güçlendirdik. Özellikle Arama Kurtarma Ekibi açısından, can kurtarma açısından, mal kurtarma açısından ya da depremde bazı faaliyetleri hızlıca görebilmek açısından itfaiyeyi çok olağanüstü büyüttük ve geliştirdik. Personelimizi eğittik ve Düzce itfaiyesi içerisinde kurtarma birimini diğer itfaiyecilerden ayırdık ve onları çok ayrı eğitimlerden geçirdik. Ayrıca Düzce içerisindeki şekillenmede her zaman deprem olması halinde Düzce'yi nasıl bir şekle dönüştüreceğimiz konusunda hani ‘hazar da ve sefer de’ denilir ya, hazar da diyelim ki park olarak görev yapacak bir alanın deprem olması halinde oranın bir toplanma kampına dönüşmesi ya da Afet acil yardım planı içerisinde başka bir fonksiyon kazanması konusunda bir sürü ön hazırlıklar yapıldı. Aslında bütün çalışmalarımız, biraz halka duyurmadan ya da üstü kapalı bir şekilde devam etse de depreme hazırlık noktasında eskisi gibi değiliz.’’ şeklinde konuştu.

Yaşanması muhtemel bir felakete Düzce’yi hazır hale getiriyoruz
Depremi yaşayanlar olarak tecrübeyle birlikte tedbirli hareket ettiklerini ifade eden Keleş, “Bir şeyi bilirsiniz ama teorik olarak bilirsiniz, kendiniz yaşamamışsanız bunu tam olarak sağlamanız mümkün değil. Biz depremi yaşamış kişiler olarak, İstanbul İtfaiye Müdürlüğünde 7,5 yıl Sivil Savunma teşkilatında çalışmış olmamdan, deprem bölgesinde belediye başkanlığı yapmış olmamdan mütevellit aslında bu alanda birikmiş bir tecrübem var. Bu açıdan elimizden geldiğince, Düzce’de yaşanması muhtemel bir felakete hazırlık noktasında Düzce’yi hazır hale getiriyoruz. Bununla ilgili 18 yıldan beri sadece benim hatırladığım en az 10 tane en az deprem sempozyum semineri düzenledik. Deprem simülatörleri geldi. Burada halkı eğitebiliyorsunuz. Bu anlamda birçok çalışma yapıldı, ama tabi ki bu çalışmaların sonu yok. Sürekli devam etmesi gerekiyor.” dedi.

Sanayi çarşısındaki binaların tamamı çürük!
Kentsel dönüşümün Düzce için nasıl bir öneme sahip olduğuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Başkan Keleş, “Kentsel Dönüşüm deyince Düzce’de direkt depreme yönelik bir tedbir olarak düşünmemek lazım ancak bizim son sanayi çarşısı ile ilgili almış olduğumuz kentsel dönüşüm kararı depreme yönelik bir tedbirdir. Şehirde daha önce şekillenmiş, şehir parçalarının yenilenmesi olarak düşünülebilir ama bizim son sanayi çarşısı ve civarında yapacağımız kentsel dönüşüm faaliyeti tamamen depreme yönelik bir çalışmadır. Oradaki bütün binalardan örnek alınmıştır. O örneklerin tamamı çürük çıkmıştır. O binaların artık ekonomik ömürlerini tamamladığı ve risk oluşturduğu ortaya çıkmıştır. Biz orayı riskli alan ilan ederek, çevre bakanlığı ile birlikte kentsel dönüşüme tabii tutuyoruz.’’ ifadelerini kullandı.

Kent estetiğine önem veren bir çalışma ortaya koyuyoruz
Depremden sonra yapılan binaların, depremden önce yapılan binalara göre daha estetik olduğunu söyleyen Keleş, ifadelerine devam etti:
 “Depremler aslında kötü bir hadise, deprem belki bizde çok tamir edilmesi zor yaralar oluşturdu ama biz bunu aynı zamanda bir fırsata da dönüştürmüş olduk ve ‘Düzce’de aslında bina yapmayı öğrendik’ diyebiliriz. Depremden sonra yapılan binalar, hem depremden önce yapılan binalara göre daha mükemmel ve dayanıklı ama aynı zamanda da estetik. Kat yüksekliği konusunda da bir sınırlama  getirdiğimiz için mesela bir tanesi beş katlı, bir tanesi üç katlı bir tanesi iki katlı değil. Bir bölgede üç katlıysa başka bölgede iki katlı. Ana caddelerde dört katlıysa her yerde dört katlı.”

Yüksek katlı bina öldürmez çürük bina öldürür
Konuralp’te inşa edilen ve endişe ile karşılanan yüksek katlı yapılar hakkında açıklama yapan Keleş, “Şimdi aslında vatandaşlarımızın yanlış bildiği bir şey var. Yüksek katlı bina öldürmez çürük bina öldürür. Yapılması gereken şey, zemin karakterini iyi inceleyip, sağlam zeminlerde yüksek katlı binalar yapılmasıdır. Konuralp biliyorsunuz zemin karakteri çok güçlü, orası deprem bölgesinde bile olsa zemin sıvılaşması açısından hiçbir risk taşımıyor. Kayalık zeminler, o alanlarda yüksek katlı binalar yapılabilir ama tabi ki yüksek katlı bina yapmak demek deprem bölgesinde yine deprem şartlarına uygun yapmak anlamına geliyor. 80 katta yapabiliriz 100 katta yapabiliriz ama o binaların hepsinde ekstra deprem ilave tedbirleri alınarak yapılmaktadır.” diye konuştu.