Lastik yakarak elektrik enerjisi üretiminin önü açtığı kaygısıyla Düzce kamuoyunda büyük tepki çeken yasa değişikliği teklifinin TBMM Genel Kurulu’ndan geçmesinin yankıları henüz dinmeden Düzce için kötü haber geldi.

Kış aylarının gelmesi ile birlikte hava kalitesi düşen Düzce zehir solumaya başladı. Alt yapısı yüzde 99 olan doğalgaz yerine yaygın olarak ısınma amaçlı kömür kullanılması, sanayi bölgeleri, Ankara ve İstanbul arasındaki konumu nedeniyle trafik yoğunluğu ve coğrafi yapısı ‘Yeşil Düzce’de hava kirliliği sorununun hayatı tehdit eder düzeye çıkmasına neden oldu.

Düzce için alarm seviyesinde

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Sürekli İzleme Merkezi verilerine göre Düzce'nin hava kirliliği endeksi 0 ila 50 arasında bulunması gerekirken 316’ya kadar çıkarak rekor kırdı. Bu veri sonrası Türkiye’nin en kalitesiz havaya sahip şehri unvanını taşıyan Düzce için bakanlık alarm seviyesini ‘kötü’den ‘tehlikeli’ye yükseltti.

Her sabah ve akşam saatlerinde bir sis gibi şehre çöken kirli havanın kokusu burun yakıyor. Öncü Haber sokağa inerek sağlık açısından tehlikeli olan bu havayı solumak zorunda kalan Düzceliler’e hem kalitesiz havada kırılan rekoru hem de lastik yakma tartışmalarını sordu. Vatandaşların ortak isteği ise yetkililerin hayatı tehdit eden bu kötü gidişata dur demek için acilen önlem alması…

“Ağaçlar kesiliyor”

Düzce’de hava kirliliğinin Türkiye’de zirveye yerleşmesinin şaşırtıcı bir olay olmadığını belirten Mehmet Anaç, “Daha önceki yıllarda da ulusal medyaya yansımıştı. Türkiye’de Düzce’nin hava kirliğinde meşhur bir il olduğunu biliyoruz. Gerek artan araç sayısı, gerekse Organize Sanayi bölgesinde ki firmalar ve kömür kullanımı Düzce’nin havasını kirleten en büyük etkenlerden birisi. Tabii ağaçların kesilmesi de hava kirliliğine yol açıyor. Önceden şehir merkezinde bulunan ağaçların kesilmesi buna en büyük örnek.” ifadelerini kullandı.

“OSB’de denetim eksik, zehir soluyoruz”

Durumun hayatı 8 aydır kabusa çeviren koronavirüs salgını açısından oluşturduğu tehlikeye de dikkat çeken Anaç, “Koronavirüs, sis ve rüzgârdan yayılan bir hastalık. Bana göre vakaların artmasında en önemli unsur bu. Bu yüzden Düzceli yetkililerin bu konuda harekete geçip, en azından Düzce şehir merkezine ağaç dikmeleri lazım. Ben kullanılmış lastiklerin yakılarak enerji üretilmesine karşıyım. Düzce’nin havası zaten kirli, biz Düzce’de yaşayan vatandaşlar olarak, zaten zehir soluyoruz. Düzceli yetkililerin bu konuda duyarlı olması lazım. Organize Sanayi Bölgesi’nde bazı fabrikaların, özellikle akşam saatlerinde filtrelerini çalıştıklarını duyuyoruz. Bu konuda da denetimlerin eksik olduğunu görüyoruz.” dedi.

“Bu tesisi kesinlikle kabul etmiyorum”

Yetkililerin Düzce’deki hava kirliliği için bir an önce harekete geçmesi gerektiğini vurgulayan Mehmet Olgun, “Ben Düzceli’yim ve Düzce’nin havası gerçekten çok kirli. Şehir merkezine ağaçlandırma yapılması lazım. Ben lastik yakılarak enerji üretilmesi için Düzce’ye tesis kurulmasını kesinlikle kabul etmiyorum. Yetkililer, bana göre Düzceliler’in sesini duymalı bu konuda. Bu yanlış bir şey ve Düzce’ye çok büyük zarar verir. Yetkililerin buna onay vermesi mantıksız” diyerek kararı eleştirdi.

“4 yıl önce yerleştim, kirlilik olduğunu bilmiyordum”

4 yıl önce İstanbul’dan gelip Düzce’ye yerleşen Ümit Akyüz, “Düzce’yi çok seviyorum burada olmaktan mutluyum, ama havasının bu kadar kirli olduğunu bilmiyordum. Hava kirliliği bilhassa kışın basık havalarda, maalesef rahatsız ediyor. Eğer eski lastikleri yakarak enerji üretilecekse, bu Düzce’nin hava kirliliğini daha çok arttırır. Bu durum hem insan sağlığına hem de çevreye çok büyük zararlar verir. Bu konuda yetkilileri duyarlı olmaya çağırıyorum. Zaten bildiğim kadarıyla Düzce’de doğalgaz pek yaygın değil. O yüzden kömür yakılıyor, bu da Düzce’nin havasını kirletiyor. Bir de lastik yakılırsa, bu daha çok hava kirliliğine neden olur.” diyerek düzenlemeye karşı çıktı.

“Çocuklarımızın sağlığını düşünmeliyiz”

Hava kirliliği nedeniyle genelde evde kalmayı tercih ettiğini belirten Emine Zabunoğlu ise, “Türkiye’nin en kirli havasını biz soluyoruz maalesef. O yüzden içeride mi kalsak, dışarıda mı kalsak bilemiyoruz. Ben genelde evde kamayı tercih ediyorum. Acil işim olmadıktan sonra ben dışarıya çıkmıyorum. İhtiyaçlarımı aldım, eve geçiyorum. Çünkü dışarıda nefes almakta bile zorluk çekiyorum. Ben Düzce’de kullanılmış lastiklerin yakılarak enerji üretilmesine karşıyım. Lastik yakılması başlı başına kirliliktir. Düzce’ye ve insan sağlığına çok büyük zararlar verir bu durum. Yetkililerin bu duruma kesinlikle izin vermemesi lazım. Biz Düzce’de yaşıyoruz çocuklarımızla. Her şeyden önce çocuklarımızın sağlığını düşünmeliyiz.” sözleriyle söz konusu düzenlemeye tepki gösterdi.

HABER: Mehmet GÜNESEN