Bugün saat 10.30 civarlarında haber merkezimize bir bilgi geldi bilgi de şu; GAMA İPLİK Fabrikasında kimyasal bir patlama var. Haber, enformasyon… Bize hiç video göndermeyenler video gönderiyor fotoğraf gönderiyor ama burada ki amacın bir sesi gürültüye çevirmek gibi bir gayret olduğu belli. 
Ne olmuş, itfaiye gitmiş, çevre gitmiş, AFAD gitmiş… İlgili ve yetkili noktalara ulaştım.  Sorduk, durum ne? Ne oldu?  Olan kısaca şu; polimer diye bir madde var, bizim şu gömleğimizde pantolonumuzda kullanan ve plastikte ham madde diyebileceğimiz bir madde. Kimyasal olarak bilimsel anlatımlar kullanamam ama netice itibari ile böyle bir madde. Bu madde de borulardan geçiyor. Bir gün önce kapatılmış. Bir gün sonra bakımını yapmak amacıyla çalışanlar boruları açtıklarında arkadaşlar tarafından gerekli tedbirler alınmamış ve o sıcaklık birkaç kişinin ekini yakmış. Kıyamet kopuyor. O arada da Düzce Valiliğinde İstihdam Kurulu toplantısı var. Bunu bir kenara koyduk buraya geleceğiz. Şimdi enformasyonlar, kimyasal madde tankı patladı, ee kimyasal değil ki. Kimyasal derseniz kimyasal tabi. Kimyasal madde tankı patladı ve işçiler yaralandı, iki ve üç işçi… Sağlık İl Müdürünü aradım, Sayın Yasin Yılmaz ‘ı. Sordum “burada ki tedavi amacı nedir? Ne yapıyorsunuz? Nasıl bir tedavi uyguluyorsunuz?” dedi ki ‘yanık tedavisi yapıyoruz.’ Peki dedim hayati tehlike yaratacak bir kimyasal var mı? Şu anda yok, yanık tedavisi var dedi. Yani sıcaklıktan dolayı gelen bir tedavi.  
AFAD konuyla ilgili bir rapor hazırlıyor. “organize sanayi bölgesinde faaliyet gösteren GAMA İPLİK Fabrikası ‘na ulaşılmıştır. Olay yerinde multiravelite cihazı ile yapılan ortam ölçümlerinde herhangi bir olumsuz durumla karşılaşılmamış olup yapılan fiziki incelemeler doğrultusunda yaralanmaya sebep olan olayın, ilgili firmanın ham madde transferinde kullanılan pompanın bakımı sırasında meydana geldiği gözlenmiştir.”  Şube Müdürü, Arama Kurtarma Teknisyenlerinin vermiş olduğu rapor da yazılanlar bu şekilde. 
Çevre Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı Düzce İl Müdürlüğü buraya bir ekip gönderiyor. Deniliyor ki “yukarı da adres unvanı yapılan işletmeye saat 10.30 ‘ da incelemede işletmenin, elyaf üretim hattında üretim durmuş haldeyken, bakım çalışması yapıldığı esnada hattın borusuna ait flash, kapak temizliği söküldüğünde erilk halde olan hammaddenin iki bakım personelinin üzerine sızması sonucunda vücutlarında yanık oluşması suretiyle iş kazası yaşandığı tespit edilmiştir. Herhangi bir kimyasal veya gaz sıkıntısı olduğu tespit edilememiştir.” Kim diyor bunu? Çevre İl Müdürlüğü diyor. 
İtfaiye gitmiş oraya, tabi biz bütün haberleri bu şekilde araştırıyoruz. İtfaiyenin yetkili müdürünü aradık sorduk konu nedir dedik, ‘bize 112 ‘den bilgi geldi, biz kurtarma ekibimizle gittik, ona göre gittik fakat gittiğimizde öyle bir şey yoktu. Yangınlık bir şey de yoktu. Geri döndük. “ dedi. Firmadan herhangi bir itfaiye talebi olmamış. 
Valilikte bir Koordinasyon Toplantısı yapıldığından bahsettik. İstihdam konulu bir toplantı. Bu konu Sayın Valimize “kimyasal” tanımlamasıyla orada ki, ismini söylediğim zaman kızıyorlar ama Ticaret Odası Başkanı Sayın, Saygıdeğer Tuncay Şahin tarafından izah ediliyor. Şıracı bozacı hesabı…
Sağlık İl Müdürü Yasin Bey ‘ de, tabi konuya o anda tam vakıf değil ama Tuncay Beyi destekleyecek şekilde bilgileri ilgili noktaya sunuyorlar.  
Peki buradaki dert ne? Bir kıvılcımdan ateş çıkarmak. Niye? Tuncay Şahin Bey ’i ilgili firma kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle ve görevi kötüye kullandığı gerekçesiyle Cumhuriyet Başsavcılığı ’na şikâyet etmesi… Bu olayda kişiselleşmiş bir vaziyet var. Biz haberi böyle yazdık, doğrusu buydu. Haberi farklı şekilde yazan arkadaşlarımızda oldu. Neye göre? Bu telkinlere göre yazdılar. Neyin karşılığında yazdılar, neyin karşılığında yazmadılar?  Burada da şöyle bir algı var Düzce’de, memleketi, milleti ilgilendiren bir konu üzerinde haber yapılıyor. İyi bir haber yapılırsa buradan menfaatin ne? İyi bir haber yapılmazsa buradan menfaatin mi oluşmadı. Ya arkadaş! Burası İngiltere değil ki. İngiltere Parlamentosu’nda yazıyor. İngiltere’nin dostu yoktur, düşmanı yoktur, menfaati vardır. Burası İngiltere değil, burada şunu anlatmaya çalışıyoruz. Düzce’nin, Türkiye’nin menfaatlerine dünyada ikinci sırada, Türkiye’de birinci sırada olan bir kuruluş. 2021 yılında Türkiye’de organize sanayi bölgesinde en çok yatırım yapan kuruluştan bahsediyoruz. Hepsinden önemlisi, diyelim ki Türkiye’de ihracat yapan bin tane firma var. İhracat yapan bin firmanın ilk beş yüzü var. İkinci beş yüzde 2020 yılında GAMA Tekstil dediğimiz firma 71’irinci sırada. Milyon dolarlık ihracat yapıyor. Biliyorsunuz tekstil İngiltere’den sonra Hindistan ile kafa kafaya gittiğimiz bir sektör, Çin ile kafa kafaya gittiğimiz bir sektör. Türkiye’de tekstil ihracatın lokomotifi milyarlarca dolar para kazanıyoruz. Bu tekstilin olması için de ip lazım, üretim lazım. Ülkede para kazanalım ihracat yapalım diye yanıp tutuşan bir cumhurbaşkanı ve devletin ilgili birimleri var. Burada da ihracat yapan bir firmaya kişisel sebeplerden dolayı haklı da olabilir haksız da. Bakın ben açık ve net bir şekilde söylüyorum. Tuncay Şahin’i eleştiriyorum. Kişisel bir derdim de yok 30 seneden beri tanırım. Yarın Düzce’nin ortak bir menfaati olduğu zaman ben hiçbir yaşanmışlığı göz önüne almadan Tuncay Şahin ile Düzce’nin ortak menfaatini mutlak ve mutlak konuşurum bir yola da girerim. Sıkıntım yokki benim. İşte burada Düzce’yi yönetenler, Düzce’nin idare ve irade sahipleri de aynı duygu ve düşüncede olmalı. Hiç kimse Düzce’nin, Türkiye’nin buradaki üretimin, buradaki yapının, buradaki ekonomiye katkının üzerinde kendini görmemeli, göremez de. Kimiz ki biz! Ülke ihracat diyor, ülke istihdam diyor. 850 tane adam var orada çalışan. Şimdi bir de şey var. Şu tartışmalarda bir yere gelindi. Bu ilgili firma aldığım ilgiye göre Gaziantep’te bulunan tesisini bertaraf ederek Düzce’ye getirme planının yapıldığı süreçte burada ne oldu? burada düşünmeye geçti. Yazık günah ya! Bu neye benziyor biliyor musunuz? Fındığın rekoltesi 730 bin ton diye birileri açıklama yapıyor. Ben ona inanmıyorum. Fındık 85 TL olsun 730 bin rekolte var. 730 bin ton rekolteyi kim söylüyor. Bu fındıktan para kazanacaklar söylüyor. Rekolte ne kadar fazla olursa fiyat o kadar düşük olur. Siz hiç duydunuz mü Türkiye’de (istisnalar kaideyi bozmaz belki olmuştur) 730 bin ton rekolteyi. Gittin de tek tek ölçtün mü bu fındığı? Yansıyanı var bunun. Aslında birçok yerde fındık yok bizim bölgemizde de bahçelere giremeyecek var. Kime amaç, kime hizmet ediyor bu ifade? Bu ifade rant ve menfaat çevrelerine hitap ediyor. İki tane kör adam yemek yiyorlarmış. Yemek yerken bir tanesi demiş ki diğerine, dolmaları ikişer ikişer alıyorsun. Karşısındaki demiş ki sen görmüyorsun nerden biliyorsun ikişer ikişer aldığımı. İşte dervişin fikri neyse zikri de odur. Kime neye hizmet ettiğimizi iyi bilmemiz lazım. Burada birilerine hizmet ediliyor ama birilerini abat ederken birilerini berbat ediyor. Şimdi ben bunları söyledim ya herkes bir şey söyler. Dedik ya iyi haber yazdığınızda ne oldu, kötü haber yazdığınızda ne oldu ne derler bazen bize, fazla konuştuğumuz zaman bunları anlattığımız zaman, yüksek sesle söylediğimiz zaman doğruyu söylemeye çalıştığımız zaman ki söylediğimiz zaman. Ya müptezel derler ya meczup derler. Desinler, hiç umurumuzda değil. Bizim dostumuz ok düşmanımız yok. Bizim Düzce’miz var, Düzce bizim ortak değerimiz, Düzce bizim ortak menfaatimiz. Bu memlekette Düzce’nin menfaati ülkenin menfaati neyi gerektiriyorsa biz orada o söze, o söyleme, o eyleme, o mücadeleye varız. Diğer türlü bu memlekette insanlık tarihinde “Habibim sen olmasaydın alemleri yaratmazdım” diyen Mevla’nın Hz. Muhammed ’e neler söylenmedi ki bize de her şeyi söyleyecekler. Müptezel diyecekler, öyle diyecekler, böyle diyecekler. Çünkü bunlar sabah söylediği yalana ve iftiraya akşam oturup inanan modeller. Bu modellerle Düzce’nin geldiği yer belli. Allah inşallah Düzce’de daha liyakatli daha kendinden emin, ezik ve ezgin duygularla yaşamamış memleketine milletine hizmet noktasında bir bilinçte olan insanlarla yönetilmeyi, çalışmayı hepimize nasip etsin. Biz de dahil olmak üzere.

PROGRAMIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN