Düzce’de hasar tespit muamması artık içinden çıkılmaz bir hal almaya başladı. Şehre gelen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un sadece çıplak gözle yaptığı inceleme sonucunda, ‘Bu binayı yıkın!’ talimatı verdiği Çilimli’deki yapıya ‘Hasarsız’ raporu veren Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Nurhan Kartal yönetimindeki hasar tespit ekipleri ile yine il ve ilçelerde binalara ‘hasarlı’-‘hasarsız’ tespiti yapan ekiplere destek veren Ali Kartal sorumluluğunda AFAD personelinin iddiaya göre gelişigüzel yaptığı incelemeler halkı mağdur etmeye devam ediyor.

VATANDAŞ NEYE UĞRADIĞINI ŞAŞIRIYOR

23 Kasım’daki Gölyaka merkezli depremde evlerinde hasar oluşan ve bu yüzden içerisinde yaşamaya korkan onlarca aile, binalarında güçlendirme çalışması yapılmasını beklerken, hasar tespit ekiplerinin inceleme sonucunda ‘Hasarsız’ raporu vermesi ile neye uğradığını şaşırdı.   

İHBAR HATTIMIZA ŞİKAYET YAĞMURU

Günlerdir Öncü Whatapp İhbar Hattı (0 542 767 18 81)’nı şikayet yağmuruna tutan çok sayıda depremzede, devletin Düzce’nin yanında ancak müdürlük koltuklarında olanların dünyadan bihaber yönetim anlayışı sergilediğini savundu.

ÜST DÜZEY BÜROKRATLARA VATANDAŞTAN TAM NOT

Depremin meydana geldiği sabahtan itibaren çok sayıda bakanın günlerce Düzce’den ayrılmadığına dikkat çeken Düzceliler, bakanlar şehirde ayrılsa da daire başkanları ve genel müdürleri bizzat görevlendirerek süreci yakından takip ettiğine dikkati çekti. Özellikle Düzce’deki hasarlı binalara yönelik çalışmaların titizlikle yürütülmesi için günlerdir şehirde olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı Yapı İşleri Genel Müdürü Banu Aslan’ın konuya oldukça hakim olması hem halktan hem de personelden tam not aldı. Aynı zamanda makine yüksek mühendisi olan Aslan’ın il genelinde sağlıklı yapılaşma ve olası tehlikelere karşı uygulama koyduğu yöntemler vatandaş cephesinde devlete duyulan güveni katlarken, iş yerele geldiğinde yaşanan sancı tepkileri de beraberinde getiriyor.

KARI-KOCA MÜDÜRLER SÜRECİ YÖNETEMİYOR

Evlerinde oluşan derin çatlaklar ve kısmi yıkılmalar yüzünden çadır ya da konteynerlerde kalan onlarca aile, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Nurhan Kartal ile yine sahadaki koordinasyondan sorumlu olan eşi AFAD İl Müdürü Ali Kartal’ın sorumsuz yönetimi yüzünden yaşadıkları mağduriyete isyan ediyor.

“GÖZLERİMİZE Mİ İNANALIM EKİPLERE Mİ?”

Konu ile ilgili Öncü Haber WhatsApp İhbar Hattı’na ulaşan İsa Kars şu sözleri dile getirdi:

“Çay Mahallesi’nde oturuyorum. Evimin duvarlarında çatlaklar var. Özellikle banyo kısmında büyük bir çatlak oluştu. Fotoğraflarda da çektim zaten. 5 cm bir çatlak hasar değil midir? Biz bu zamanda devletten herkes gibi faydalanmıyoruz. Biz sadece evimizin tamir edilmesini istiyoruz. Bu ev için hasarsızdır demek doğru mudur? Gözlerimize mi inanalım ekiplere mi? Lütfen gereği neyse yapılsın, korkuyoruz biz de.”

“HAYATIMIZ İKİ KİŞİNİN DUDAĞININ ARASINDA”

Yine ihbar hattına ulaşan Çay Mahallesi’nde oturan İbrahim Sadak ise yaşanan sürece şöyle tepki gösterdi: “Bina oturulamayacak seviyede olmasına rağmen binamıza “hasarsız” raporu verdiler. Yetkililer gelsin tekrar görüntülesin. Hayatımız iki kişinin dudağının arasında. Ve çok ciddi konuşma yapacağım yetkililere. Stresten yorulduk artık. Böyle bir binaya nasıl hasarsız tespiti yapılıyor, ben anlayamıyorum.”

“HER DEPREMDE HASAR GÖRDÜ SADECE “KOLONLARA İYİ” DEDİLER”

Çay Mahallesi Çelik Sokak’ta ikamet eden bir başka afetzede ise “Oturduğumuz binada yaptıkları incelemede, sadece çatıya “hasarlı” dediler ama temel aşağıya inmiş. Buna karşılık hiçbir şey demediler, evle hiç ilgilenmediler. Her depremde hasar gördü sadece “Kolonlara iyi” dediler ama ev oturulacak gibi değil.” diyerek, incelemelerdeki tutarsızlığa sitem etti.

EVİ YAN YATTI SADECE ÇATIYA ‘AĞIR HASARLI’ DEDİLER

Meydana gelen depremde Çilimli ilçesine bağlı Kuşoğlu Köyü’nde Gülten Işık’a ait 2 katlı ev yan yattı. Depremde evinin ağır hasar almasına rağmen, sadece çatısı için ‘Ağır Hasar’ raporu verildiğini söyleyen ev sahibi Gülten Işık, yetkililerden yardım talebinde bulundu. Konu ile ilgili Öncü Haber Merkezi ile irtibata geçen Işık, “Evim şu anda ağır hasarlı. Evime giremiyorum. Kızımın yanında yerleştim. Ben devletten para falan istemiyorum, evim yıkılacaksa yıksınlar. Sadece isteğim, kalabileceğim bir konteyner.” dedi.

“VALİMİZ KONUYA EL ATMALI, YENİDEN İNCELEME İSTİYORUZ”

Düzce gibi sık sık afetlerle sınanan bir memlekette hasar tespit çalışmalarının hayati öneme sahip olduğuna dikkat çeken tepkili vatandaşlar, “Devletimiz tüm imkanlarıyla yanımızda. Şehre gönderilen üst düzey bürokratlar her ayrıntıya dikkat ederek profesyonel bir çalışma yürütüyor. Ancak müdürlük koltuklarında oturanların basiretsizliği yüzünden olan bizlere oluyor. Sayın valimizin afet yönetiminde yetersiz kalan söz konusu idari amirlere yönelik gereken adımları atmasını istiyoruz. Daha sağlıklı inceleme için hasar tespit ekiplerinin yeniden binalarımıza gelmesini istiyoruz.” dedi.

BAKANLIK “HASAR TESPİTİ”NİN NASIL YÖNETİLMESİNİ İSTİYOR?

Öte yandan bakanlık tarafından afet sonrası binalarda oluşan durum, "hasarsız", "az hasarlı", "orta hasarlı", "ağır hasarlı" ve "acil yıkılacak" binalar şeklinde sıralanıyor. Buna göre, deprem nedeniyle herhangi bir hasar meydana gelmeyen binalar "hasarsız", deprem nedeniyle binanın boyasında, sıvalarında ve duvarlarında oluşan ince çatlaklar ile duvarlardan düşen sıvaların olduğu binalar ise "az hasarlı" binalar olarak değerlendirilerek, bu iki durumda binanın kullanılmasında bir sakınca görülmüyor.Deprem nedeniyle binanın duvarlarındaki yarıklar ile taşıyıcı elemanlardaki ince çatlakların olduğu binalar ise "orta hasarlı binalar" olarak değerlendiriyor. Orta hasarlı yapıda taşıma gücündeki azalma giderilmeden (yapı onarılmadan) ya da güçlendirilmeden yapının kullanılmaması öneriliyor, ancak eşyaların tahliyesi gerçekleştirilebiliyor.

Deprem nedeniyle binanın taşıyıcı elemanlarındaki geniş ve yaygın kesme kırılmalarının/ayrılmalarının olduğu binalar ise "ağır hasarlı" olarak değerlendiriliyor. Bu yapılar, "onarılmaz taşıma gücü kaybı ve geri (dayanım ve ekonomik açısından) alınamaz, hasarları olan binalar" olarak tanımlanıyor. Deprem nedeniyle binanın taşıyıcı elamanlarının büyük oranda kalıcı yer değiştirerek, kısmen veya tamamen yıkıldığı binalar da "acil yıkılacak" binalar olarak adlandırılıyor. Hiçbir şekilde kullanılması mümkün olmayan bu binaların içine girilemiyor ve eşyaların tahliyesi gerçekleştirilemiyor.